Şirket ortakları arasında anlaşmazlık varsa karşılıklı hisse alım satımı yoluyla şirketten ayrılmak bir çözümdür. Ancak hisse değeri üzerinde uyuşmazlık varsa limited şirketlerde çıkma veya çıkarma davası, anonim şirketlerde ise fesih davası açılabilir.
Anonim şirketler saf sermaye şirketi olarak yapılanmış olsa da uygulamada pay sahiplerinin birbirleriyle şahsi ilişkilerinin belirleyici olduğu şirket tipleri de mevcuttur. Özellikle aile şirketleri dediğimiz kapalı anonim şirketlerin pay sahipleri, anne - baba, kardeşler gibi az sayıda aile bireylerinden oluşur. Bazen işe doğrudan veya miras yoluyla damatlar ve gelinler de karışır.
Başlangıçta aile şirketlerinde kurucular arasında sorun çıkmaz. Ancak kurucu pay sahibi olan anne veya baba ya da kardeşlerden birisinin vefatı ile onun mirasçıları şirkete hissedar olarak girince genellikle sorunlar başlar. Burada hangi tarafın haklı olduğundan daha çok, hayatta kalan kurucu ortaklar ile vefat edenin mirasçılarının yönetim anlayışı arasındaki fark ve görüş ayrılıklarının bazen şiddetli olduğu, bütün akrabalık ilişkilerinin bozulduğu olaylar yaşanır. Bu anlaşmazlıklar kardeşlerin, yeğen ve kuzenlerin birbirlerini görmek istemeyecekleri düzeye çıkar.
Şirket ortakları arasındaki anlaşmazlıkların çözülemez boyuta ulaştığı durumlarda yapılacak en doğru çözüm, karşılıklı hisseleri ‘al - sat’ yoluyla şirketten ayrılmaktır. Ancak bu sefer de hisselerin değeri üzerinde tarafların uyuşamaması gündeme gelebilir. Bu takdirde başvurulabilecek hukuki çözüm, limited şirketlerde çıkma veya çıkarma davası açmak, anonim şirketlerde ise haklı sebeplerle fesih davası açmaktır. Bu yazıda limited şirketlerle ilgili düzenlemeye yer verilmeyecektir.
Haklı sebeple fesih
Halka açık olmayan, hisseleri borsada işlem görmeyen anonim şirketlerde şirketin en az yüzde 10 sermayesine sahip pay sahipleri birlikte hareket ederek şirketin haklı sebeple feshini dava edebilirler (TTK md 531). Azınlık hissedarlar bunu neden isterler; çünkü ne şirket yönetimine girebilmektedirler ne de çoğunluk hissedarlar şirketin kar payını dağıtma kararı almaktadır.
Şöyle düşünün; bir şirketin sermayesinin belki de milyonlarca TL değerinde yüzde 10’una sahipsiniz, ama hiçbir kar payı almıyorsunuz. Yani bir servetiniz var ama hiçbir getirisi yok! O zaman kanun koyucu size bir olanak veriyor; şirketin haklı sebeple feshini dava edersiniz, mahkeme şirketin feshine karar verirse tasfiye sonucu elde elde edilen paranın yüzde 10’unu alırsınız. Ancak hemen söylemek gerekir ki, bu sonuca ulaşmak için, yani şirketteki sermaye payınızın karşılığını şirketin feshi sonucu tasfiye payı olarak alabilmeniz için, şirketin feshini haklı kılacak sebepleri kanıtlamanız gerekiyor.
Peki bir şirketin feshini haklı kılacak sebepler neler olabilir diye sorduğumuzda, bize kanunun gerekçesi şunları söylüyor:
- Genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması.
- Azınlık pay ve bireysel sahibi hakların devamlı ihlali.
- Özellikle pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi.
- Şirketin sürekli zarar etmesi.
- Dağıtılan kar payının düzenli azalması.
Husumetler haklı sebep mi?
Elbette kanıtlanamamış varsayımlar ve olumsuz beklentiler fesih için haklı olacak sebep sayılmaz.
Acaba şirketin hissedarları ve yönetim kurulu üyeleri arasındaki anlaşmazlıklar, kişisel husumetler de şirketin feshi için haklı sebep sayılabilir mi, diye soracak olursa, cevabımız her somut olaya göre değişecektir. Nihayetinde mahkeme, şirket hissedarları arasındaki ilişkiyi, şirketin kapalı aile tipi bir şirket mi olduğunu, anlaşmazlıkların şirketin yönetimini ve faaliyetini ne kadar engellediğini, az hissedarlı bir şirkette bu ortamda hissedar olarak kalmanın davacı ortaktan beklenebilir ve katlanılabilir olup olmadığını da takdir edecektir.
