İki kentin benzer yanları çok. İkisinin de uzun bir geçmişi, parlak bir tarihi var. İkisi de farklı etnik, dini, mezhepsel gruplarıyla zengin bir nüfus yapısına sahip. İkisi de kendi ülkelerinin en canlı ticari, ekonomik ve kültürel merkezleri...
Suriye’nin Halep ve Irak’ın Musul kentlerinin bu ortak niteliklerine günümüzde başka bir benzerlik ekleniyor. Maalesef olumsuz bir benzerlik bu... İkisi de kanlı bir savaşın ortasında. İkisinin halkları tarihlerinin en zor ve sıkıntılı günlerini yaşıyor... Ve ikisinin de istikbali karanlık...
Halep’in hali
Halep’in hali malum: Suriye’deki iç savaşın kahrını en çok çeken yer... Kent fiilen bölünmüş durumda. Yaklaşık çeyrek milyon insanın yaşadığı kentin doğu kesimine Esad rejimine karşı savaş veren “muhalifler” hâkim. Bu muhaliflerin içinde “cihatçılar”, El Nusra Cephesi gibi radikal gruplar, daha “ılımlı” sayılan silahlı örgütler de var.
Halep’in daha geniş ve kalabalık diğer kesimlerine ise halen Esad’a bağlı güçler hâkim. Bunlar Rusya’nın aktif desteğine sahip. Rejim kentin tümünü kontrolü altına alabilmek için muhaliflere karşı amansız bir savaş açmış durumda. Suriye ve Rus uçakları kentin o kesimini sürekli bombalıyor. Bu arada hastane, okul, ev gibi sivil hedefler de vuruluyor, çoluk çocuk yüzlerce kişi can veriyor.
Halep’in harap hali, enkazların altında kalan minik çocukların görüntüsü, kentte yaşanan büyük insanlık dramını yansıtıyor. Ve ne yazık ki bu feci durumun yakında sona ereceğine dair bir umut görülmüyor...
Musul’un geleceği
Musul’a gelince, o da iki buçuk yıldan beri IŞİD’in işgali altında. Bu hafta kenti kurtarmak için büyük bir askeri harekât başladı. Irak ordusu ve peşmerge güçleri ilk aşamada kentin etrafındaki yerleri ele geçiriyor.
Ama esas savaş bu kuvvetler Musul’un merkezine ulaştığı zaman cereyan edecek ve bu hem çok kanlı olacak, hem de çok uzun sürecek. Nitekim bütün göstergeler, IŞİD’in kentin içinde çok çetin ve vahşi çarpışmalara hazırlandığını ortaya koyuyor.
ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri ve Irak ordusu ile peşmergeler de böyle bir savaşa hazır. Ancak bu, Musul kentinin bombardımanlardan büyük zarar göreceği, pek çok sivilin öleceği, belki de bir milyona yakın insanın da göçe zorlanacağı endişesini yaratıyor.
Kimse bunu istemez ama önümüzdeki günler ve haftalarda Musul’daki savaşın TV ekranlarına yansıyacak görüntüleri, Halep’inkilere benzeyebilir. Yıkılan binalar, enkazların altından kurtarılmaya çalışılan siviller, kentte kaçışan aç susuz insanlar gibi...
Daha da üzücü olan husus, Halep’te olduğu gibi Musul’da da silahlar sustuktan sonra dahi siyasi geleceğe dair umutların çok zayıf olmasıdır.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024