Türk basın dünyasında önemli değişiklik yaşanıyor. Değişen yayın teknolojileri ve kullanıcı alışkanlıklarının en çok etkilediği sektörlerden biri de medya. Bu yüzden tüm dünyada “basılı yayıncılık bitiyor mu?” sorusu gündemde. İkinci soru “dijital dünya basılı medyanın yerini alabilecek mi?”
Öncelikle unutmayalım medyada, erişim olarak internet öne geçti ama gelir olarak hâlâ çok geride. Yani kullanıcı internette ama internet gelirleri medyayı yaşatacak seviyede değil!
Haksız rekabet var!
Kâğıt gazetecilikte yıllar boyu rakip diğer gazeteler oldu. İyi haber ve iyi tiraj, iyi reklam geliri demekti. Dijitalde ise işler tam olarak bu şekilde yürümüyor. Çünkü internet ‘bağımsız’ gibi görünse de aslında sahipli bir mecra. En büyük sahibi de Google. Sonra da Facebook, Youtube, Instagram gibi mecralar. Hatırlatalım; Instagram Facebook’a, Youtube ise Google’a ait şirketler. Yani dijital medyada birkaç Amerikan firması hüküm sürüyor. Tüketici alışkanlıkları da kullanıcıların habere sosyal medyadan erişmeye başladığını ortaya koyuyor.
Dijital reklam pastasının Türkiye’deki dağılımına bakacak olursak (2017 yılı kapanış rakamları; Deloitte), dijitale ayrılan bütçe 2.1 milyar TL’ye dayandı ve aldığı pay yüzde 25’i aştı. Elde edilen gelirin çoğu da bahsettiğimiz Amerikalı şirketlere gidiyor. Üstelik bu şirketler vergisini bile ödemeden, ülkemizden kazandıkları geliri ‘tek bir tık’la yurtdışına aktaracak kadar kendinden emin, yollarına devam ediyor. Yerli oyunculara ise kesilen vergiyi kuruşu kuruşuna ödemek düşüyor!
Dönüşüm ve değişimin önüne geçilemez. Kaliteli içerik üretmek her zaman önemli. Ama burada rakip yerel rakipler değil, global rakipler.
Türk medyasının tek sorununun sadece dijital dönüşüm değil, dünya devleriyle de rekabet olduğunu anlamamız gerekli. Buradaki asıl sorun da Türk reklamverenlerin Türk medyasını destekleyip desteklemeyeceği. Eğer reklamveren Google, Facebook gibi mecraları tercih etmeye devam ederse Türk medyasının geleceği çok daha zor olabilir.
İşimizin sadece içerik değil teknolojilere ve globalde rekabet edebilecek mecralar yaratmaya yatırım yapmak olduğunu ise aklımızdan hiç çıkarmayalım.
Okuyun, hayatınız değişsin
“Bir kitap okudum hayatım değişti”; klasik bir söylem olabilir ama okumak, okuduklarımızı hayatımıza katmak oldukça değerli. Bugün size iki farklı kitaptan bahsedeceğim. Birincisi tüm dünyada, ikincisi Türkiye’de benzer tarzda yayımlanan iki kitap birlikte ele alındığında hayatta “huzurlu olmanın” sırlarını aralamanıza olanak sağlayabilir.
İlkinin ismi, ünlü psikoterapist ve yazar Dr. Richard Carlson imzalı “Ufak şeyleri dert etmeyin.” İkincisi iş alemindeki deneyimlerini kitaba döken Haluk Ziya Türkmen’in eseri olan “Milyon dolarlık sözler.”
Bu ikili rahat bir dille ögüt veriyor, yol gösteriyor.
Yüzlerce ilgi çekici başlık arasından ben kendi “en iyi 20” listemi sizlerle paylaşıyorum.
Kitaplarda elbette çok daha derin ve anlamlı bilgiye ulaşmanız mümkün.
UFAK ŞEYLERİ DERT ETMEYİN
- Ufak şeyleri dert etmeyin; hepsi de ufak şeylerdir.
- Bu da geçer.
- Kendinizi iyi hissettiğinizde şükredin, kötü hissettiğinizde ılımlı olun.
- Bırakın canınız sıkılsın.
- Kendi görüşlerinizden tamamen farklı makale ve kitaplar okuyun.
- Olumsuz düşüncelerinize yüz vermemeye alışın.
- Kendi işinize bakın.
- Alçakgönüllü olun.
-Çöpü çıkarma sırasının kimde olduğunu hatırlamıyorsanız siz çıkarın.
- “Daha fazlası daha iyidir”; böyle düşünmeyi bırakın.
- Bir iyilik yapın ve kimseye bahsetmeyin.
- İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin.
- Daha sabırlı olun.
- Kimsenin sözünü kesmeyin.
- Konuşmadan soluk alın.
- Gerçeği kabul edin; hayat adil değildir.
- Savaşınızı akıllıca seçin.
- Erken kalkmaya alışın.
- Unutmayın, bundan 100 yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak.
- Bugünü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir!
MİLYON DOLARLIK SÖZLER
- Güven yemekteki tuz kadar olmalıdır.
- Ney gönülle üflenir.
- Şirketin kötüye gittiğini en son ortaklar duyar.
- Hayattaki en pahalı ürün umuttur.
- Aldanan aslında aldatan olabilir.
- Öğrenmek satın almaktan pahalıdır.
-Rahat koşan tur yemiş demektir.
- İnanmaya çalıştığımız yalanlar ödeyeceğimiz bedellerdir.
- Haklı daima sakin ve suskundur.
- Her şey bir adımla başlar.
- İnsan hayatta hep güçlü olduğu yerden vurulur.
- Kötü günün tedbiri, iyi günde alınır.
- Gemici gemiyi bir defa düzeltir.
- Sekreteriyle yakınlaşan daktiloyu yazar.
- Fazla kâr sermayeyi götürür.
- Konfor alanını artırmak, mutluluğu azaltmaktır.
- Değiştiremeyeceğimiz tek şey geçmişimizdir.
- Kişilerin peşine düşen konuları unutur.
- Büyük iyilikler küçük insanlardan gelir.
- Zamanında gitmeyen zamanla gidendir!