Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

ABD Başkanı kendisine ekonomik danışman aramaktadır. Etrafındakilere “Bana tek elli bir iktisatçı bulun” der ve ekler: Konuştuğum bütün iktisatçılar bir elleri ile ileri sürdükleri fikrin artılarına işaret ederken diğer elleri ile de eksileri gösteriyorlar. Ben tek bir fikri savunan tek elli bir iktisatçı istiyorum!

Bu fıkrayı iktisatta çok önemli olduğuna inandığım objektiflik ilkesini vurguladığı için severim. İktisatçı belli bir birikimin sonucunda elbette kendisini bazı görüşlere yakın hissedebilir ancak bu genel prensipi hatırlamak ve iktisatçının sahip olması gereken ikinci eli unutmamak için köşeme “ikinci el” adını verdim.
Bu sütunlar, dünya ve Türkiye’nin ekonomi gündemini her hafta sizlerle birlikte masaya yatıracağımız bir yer olacak. Sözü uzatmadan gündemdeki sorularla işe başlayalım...

Haberin Devamı

MERKEZ BANKASI HÜKÜMET EL ELE

* Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Enflasyonda yüzde 5 hedefini tutturalım ardından hükümetle daha aşağı bir hedef için masaya otururuz” dedi. Merkez bankalarının ABD’de Fed de dahil hükümetle, başkanla bu kadar iç içe olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ekonomik dengelerin kurulması iki tür politika ile belirleniyor. Biri Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikası, diğeri ise hükümet tarafından yürütülen maliye politikası. Her iki politikanın nihai hedefi ise GSYIH’daki oynaklıkları kontrol altına almak.
Birbirinden bağımsız olarak yürütülen bu politikalar bazen ekonominin gidişatı ile ilgili fikir ayrılıkları nedeniyle, bazense maliye politikasının ekonomiyi daraltma yönünde kararlar almakta zorlanması nedeniyle birbirinden ayrılmalar gösterebiliyor. Ekonomik istikrar açısından en kötü durum bu iki otoritenin zıt politikalar yürütmesi, en ideal durum ise iki otoritenin de ortak bir amaç doğrultusunda işbirliği yapması.
Merkez bankalarının hükümetle yakın iletişim içinde olması para ve maliye politikalarının koordinasyonu açısından oldukça olumlu
bir yaklaşım kanımca.

2013 YILINDA HEDEFLER TUTACAK

* Erdem Başçı 2012 yılı için “Doları yeneceğiz, TL’ye güvenin” dedi ve bu söyleminde haklı çıktı. 2013 için TL’de durum ne olacak?

Haberin Devamı

Merkez Bankası dolar/TL kuru konusunda geçen yıllardaki kararlı tutumunu bu yıl da sürdürüyor. En son 22 Ocak toplantısında faiz koridorunun alt ve üst bantlarında indirime gidilmesi bu kararlılığın bir göstergesi. TL’ye ödenen faizin düşük olması yurtdışından gelen TL talebini dizginleyerek paramızın dolar karşısında zayıf kalmasını sağlıyor. Bu durumda ihraç ettiğimiz ürünler yabancı alıcılara ucuz geldiğinden ihracatımız artarken ithal ettiğimiz ürünler yerli tüketiciye daha pahalı gelerek ithalatı azaltıyor ve cari açık azalıyor. Ayrıca sermaye girişlerinin dizginlenmesi kredilerde hedeflenenin ötesinde bir büyüme olmasını da engelliyor.
Yani zayıf TL’nin şu anki ekonomik şartlar altında finansal istikrarı düzenleyici bir etkisi var. Merkez Bankasının hedeflerine bu sene de ulaşacağına inanıyorum.

KREDİ NOTSUZ HAYAT GEÇER Mİ?

* Piyasalar Fitch sonrası Moody’s’in not artışına çok odaklanmıştı ama beklenen olmadı. Piyasalar moralsiz... Notsuz hayat geçer mi? Türkiye, Merkez Bankası buna göre yeni bir yol haritası çizmeli mi?

Haberin Devamı

Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri dış sermaye akışları üzerinde önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle Merkez Bankası’nın bu gelişmeyi gözardı etmesini beklemiyorum. Öte yandan bizim için asıl önemi olan tek bir kuruluşun vermiş olduğu nottan ziyade Türkiye hakkındaki genel fikirdir. O nedenle Moody’s’in kararına çok fazla odaklanmayıp bundan sonrası için finansal istikrar hedeflerini tutturmaya yönelmek daha mantıklı bir hareket olur.