Ancak hemen şunu da belirtmekte yarar var; ileri sürülen sebeplerin haklı olup olmadığına karar verecek olan mahkemedir.
Mahkeme sebepleri haklı bulsa bile şirketin feshine kararı vermek zorunda değildir. Öyle ya ticari faaliyetlerine devamına bir engel olmayan ve özellikle kamu yararı bulunan hallerde - şirketin istihdam sağlaması ve vergi vermesi en önemli kamu yararıdır - şirketin feshi yerine herkesçe kabul edilebilir adil bir çözüme de karar verebilir.
Azınlık paylarının ödenmesi
Örneğin şirketin feshini ve tasfiye payını dava eden azınlık hissedarların, paylarının değerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verebilir. Bunun azınlık hissedarların daha lehine olacağı mutlaktır. Çünkü bir işletmenin tasfiye değeri ile faaliyetteki değeri çok farklıdır. Yeter ki azınlığın payının değeri doğru tespit edilsin. Bunun için atanacak bilirkişilerin sadece bilirkişi listesinde olmaları yeterli değildir, şöhretleriyle ve bilgileriyle haklı bir nam salmaları ve mahkemelerden ziyade avukatların gözünde saygınlık kazanmış olmaları gerekir. Keza bilirkişinin azınlık pay sahibinin payının değerini doğru tespit etmesi, azınlığın doğrudan malvarlığını etkilemektedir.
Şirket bölünmesi de mümkün
Şunu da belirtmek gerekir ki, her ne kadar şimdiye kadar uygulamada mahkemelerin fesih için haklı sebebin varlığı halinde başvurdukları ilk çözüm davacı azınlığın şirketten çıkarılması olsa da, duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözümlere de karar vermeleri mümkündür. Örneğin şirket bölünebilir bir şirket ise şirketin davacı azınlık pay sahipleri ile diğer pay sahipleri arasında bölünmesine karar verilebilir.
Bu konuda mahkeme pratiği maalesef pek de mutluluk verici değildir. Meşhur bir Manavgat davasında, 5 oteli olan bir anonim şirkette üç kardeşin diğer iki kardeşi dışlaması, şirket ve otellere sokmaması söz konusuydu. Bu olayda en doğru ve hakkaniyetli çözüm, şirketin bölünerek davacı iki kardeşe şirketin iki otelini, diğer üç kardeşe de şirketin üç otelini bırakmak olmalıydı. Oysa Yargıtay’ca hiçbir çözüm kabul edilmemiş, davanın reddine, yani kardeşler arasındaki anlaşmazlığın fiilen ve hukuken devamı sonucunu doğuracak bir karar verilmiştir.
Kardeş hissedarlar
Çok sayıda pay sahibinin bulunduğu büyük çaplı anonim şirketlerde pay sahipleri bakımından kişisel sebepler tek başına şirketin feshi için haklı sebep oluşturmazlar. Ancak aile şirketlerinde ve küçük ortaklıklarda kişi ortaklıklarıyla önemli benzerlik söz konusudur ve kişisel ilişkiler ve bağlar önemlidir. Yargıtay’a kadar intikal etmiş bir aile şirketi fesih davasında, şirket ortakları arasındaki sorunların özellikle ortaklar arasındaki çekişme ve karşılıklı hakaretlerin bu tür kapalı aile tipi şirketler bakımından fesih için haklı sebep oluşturacağı kabul edilmiştir. Nitekim kardeşler arası karşılıklı hakaret eylemleri ceza mahkemesine intikal etmiş ve bundan sonra şirkette ortaklar arası guruplaşmalar oluşmuştur.
BİR NOT
Bırakınız gençler eğlensin
Son zamanlarda yasaklanan festivaller elbette ‘domates güzeli’ veya ‘karpuz festivali’ değil, müzik festivalleridir. Gençlerin festivallerde eğlenmesinin yasaklanması, ne sosyal ne de ekonomik hiçbir soruna çözüm getirmez. Bilakis, yasaklamanın kendisi bir sorundur. Online ülke sınırlarının bulunmadığı bir çağda yerel festival yasaklanması anlamsızdır. Yıllarca gençlerle birlikte olmuş bir akademisyen olarak gençlerimizin gülümsemesini ve mutlu olmasını, aydınlık geleceğimizin işareti olarak gördüm.