Geçen hafta Moody’s şirketinin Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine çıkarmasının ardından bu hafta gözler Fed üyelerinin yaptıkları konuşmalara çevrildi. İlk bakışta birbirinden bağımsız gibi görünse de aslında bu iki olgu Türkiye açısından oldukça ilintili.
Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında artış
Moodys’in yapmış olduğu not artırımı bizim için oldukça önemli bir gelişme çünkü uzun vadeli yatırım fonları yabancı piyasalara girmek için en az iki kredi derecelendirme kuruluşundan “yatırım yapılabilir” notu alınmasını şart koşuyorlar. Fitch’i takiben gelen bu ikinci not artırımı ile Türkiye artık bu şartı sağlıyor.
Küresel likiditenin rekor seviyelerde olduğu bir dönemde gelen not artışının doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını Türkiye’ye çekmesi bekleniyor. Spekülatif amaçlı sıcak paradan farklı olarak, doğrudan yabancı sermaye yatırımları uzun vadeli finansman sağlıyor. Bu nedenle kur ve diğer makroekonomik büyüklükler üzerinde oynaklık riski azalıyor ve oldukça cazip bir dış finansman alternatifi oluşuyor.
Fed cephesinden gelen haberler
Türkiye’ye gelmesi umulan yabancı sermaye yatırımlarını belirleyici etmenlerinden biri de dış piyasalardaki likidite bolluğunun ne kadar devam edeceği. İşte bu noktada Fed’in çıkış stratejisi ile ilgili verdiği sinyaller bizim için kritik önem taşıyor. Geçen hafta Fed’in WSJ aracılığı ile çıkış planı hakkında verdiği mesajdan bahsetmiştim. Fed bono alımlarının kademeli olarak azaltılacağını ancak zamanlamayı konuşmak için çok erken olduğunu söylemişti. Bu hafta içerisinde değişik Fed üyelerinden gelen sözlü açıklamalar da WSJ aracılığı ile verilen mesaji teyid eder nitelikteydi.
Haftanın çıkış planı ile ilgili tartışmalarında son noktayı Bernanke koydu. Çarşamba günü Kongrede konuşan Bernanke, varlık alımlarına bir süre daha devam edileceği sinyalini verdi. Soru cevap bölümünde çıkışın ne zaman gerçekleşeceği sorusu üzerine ise Bernanke çıkış tarihi hakkında kesin bir bilgi veremiyeceğini, bu kararı gelen ekonomik verilerin belirleyeceğini, ve eğer önümüzdeki aylarda ekonomide toparlanma yönünde güçlü sinyaller gelirse tahvil alımlarında bir azaltmayı o zaman düşünebileceklerini söyledi. Bernanke’nin bu son sözleri piyasalarda soğuk bir rüzgar estirdi.
Bence Bernanke ve diğer Fed üyeleri tutarlı olarak aynı mesajı veriyorlar. Yeni bir bilgi yok. Nedir verilen bilgiler: (i) Çıkış ani bir çıkış olmayacak, zamanı geldiğinde alımlar yavaşlayacak (ii) Bono alımları ile ilgili esnek bir anlayış izlenecek, çıkış patikası izlenirken gerekirse miktarlar aşağı ya da yukarı yönlü ayarlanacak (iii) Çıkış tarihi veri odaklı olduğundan ne zaman geri adım atılacağı konusunda bir sürpriz olmayacak, yani Fed ve piyasalar aynı anda bilgi sahibi olacaklar.
Fed’in bu mesajları tekrar tekrar yinelemesini de çıkış planının bir parçası olarak görmek lazım. Fed şu aşamada iletişim politikasını devreye sokarak piyasaları varlık alımı miktarlarında olası ayarlamalara hazırlıyor. Plan resmen devreye sokulduktan sonra da ilave ayarlamalar yapılabileceğini ve piyasaların buna hazırlıklı olmalarını söylüyor.
Türkiye cephesinde olası etkiler
Fed’den gelen sinyal şu anki veriler itibariyle varlık alımlarının bir süre daha devam edeceği şeklinde. Kaldi ki eğer önümüzdeki aylarda olası bir yavaşlama başlasa bile bu likiditenin azalması değil artış hızının kesilmesi şeklinde görülecek. Dolayısı ile Türkiye’ye gelmesi beklenen yabancı sermaye açısından şu aşamada herhangi bir sorun yok.