Sigorta davalarında uyuşmazlıkta karara karşı yargı yolu açık. Ancak Yargıtay daireleri arasında ‘temyiz mi, istinaf mı’ şeklindeki yorum farkı nedeniyle 10 bin dava beklemede
Milyarlarca TL’lik tazminata konu binlerce sigorta davası, Yargıtay daireleri arasındaki yorum farklılığı nedeniyle istinaf mahkemelerinde tıkandı, kaldı...
Davalar bitmeden sigorta tazminatı da ödenemiyor. Torba Kanun’a eklenecek küçük bir değişiklikle sorunun çözülmesi bekleniyor.
Sigortacılık özel bir alan olduğundan, uyuşmazlıkların çözümü de uzmanlık gerektiriyor.
2007’de yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu ile, sigorta şirketleri ile olan uyuşmazlıkların hızla çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonu kuruldu. Sigorta hukukunda uzman avukat, emekli hakim, öğretim üyeleri sigorta hakemi olarak uyuşmazlıkları çözmeye başladı. 2018’de tam 108 bin 812 kişi başvurmuş ve 86 bin 264 karar bağlanmış.
74 günde çözülüyor
Mahkemelerin verdiği kararlara karşı temyize gidilmesi gibi, sigorta hakemlerinin verdikleri kararlar 5 bin TL ve üzeri bir uyuşmazlıkla ilgiliyse, kararın denetlenmesi için bu sefer de 2013’te 3 itiraz hakeminden oluşan, itiraz hakem heyetleri oluşturuldu. Türkiye’de sadece 45 tane sigorta tahkim itiraz hakemi var, çünkü gerçekten çok uzmanlık gerektiren bir alan.
Sigorta tahkimde uyuşmazlık ortalama 74 günde çözüme bağlanıyor. Sigorta itiraz hakem heyetinin kararı normalde kesin. Sigortalı lehine karar vermişse, sigortalı tazminatını sigorta şirketinden derhal alır.
Ama uyuşmazlık 40 bin TL’nin üstündeyse, Sigortacılık Kanunu karara karşı yargı yoluna, temyize gidilmesine olanak sağlıyor. İşte sorun tam burada çıkıyor. Çünkü Sigortacılık Kanunu “temyiz”den bahsediyor, istinaftan değil.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin doğrudan temyiz, 17. Hukuk Dairesi’nin ise önce istinafa gidileceğine dair karar vermesi üzerine, görüş ayrılığını gidermek için Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı alınması gerekti.
Bu sebeple şu anda sigorta tahkimde 74 günde karara bağlanmış olan yaklaşık 10 bine yakın sigorta tazminat davası, Yargıtay’ın vereceği kararı bekliyor. Şu dar zamanda, sigorta tazminat alacaklısı 10 binlerce sigortalı, mağdur bir şekilde milyarlarca liralık zararlarının giderilmesini bekliyor. Uyuşmazlıklar genellikle ya tazminatın hiç ödenmemesi ya da eksik ödenmesinden kaynaklanmaktadır.
Sorunun çözümünü Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına bırakmak, zaten iş yükü ağır olan Yargıtay üyelerini meşgul etmek yerine, kamuoyunun görüşüne açılan yeni Torba Kanun Taslağı’na konulacak bir hükümle sorun TBMM’de çözülebilir.
Adalette sürat ilaçtır
Yapılması gereken Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesindeki “temyize gidilebilir” ibaresinin “istinaf yolu kapalı olup, doğrudan Yargıtay’da temyize gidilebilir” olarak değiştirilmesi ve temyiz sınırının da HMK md 362 ile belirlenen sınır olarak kabul edilmesi. Böylece sigorta tahkimde 74 günde çözülen uyuşmazlıklar, 2 - 3 yıl süren istinafa gitmeden Yargıtay’a gidecek ve karara bağlanacak. Tahkim demek, uyuşmazlığı hızla çözmek demek. Adalette sürat, mağduriyetin ilacıdır.
Genel kurul yapmayana ceza geliyor
Anonim ve limited şirket genel kurullarının normalde her yıl mart sonuna kadar yapılması zorunlu. Yapılmazsa, yaptırımı yok...
