Bir kredi borçlusuna tebligat mavi zarf yerine beyaz zarfla yapılır. O da ‘usulsüzlük’ şikâyetiyle mahkemeye başvurur. Sonra bakın neler olur...
Ah İhsan Amca ah, şekilcilik yok mu, şu şekilcilik! Bir çok ilerlemenin önüne geçtiği gibi, çoğu gelişmeyi de engeller.
Bizdeki bu şekilcilik merakı çok eskiden kalma.
Hani derler ya, “usul esastan önce gelir”! Bizi bu hallere getiren kurallardan birisi de budur. Neden usul esastan önce gelsin ki!
Bir meselenin esasına, özüne değil de usulüne, şekle takılıp kalmak, yıllarca şekille uğraşıp, esası ıskalamak!
Bu da nerden çıktı dersen İhsan Amca, bak sana bir olay anlatayım da, bu kadar da şekilcilik mi olur de!
Bir banka kredi alacağı dolayısıyla borçluya karşı takibe geçer. Banka, kredi borcuna karşı teminat aldığı ipoteğin paraya çevrilmesini ister. İcra dairesi de kredi borçlusuna, ipotekli taşınmazın açık artırma ile satılacağı yer, gün ve saati bildiren bir tebligat gönderir.
İpotekli taşınmaz ilan edilen gün ve saatte satılıp paraya çevrilir. Sonra bir de ne görelim? Kredi borçlusu tebligatın usulsüz olduğunu, bu sebeple satışın iptal edilmesi gerektiğini belirterek, icra mahkemesine şikâyette bulunur.
Mavi yerine beyaz
Şikâyet gerekçesini duyunca şaşıracaksın İhsan Amca: Mavi zarf yerine beyaz zarfla tebligat yapıldığı için tebligat usulsüz sayılır ve satış iptal edilmeli.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 79’uncu maddesinde, bastırılacak evrakın beyaz renkte olması gerekir. Ama eğer tebligat yapılacak kişinin bilinen en son adresi tebligata elverişli değilse, veya tebligat yapılamıyorsa, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. İşte buna göre yapılacak tebligat zarfı beyaz değil, açık mavi renkte bastırılır.
Dikkat ettin mi sevgili İhsan Amca, MERNİS adresine yapılacak tebligatlar, normal mavi bile değil, açık mavi renkli zarfla yapılır diyor Yönetmelik.
İşte bu kurala dayanarak, kredi borçlusunun MERNİS adresine yapılan tebligatın açık mavi renkli zarf yerine beyaz renkli zarfla yapılması tebligatı usulsüz hale getirir ve icradan satışın iptali gerekir, diyor taşınmazı paraya çevrilen kredi borçlusu.
Yargıtay’dan döndü
Sonrasında ne mi oluyor?
İcra mahkemesi, borçlunun şikâyetini reddediyor. Borçlu istinaf mahkemesine başvuruyor. İstinaf mahkemesi, borçluya açık mavi zarf yerine beyaz renkli zarfla tebligat yapılmasını usulsüzlük olarak görüp, satışın iptaline karar veriyor. Bu karara karşı da alacaklı banka Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunuyor. Son sözü Yargıtay söyleyip, usulün her zaman esastan önce gelmeyeceğini, aşırı şekilciliğin hayatı çekilmez hale getireceğini ima ediyor.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi diyor ki, tebligatın MERNİS adresine göre yapıldığına dair açıklama olduktan sonra, ille de açık mavi zarfla yapılmasının aranması aşırı şekilcilik olacaktır. Öyle ya, icra dairelerinde mavi renkli zarf bitmiş ve yenileri de henüz gelmemişse, beyaz renkli zarfa usulüne uygun şekilde tebligatın MERNİS adresine yapıldığının yazılması koşulu ile, salt zarfın beyaz renkli olması nedeniyle usulsüz olduğu sonucuna varılmamalıdır.
İyi ki varsın Yargıtay!
Sebepsiz mutlu olun
Öğrenmenin yaşı yok.
Herkesten de öğrenilecek bir şey var! Yaşı, eğitimi, tecrübesi ne olursa olsun!
Ben de geçen hafta yeni bir şey öğrendim İhsan Amca. Hayatın felsefesi gibi.
Muhasebecime evrak gönderecektim. Kargo şirketinin bildiğim şubesine girdim. Sıraya geçtim, beklemeye başladım.
Kargo görevlisi bayanın sürekli gülümsemesi dikkatimi çekti.
Her şeye gülüyor, belirgin bir mutluluğu var: “Kargo ücreti 6.75 TL” diyor, gülüyor. “Paranızın üzeri” diyor, gülüyor. “Kargonuz 3 günde gider” diyor, gülüyor. “Alıcının adresi şu mu” diye soruyor, gülüyor. Eminin bu durum senin de dikkatini çekerdi, İhsan Amca.
Yaydığı pozittif enerjiyi alıp, sıram gelince mutluluğunun sebebini sordum. Cevabı beni önce çok çok şaşırttı!
“Sebepsiz mutluyum! Bir sebep olmadan mutlu olurum!”
Peki bu düşüncenin felsefesi?
“Bir sebebe dayalı mutlu olursam, sebep ortadan kalkınca mutluluğum da son eriyor. Ama sebepsiz mutluluk sonsuz, çünkü mutluluğumu sona erdirecek bir sebep yok!”
Harika dedim!
Öfkeli bir milletiz. “İhtiyacımız olan tam da bu” dedim. Bizi öfkelendirecek durumlarda bile sebepsiz mutlu olmayı başarabilirsek, ne kadar huzurlu bir ülke oluruz.
Kargo şirketinde görevli hanımdan öğrendiğim bu motto, hepimiz için geçerli.
Olumsuzlukların sebep olduğu mutsuzluğumuz, olumsuzluğa çare olmuyorsa, sebepsiz mutlu olmayı deneyelim mi!
Başarabildiğimiz kadar!
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024