Paris Moda Haftası’nda, Bella Hadid’in üzerine sprey boyayla püskürtülen elbise, hepimizde kısa süreli bir şok yarattı. Peki, daha neler mi göreceğiz? Yazıma buyurunuz.
2030 yılına kadar, 3.3 trilyon doları bulacak bir sektörden, moda dünyasından konuşacağız bugün. Sohbetimiz, “Seneye pembe mi giyilecek?” sorusunu bir hayli aştı. Zira Z kuşağıyla açılan yepyeni dönem, modayı da ciddi halde kapsıyor. Uygulamalarda, stillerde, kumaşlarda ezber bozan yenilikler art arda geliyor, gerçek yaşam ve dijital dünya iç içe geçiyor. İlk sanal influencer ve dijital süperimiz Noonoouri de hayatımıza girdiğine göre, gelecekten konuşabiliriz.
Yapay zekâ başrolde
Kıyafetlerimizin dört mevsime bölünmesinin başlangıcı, İkinci Dünya Savaşı’na dayanıyor. Bu bölünme uzun süre devam ettikten sonra hızlı tüketilen giysiler üreten firmaların devreye girmesiyle başka bir dönem başladı. Ve şimdi, Z kuşağının sorgulayan, kişiye, özelliğe, sürdürülebilirliğe değer veren bakış açısı sonrasında, o devir de kapanmak üzere. Amsterdam’da yer alan, dünyanın ilk ve tek denim okulu Jean School, “Z kuşağı, kendi kuşağı için nasıl bir kot tasarlar?” projesini hayata geçirdiğinde durum anlaşılmıştı aslında. Bu kuşak, gerçekten de kendilerine özgü bir şeyler istiyordu. İhtiyaçlara yönelik çözümler de tek tek düşmeye başladı ortamlara. Yapay zekânın başrolde olduğu çözümlerden şunları örnek verebilirim: Mağazalara yerleştirilen dokunmatik sohbet cihazları... Kadın müşterilerin satın alımlarını kaydeden ve onlara sanal bir gardırop oluşturan “Finery”... Markalar ve stiller arasındaki uyumu bulan “Truefit”... Kullanıcıların, yeni trendleri saniyesinde takip edebilmesine olanak sağlayan “Intelligence Node”... Sanal kıyafetlerin birini çıkarıp bir diğerini giyebileceğimiz “Superpersonel”...
In&Out
“Plastik mikro elyaf” out, “süper güçlü örümcek ipeği”, “yosun kumaşı”, “elma derisi” in! “Tek renk kumaş” out, “ruh halimize veya ortama göre renk değiştiren kumaş” in! Düşünün ki, 3D modelleme yazılımına bağlı, dikişsiz örgü giysiler yapabilen bir robot bile tasarlandı, iki ters bir düz örüyor. Evet, laboratuvarlar, harıl harıl yeni teknoloji kumaşlar üzerine çalışıyor artık. Paris Moda Haftası’nın sonunda karşımıza çıkan yarı çıplak Bella Hadid’in, bir şişe sprey boyayla üzerine giydirilen lateks elbisesi de bu kategoriye balıklama daldı. Coperni markasının sahibi modacılar Arnaud Vaillant ile Sebastien Meyer, sprey elbiseyi geliştirmek için İspanyol bilim insanı Manel Torres ile iş birliği yaptı. Sprey boya, insan vücuduna değer değmez buharlaşabilen, polimer çözelti içinde süspanse edilmiş lifler içeriyor. Ve sonrasında tekrar sıvı hale gelip yeniden giyilebiliyor. Unutmadan söyleyeyim, Coperni’nin bir diğer alamet-i farikası da, Kylie Jenner ve Doja Cat tarafından taşınan cam çantalardı. 2 bin 800 dolar değerinde olan cam çantalara sahip olmak isteyenlerin listesi hayli uzamış.
Paris Moda Haftası’nın sonunda karşımıza çıkan yarı çıplak Bella Hadid’in, bir şişe sprey boyayla üzerine giydirilen lateks elbisesini tüm dünya konuştu.
Geçmişteki buluşlar
Bundan sonrasını konuşmuşken, bundan öncesine de değinmek isterim. Moda dünyasının bu zamana kadarki buluşlarını hatırlayalım dilerseniz. 1880’lerde hayatımıza giriş yapan sütyen... İlk defa 1946’da giyilen bikini... 1920’lerde, aktris Sarah Bernhardt’ın üzerinde gördüğümüz pantolon... Fransa’nın Nimes kasabasında ortaya çıkan ve d’Nimes şeklinde anıldığı için denim ismini alan kot... Modacı Mary Quant’ın 1964’te dünyayla tanıştırdığı mini etek... 1589’da, Kraliçe I. Elizabeth’e sunulan örme ipek bir çift siyah çorap... 1926’da Coco Chanel’in tasarladığı küçük siyah elbise... 1930’larda Elsa Schiaparelli tarafından tasarlanan vatka... 1913’te tanıştığımız modern fermuar... Ve listemizi, 1991 yılında hayatımızı kökten değiştiren bir buluşla bitiriyorum. O ne mi? İnternet!