Her an görünmez bir kaza yaşanabiliyor. Bir yol çalışması yapılmış, rögar kapağı açık kalmış. İhsan Amca’nın akrabası da bu yüzden kaza yapmış. Bakın sonra neler olmuş...
Yaz geldi, yol çalışmaları arttı. Neredeyse büyük küçük bütün şehirlerde yol bakım çalışmaları, asfalt yenilemeleri aldı başını gidiyor.
Ömrümün neredeyse 10 yılını Avrupa’da geçirdim. Orada da sık sık yol yapım ve asfalt yenileme çalışmaları yapılır.
Bizdekiler ile oradakiler arasındaki en önemli fark, trafiğin yoğun olduğu yerlerde çalışmaların 24 saat kesintisiz sürmesidir. Günde üç vardiya çalışılır. Böylelikle, günde 1 vardiya çalışılarak örneğin 30 günde bitirilecek bir yol bakım çalışması 10 günde bitirilir. Tabii ki işçi ücretleri bakımından gece vardiyalarının ücreti daha yüksek olduğundan, iş gerçi 10 günde bitirilir ama ihale maliyeti biraz fazla olur.
Hangisi avantajlı?
Trafik yoğunluğunun olduğu yerlerde gece gündüz üç vardiya çalışarak işi üçte biri sürede erken bitirmenin maliyeti ile genel ekonomik maliyeti hesaplanır ve hangisi daha avantajlı ise o kabul edilir.
Bunun için hesaplar yapılır, bakım çalışması yapılacak yoldan günde kaç aracın geçtiği, bir aracın geçişinin ne kadar sürdüğü, bu süre içerisinde ne kadar yakıt harcayacağı, araçların amortismanları, çevre bakımından havaya salınacak emisyon hesapları yapılır.
Mevsimine göre araç klimalarının çalıştırılıp çalıştırılmayacağı ve buna göre de en kalemler dikkate alınır.
Bakım çalışmalarının uzaması halinde araçları ile trafikte kalanların, sürücülerin, araçta seyahat edenlerin üretimden uzak kalmalarının üretim maliyeti de tüm bu hesaplara eklenir.
Ambulans, itfaiye, acil müdahale, kolluk güçleri araçlarının geçişlerinde ne kadar bir yavaşlama olacağı, alternatif yolların ne kadar elverişli olduğu da göz önünde bulundurulur.
İşin psikolojik ve sosyal boyutu da değerlendirildikten sonra, 24 saat kesintisiz üç vardiya mı, yoksa fazla mesaili tek vardiya mı çalışılacağına karar verilip ihaleye öyle çıkılır.
Yani kısaca, yol bakım çalışmasını yapacak olan, yaptıracak olan bunun sadece kendisine olan maliyetini değil, makro ve mikro düzeyde ekonomik maliyetini ve çevre kirliliği faktörlerini de dikkate alarak yol bakım ve yenileme çalışmalarını yapar.
Tüm bu yol bakım ve onarım çalışmaları bittikten sonra yol tekrar trafiğe açılır.
Görünmez bir kaza
Ama insani olan her işte olduğu gibi burada da bazı insani hatalar olabilir. Öyle ki telafisi güç kazalara sebebiyet verilebilir.
Köşemizin daimi konuğu İhsan Amca’nın amca oğlu Ersin Bey’in de başına böyle bir “görünmez kaza” gelmiş. “Görünmez kaza” dediysem, lafın gelişi. Yol tamiri bittikten sonra trafiğe açılmış, ama rögar kapağı yerine konulmamış, rögar boşluğu açık kalmışsa, meydana gelebilecek kaza kanaatimce sadece kazanın mağduru için “görünmez kaza”dır. Rögar kapağını yerine oturtmayanlar için de “görünmez kaza” sayılmaz.
Çoğumuzun başına gelmiştir. Yolda giderken birden zor da olsa fark edip, arabayı rögar çukuruna düşmekten kurtarmışızdır. Bizde bu sürücü yeteneği olmasa, arabanın tekeri çoktan rögara düşerdi. Sonrası, yaralanmalar ve arabada ağır maddi hasar! İhsan Amca’nın amca oğlu Ersin Bey, usta bir sürücü olduğu iddiasında da değil.
Bakın sonra neler olmuş...
Kazada iki kişi yaralandı, peki bundan kim sorumlu?
Ersin Bey’in kullandığı yolda bakım çalışmaları tamamlandıktan sonra rögar çukurunun kapağı açık kalır, kapatılmaz. Ersin Bey, aracını hız sınırlarına uygun sürer. Ama gece fark edemediği için aracın sağ ön tekerleği açık bırakılan rögar çukuruna düşer ve kaza yaşanır. Araçta komşusu da vardır. İkisi de yaralanır. Birer hafta doktor raporu alırlar. Araç pert olur.
