Bizde hep “Şanghay Beşlisi” diye anılıyor, ama asıl adı Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’dür.
“Beşli” lafı, kuruluş yıllarından kalmış. Örgüt Çin’in girişimiyle 1996’da kurulduğu zaman, beş üyesi vardı: Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan... Sonradan buna Özbekistan katılınca, ŞİÖ adını aldı ve giderek kapsamını genişletti. Şanghay Grubu’na Hindistan ve Pakistan dahil, 6 Asya ülkesi “gözlemci” statüsüyle katıldı. Zamanla, Türkiye de dahil, 6 ülke daha ŞİÖ ile “diyalog partneri” sıfatıyla bir bağ kurdu...
“Şanghay Beşlisi”nin kuruluş döneminde başlıca amacı ve faaliyet alanı güvenlik konularıyla ilgiliydi. Daha sonra, ekonomik ve kültürel konuları da kapsayan bir “işbirliği” teşkilatına dönüştü.
“Neden olmasın?”
Türkiye son yıllarda Şanghay Grubu’na özel bir ilgi gösterdi. Bunda Türk dış politikasının Asya ülkelerine açılma hedefinin başlıca rolü oynadığı açık. Ancak bunun önemli bir “itici gücü” de Türkiye’nin giderek AB ile ilişkilerinde yaşadığı sıkıntı ve düş kırıklığı oldu.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan olduğu dönemde de çeşitli vesilelerle Şanghay Grubu’na katılma arzusunu dile getirdi. Daha o zaman Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmelerinde bu dileğini paylaştı, basına açıklamalarında da bunu AB’ye bir alternatif olarak gördüğünü belirtti...
Konu bu hafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan dönüşü uçakta söyledikleriyle yeniden gündeme geldi. Erdoğan’ın Türkiye’yi bıktıran AB’ye karşılık, “Şanghay Beşlisi”nin bir seçenek olup olamayacağı şeklindeki soruya “Neden olmasın?” yanıtını vermesi yeni tartışmayı başlattı...
Nasıl olacak?
Bu tartışmada iki soru öne çıkıyor. Birincisi, ŞİÖ’nün gerçekten AB’nin alternatifi sayılıp sayılmayacağıdır. İkincisi de Türkiye’nin bu örgüte tam üye statüsüyle katılmasının mümkün olup olmadığıdır.
Birinci konuda pek çok uzman (buna ŞİÖ üyeliğini arzulayanlar dahil) bu grubun AB’nin alternatifi olmadığını kabul ediyor. AB’nin ekonomik ve siyasal entegrasyonu, savunduğu değerler, ayrıca ekonomik ve teknolojik gücü ŞİÖ’de yok. Ayrıca AB Türkiye için iç ve dış politikasının rotası doğrultusundaki temel hedefi temsil ediyor. Üstelik AB ticari ve ekonomik alanda Türkiye’nin başlıca ortağı...
Ancak bütün bunlar, Türkiye’nin Şanghay Grubu ile daha sıkı ilişkiler kurmasına engel değil.
İkinci soru bunun ölçüsüyle ilgili: Türkiye’nin ŞİÖ’ye tam üye olması mümkün mü? Bu, Türkiye’nin AB’den tamamen kopması halinde düşünülebilir. Ama bu dahi zor. Çünkü Türkiye NATO üyesi. Buna müttefikleri karşı çıkacaktır. ŞİÖ’nün de NATO üyesi Türkiye’yi üye olarak kabul edeceği şüpheli. Nitekim bir Rus generali “Türkiye NATO’dan çıkmadan ŞİÖ üyesi olamaz” dedi şimdiden...
Ankara AB’den uzaklaşsa da NATO’dan vazgeçer mi? Bu yönde “resmi” hiçbir işaret yok doğrusu...
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024