Yıllarca hiçbir genel kurul toplantısı yapmayan binlerce şirket var. Bu da, şirketin yönetiminde olmayan azınlık hissedarlar ve ortaklar için sıkıntı doğurmakta. Çünkü onlar sadece genel kurulda sesini duyurabiliyor. Genel kurul yapılması için dava açma yoluna da gidemiyorlar, mahkeme masrafı caydırıyor.
Şimdi Torba Kanunun Taslağı’nda, şirket genel kurullarını mayıs sonuna kadar yapmayan yöneticiler için idari para cezası getirilmesi düşünülüyor.
ÇEK ÖDEMESİ DURDU MU?
Geçen hafta, okuyucularım ellerindeki çekleri bankalara tahsilat için ibraz edip edemeyeceklerini sorunca bir yazı yazdım. Bankaya ibrazın yasaklanmadığını, sadece 30/4/2020’ye kadar ibraz edemezseniz, bir hak kaybına uğramayacağınızı belirttim.
Bir hukukçu olarak görüş belirtirken hangi tarafın lehine, hangi tarafın aleyhine olacağına bakmamız, objektifliğimizi yitirmemize neden olur. Hukuka uygun mu, ona bakarız.
Avukatlık başka! Müvekkil lehine yorum yapılabilir. Ama benim çek hamili veya keşidecisi müvekkilim de yok.
Ticari itibar ne olacak?
Okuyucularımdan gelen yazılardan en samimi ve ilginç olanı Hatay’da gıda sektöründe faaliyet gösteren Rifat Taze adlı bir iş adamınınki:
“Sevgili Hocam, yazınızı dikkatle okudum. Çekler ile ilgili teorik olarak doğru olabilir ancak pratikte esnaf, tüccar ve iş adamlarını mevcut durumda daha da sıkıntıya sevk edebilecek kelimeler olduğunu üzülerek fark ettim.
Müşterilerimizin yüzde 60’ı catering firmaları, restoran ve kafeler. Catering firmalarının büyük kısmı okulların kapanması ile diğerleri kararname ile kapatıldı. Biz mücbir sebep kapsamına girmememize rağmen bu durumun gizli mağduruyuz, çünkü bu firmalardaki tahsilatlarımız neredeyse sıfıra düştü.
Ödemelerimizi nasıl yapacağımız konusunda kara kara düşünmekteyiz. Yazınızda bahsettiğiniz KGF destekli çek ödeme kredilerinin limitlerinin bittiği yönünde dönüşler alıyoruz farklı bankalardan. (Firmamızın bir gecikmesi veya sıkıntılı bir durumu yok.) Dolayısı ile çek ödemelerinde sorun yaşayacaklar ve çeklerine ‘karşılıksızdır’ ibaresi yazılacak. Bu durumda bize ödemeyenler mücbir sebep kapsamında olacakken bizim gibi firmaların ticari itibarı zarar görecek. Çekler konusunda izlenilebilecek en iyi yolun 30/04/2020 tarihine kadar karşılığı olmayan çeklere ‘karşılıksızdır’ işlemi yapılmaması olacaktır.”
Yasal değişiklik lazım
Sayın Taze’nin yazdıklarının altına “imzamı koyarım.” Kendisinden çok, çeklerini ödeyemeyecek olan müşterilerini düşünüyor. 30 Nisan’a kadar ibraz edilen çeklerden karşılığı olanların ödenmesi, karşılığı bulunmayanlara “karşılıksız işlemi” yapılmaması bir çözüm yolu kabul edilebilir. Ancak bunun için yasal değişikliğine gerek var. Yazdıkları çeki ödeyecek mali gücü olanların çek bedelini dışardan ödemeleri halinde, elinde çek olan hamilin çeki iade etmeme riski ya da sokağa çıkma, şehirlerarası seyahat yasağı nedeniyle çeki iade edememe durumu da var.
14 yaşında Polis Koleji ile başlayıp Polis Akademisi ile mensupluğumun sona erdiği Türk Polis Teşkilatı'nın 175. yıldönümü kutlu olsun. Vatandaşının güvenliği için evlatlarını yetim, eşini dul bırakmış şehitlerimizi rahmetle anar, gazilerimize minnet ifade ederim.