Araç şoförü Ersin Bey, yol çalışmalarını yapan belediyeye dava açar. Aracın bedeli, hastane masrafları ve çalışamadığı günlerdeki gelir kaybının tazminini ister.
Sebep olarak da belediyenin rögar kapağını açık bırakması ve uyarıcı yazı, tabela koymamasını gösterir. Ama Ersin Bey tatsız bir durumla karşılaşır. Yaralanan komşusu da Ersin Bey’e tazminat davası açar.
Mahkeme kazanın olduğu aynı saatlere ve gece karanlığına denk gelecek şekilde keşif yapar. Aracın hızına göre en erken rögar çukurunun hangi mesafede fark edilebileceğini ve zamanında frene basılsaydı kazanın önlenip önlenemeyeceğini hesaplattırır. Sonuçta Ersin Bey’e kusur yüklenmez. Belediye rögar kapağını açık bırakmaktan dolayı yüzde 100 kusurlu bulunur.
Kusurlu hizmet vererek, sorumlu olduğu yollardaki rögar çukurlarına kapaklarını koymayarak kazaya sebebiyet veren belediye şirketi ile taşeron firma birlikte, araç hasarından, yaralıların geçici iş gücü kaybından ve tedavi masraflarından sorumludur.
Ersin Bey kazada kusursuz olduğundan, yaralanan komşusunun açtığı dava reddedilir. Çünkü Ersin Bey’in komşusu yanlış kişiye dava açmıştır, kazada kusuru olmayan Ersin Bey’e değil, rögar kapağını açık unutan belediyeye karşı tazminat davası açmalıydı.
Yeri gelmişken söyleyeyim, rögar kapakları sadece yol bakım çalışmalarında unutuldukları için açık bırakılmıyor. Seller sonucu suyun tazyikiyle yerinden fırlamış, yıpranma sonucu çürümüş olabilir. Ve maalesef, çalınmış olabilir. Belediyenin sorumluluğu bakımından sonuç değişmiyor.
Düğünü erken bitirin
Yaz sezonu, düğün sezonu. Hele “harman kalkmış” ise, her gün düğün. Mahalle düğünleri de zevklidir. Davetli olmasanız bile, ses o kadar güçlüdür ki bütün oyun havalarına evin balkonundan eşlik eder, gelin tarafından kimin ne taktığını dahi öğrenirsiniz.
Olay Yozgat’a bağlı Yerköy ile Kırşehir’e bağlı Çiçekdağı sınırında geçiyor. Tam iki ilçenin sınırındaki iki komşu yaz düğünü yapıyor.
Fakat o da nesi, Yerköy Emniyet Müdürlüğü müziğin saat 23.00’te kesilmesi uygulaması yapıyor, Çiçekdağı Emniyet Müdürlüğü ise saat 24.00’e kadar izin veriyor.
Yerköy Emniyeti’nde görevli polis memuru, Yerköy’deki düğün sahibine gelip müziği kesmelerini istiyor. Düğün sahibi tamam dese de, yeğeni itiraz ediyor ve Çiçekdağı’ndaki komşularının hâlâ halay çekip oynadığını söylüyor. Polis oranın kendi mıntıkası olmadığını, karışamayacağını söylüyor.
Tartışma alevleniyor ve alkolün de etkisiyle polis memuruna sinkaflı küfürler ediliyor. Yerköy Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılıyor, sanık beraat ediyor.
Mahkemeye göre idari bir uygulamanın birkaç metre veya bir dere farkıyla birbirinden farklılaşmasının vatandaşlar gözünde yarattığı adaletsizlik hissiyatı tarihseldir. Vatandaşlar nezdinde böyle farklı uygulamalar adalet ve emniyet hizmetlerine karşı bir şüpheyi besler. Kişisel bağlama çekilmediği sürece hezeyana ve hatta yöresel telin biçimleriyle bunun kınamasını makul bulmak gerekir. Bunu meşru muhalefet biçiminde değerlendirerek adalet ve emniyet teşkilatının yeniden üretilmesine eleştirel malzeme olarak katmak zorunluluktur.
Nihayetinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu hakaret içerikli sözlerin, görevli polislere görevlerini yerine getirmeye çalıştıkları için söylenmiş olduğuna, polisleri doğrudan hedef almasa ve emniyet teşkilatını kapsar genel ifade edilseler dahi muhatap polisleri küçük düşürücü ve incitici vurgular içermekte, sonuçta ortada bir hakaret suçunun işlendiğine karar vermiştir.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024