Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Salı günü Merkez Bankası, dün de Fed toplantıları vardı. Dünyanın iki ayrı ucunda, iki ayrı merkez bankasının aldığı kararlar ortak bazı noktalarda buluştu. Her ikisi de temel politika araçlarında değişiklik yapmazken iletişim kanalı ile bundan sonraki döneme ait sinyaller verdiler. Kararlarda genel benzerlikler olsa da bunların altında yatan etmenler iki taraf için de oldukça farklı. Bugün iki merkez bankasının kararlarını, bir nevi “iki şehrin hikayesi”ni anlatmak istiyorum.
Merkez, piyasanın beklediği bir hareketle politika duruşunda değişiklik yapmadı. Öte yandan karar metnindeki değişiklikler Merkez’in enflasyon konusunda daha dikkatli takibe geçtiği izlenimini verdi. Özellikle kur ve kredi piyasalarındaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkilerinin yakından izleneceğini vurgulayan Merkez, kurdaki olası bir yükselme ya da kredilerdeki büyümenin enflasyonu tetiklemesi durumunda devreye gireceğini vurguladı.

Bir sözün gücü...
Ankara’nın para politikası duruşu konusunda daha güçlü kararlar alamayışının bir sebebi, başka bir şehirden, yani Washington’dan gelecek Fed kararlarının beklenmesiydi. Türkiye ile birlikte pek çok gelişmekte olan ülke için Fed’in çıkış takvimi kritik önem taşıyordu. Mayısta sırf “Fed piyasaya sürdüğü para miktarını azaltabilir” endişesi bile gelişmekte olan ülkelerden önemli para çıkışlarına ve yerel paraların dolar karşısında değer kaybetmesine sebep olmuştu.
Bu nedenle Merkez radikal bir adım atmadan Fed’i beklemeyi tercih etti. Merkez’in “bekle ve gör” stratejisi yerinde bir karardı çünkü Fed’i beklemeden karar alsaydı Fed toplantısı sonrası daha çok oynaklık oluşabilirdi.
Önceki gün Bernanke nihayet çıkış takvimi konusunda daha net bilgi verdi. Parasal genişlemeden çıkışın sene sonu başlayabileceğini belirten Bernanke, bu kararı vermeden önce işsizlik rakamının yüzde 7’ye düşmesini hedefleyeceklerini açıkladı. Şu anki veriler doğrultusunda 2014 ortası itibariyle de aylık alımların son bulması bekleniyor, ancak gelecek veriler bu tarihleri değiştirebilir.

Bundan sonra ne olur?
Çıkışın yaklaştığının teyid edilmesi piyasalarda “kötü haber” olarak algılandı. ABD borsası düşerken para arzındaki yavaşlama beklentisi doların değerini artırmaya başladı. Bu da dolar/TL kurunda oynaklıklar ve Merkez’den müdahale anlamına geliyor. Gelişmekte olan ülkelerden olacak para çıkışları uzun vadeli Amerikan hazine bonosu faizlerini daha da yukarı çekebilir.
Fed toplantısı öncesinde “Bernanke gitmeden önce piyasaları bozmaz ve çıkış işini yeni başkana devreder” türünden yorumlar yapılmıştı. Bu tür yorumları inandırıcı bulmuyorum. Kurumsallaşma konusunda oldukça ileri bir seviyede bulunan Fed, para politikasının devamlılığını başkanın şahsiyetinden daha önde tutacak ve gerekli gördüğü zaman Fed başkanının kim olduğuna bakmadan gereken adımları atacaktır.