Kimi yeni umut ve beklen-tilerle, kimi de kuşku ve korkuyla Donald Trump’ın nasıl bir başkan olacağını soruyor... Kimi sokaklara dökülüp “Trump benim başkanım değil” sloganıyla gösteri yapıyor, kimi de “Trump’a şans tanımalı” diyor.
Amerikan halkı sandıktan çıkan yeni bir başkan konusunda hiç bu kadar kutuplaşmamıştı.
Eğilimleri ne olursa olsun şimdi bütün Amerikalılar -ve de bütün dünya- yeni Başkan’ın “seçim kampanyasındaki Trump”mı, yoksa “Beyaz Saray’daki Trump” mı olacağını merak ediyor.
Diğer bir deyişle, Trump kampanya sırasındaki vaatlerini yerine getirmeye yönelik politikalar mı izleyecek, yoksa özellikle tartışmalı konularda daha esnek mi davranacak?
Seçim retoriği
Genelde Amerika’da veya diğer ülkelerde seçimler sırasında söylenenlerin çoğunun yönetime geldikten sonra rafa kalktığı bilinen bir gerçektir. Çok kimse şimdi bunun Trump için de söz konusu olduğu kanısında.
Nitekim Trump’ın son iki üç günde söyledikleri daha esnek ve uzlaşıcı bir tutumun işareti sayılıyor.
Trump başta protesto gösterilerine kızıyordu, şimdi buna katılanlara daha hoşgörülü davranıyor... Seçim kampanyasında Meksika sınırına göçü engelleyecek boydan boya bir duvar çekeceğinden söz ediyordu. Şimdi kısmen tel örgülerin bu işi göreceğini söylüyor... Irkçı ifadeler kullanan bazı yardımcılarına kızıyor ve kendisinin bütün Amerikalıları kucaklamak ve birleştirmek istediğini belirtiyor...
Tabii Trump’ın hangi meselelerde seçim konuşmalarından ne kadar geri adım atacağını söylemek için zaman henüz erken. Muhakkak ki bazı esneklikler gösterecek; ama bu kendi sağcı çizgisinden ayrılacağı anlamına da gelmez...
Yönetim pratiği
ABD’de başkanın kendi başına her istediğini yapamadığı, sisteme ve “kurulu düzen”e de tabi olduğu biliniyor. Bunun Trump için ne kadar geçerli olacağı önemli bir soru işareti.
Bu seçimlerde Trump’ın Cumhuriyetçi Partisi Kongre’nin iki kanadında, yani Senato ile Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu elde etti. Bu, Trump’ın Kongre üzerindeki etkisinin daha güçlü olacağı anlamına gelir.
Ne var ki ABD’de “parti disiplini” diye bir anlayış yoktur. Bazı konularda başkan mensup olduğu parti grubunun muhalefetiyle de karşılaşabilir.
ABD’de başkanın yetkilerini gerektiğinde kısıtlayan “denetleme-dengeleme” dedikleri bir siyasi düzen vardır. Bunu sağlayan enstrümanların başında yargı (Yüksek Mahkeme) gelir. Ayrıca Pentagon ve CIA’dan tutun, düşünce kuruluşları ve medyaya kadar, yönetimi etkileyen veya yönlendiren çeşitli kurumlar vardır. Tabii bu bağlamda kamuoyunun rolünü de (şimdiki protesto gösterileri gibi) bu etkenlere eklemek gerek.
Bu bakımdan Trump’ın her istediğini yapabilecek kadar eli kolu serbest olmayacaktır.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024