Çek hukukunu düzenleyen kanunlarda çelişkili birçok düzenleme bulunuyor. Uygulamada sorun ve karmaşaya yol açan bu düzenlemelere netlik kazandırmak lazım. Örneğin Çek Kanunu’nda bir madde, çekin karşılıksız kalan kısmının faiziyle ödenmesini şart koşarken, diğer bir madde faizi hariç tutup kalan kısmın ödenmesini yeterli görüyor.
Dünkü yazımda hapis cezalarının infazı durdurulan karşılıksız çek mahkumlarının, çek borçlarını hangi koşullarda, ne sürede ve hangi taksitlerle ödeyebileceklerini anlatmıştım.
Bu gün ise 5941 sayılı Çek Kanunu’nda, 7226 sayılı yasa ile yapılan değişiklikler ve getirilen ek maddelerin sebep olduğu ve muhtemelen gözden kaçmış çelişkili düzenlemelere değineceğim. Hukuk düzeni netlik ve kesinlik ister. Bu, hukuki güvenliğin temel koşuludur.
İnsanlar kendilerini hukuki güven içinde hissetmezlerse, hangi durumda hukuken nasıl davranacaklarını bilmezlerse, çelişik hukuk kurallarının yarattığı karmaşa içerisinde boğulup giderler.
Bu günkü yazımızda, Çek Kanunu’ndaki çelişik düzenlemeleri ele almayı tercih ettik.
Farklı uygulamalar
Karşılıksız çek keşide ettiği için adli para cezasına kesin olarak mahkum olan kişi, bu adli para cezası hapis cezasına çevrilsin veya çevrilmemiş olsun, karşılıksız kalan çek bedelini faizi ile birlikte tamamen öderse, mahkeme, kesinleşmiş olan mahkumiyet kararının bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verir, Çek Kanunu md 6.
Yani karşılıksız çek keşide etmekten mahkum olan bir kişinin almış olduğu hapis cezasının ortadan kalkması için sadece karşılıksız kalan kısmı değil, kanuni ibraz süresinden itibaren işleyecek faizini de ödemesi zorunlu ve gereklidir. Eğer sadece çek bedelini öder, faizini ödemezse, mahkumiyetten kurtulamaz.
Buna karşılık, Çek Kanunu geçici madde 5 hükmüne göre, 24 Mart 2020 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek suçundan mahkum olan kişi, faizini ödemeden sadece çek bedelini ödemekle mahkumiyetten kurtulmaktadır.
Aynı Kanun içerisinde bir maddede çekin karşılıksız kalan kısmının faizi ile birlikte ödenmesi şart koşulurken, diğer bir maddede faizi hariç tutup sadece karşılıksız kalan kısmın ödenmesini yeterli görmek, çelişik bir durum yarattığı gibi, uygulamada da karmaşaya sebep olacaktır.
Yasada netlik yok
Yazdığı Çek 25 Mart 2020 tarihinden itibaren karşılıksız çıkanlar (mı, yoksa o tarihe kadar mahkum olanlar mı, yasa metninde bu bile net değil), sürecin sonunda hapis cezası alırlarsa, karşılıksız çıkan kısım ile faizinin tamamını ödemedikçe mahkumiyet hükmünün bütün sonuçlarından kurtulmazlar.
Buna karşılık 24 Mart 2020 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek düzenleme suçundan mahkum olanlar, geçici 5’inci maddedeki sürelerde ve taksitlerle sadece karşılıksız kalan çek bedelini ödemeleri halinde, mahkumiyetin bütün sonuçlarından kurtulacaklar. Faizi ödeyip ödememeleri önemli değil.
Elbette Çek Kanunu geçici madde 5, yine de karşılıksız çek keşide edenin faiz borcunu sonlandırmıyor. Üstelik, borçlunun yapacağı ödemeleri doğrudan ana paraya sayan, faize sayıp saymamayı alacaklının iradesinden alan Çek Kanunu geçici 5’inci madde, Türk Borçlar Kanunu md 100’deki kurala da aykırıdır.
Çünkü faiz veya borçları ödemede geciken borçlunun yapacağı ödemeleri, alacaklı isterse önce faiz alacağına sayabilir. Ama geçici 5’inci madde, faiz borcunu ödemede geciken borçlunun ödemelerini kanunen doğrudan ana para borcuna sayıyor.
Çek alacaklısına TBK md 100 gereği, borçlunun yapacağı ödemeleri isterse faiz alacağından düşme hakkını ortadan kaldırıyor.
Zamanaşımı çelişkisi
Karşılıksız çekten dolayı cezaevinden salıverilenler için hükmün infazının durdurulması halinde ceza zamanaşımının işlemeyeceği geçici 5’inci maddenin 3’üncü fıkrasında hükme bağlanmış. Bu da şu demektir, hükümlü salıverildikten sonra yasaya göre taksitleri ödeyemezse, ceza zamanaşımı işlemeyeceğinden dolayı, alacaklı süresiz olarak şikayette bulunabilecektir. İsterse 20 yıl, isterse 40 yıl sonra çekini ödemediği için mahkum olup geçici 5’inci maddeden yararlananı hapse attırabilir. Ama hemen vurgulamalıyım ki, bu arada karşılıksız çekten dolayı alacağı zamanaşımına uğramış olabilir. Eğer karşılıksız çek keşide edene karşı aciz vesikası alınmışsa, bu alacak 20 yılda zamanaşımına uğrar.
Fakat geçici 5’inci madde ceza zamanaşımı işlemez dediği için, taksitlerini ödeyemeyen bir çek borçlusunun aciz vesikasına bağlanmış borcu 20 yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğramış olmasına rağmen (İİK md 143), alacaklı 30 sene sonra dahi zamanaşımına uğramış alacağı için verilen hapis cezasının infazının devamını isteyebilecektir.
Özel hukuk ile ceza hukuku arasındaki temel kurallar dikkate alınsaydı, bu çelişkili düzenleme de olmazdı.
İLGİNÇ KARARLAR
Başkasının telefon numarasını verirken...
Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 2014/16665 karar sayılı kararına göre, bir kimsenin izni olmadan ona ait telefon numarasını başkasına vermek, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçunu oluşturur. Siz siz olun, aman birinin telefonunu başkasına verirken izin almayı ihmal etmeyin. Ne olur ne olmaz!
‘Müsait misiniz’ sözü cinsel tacizdir
Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2020/494 karar sayılı kararına göre, evli olduğunu bildiği halde bir bayanı telefonla birden fazla arayıp, konuşmanın birinde de, “Müsait misiniz, ben sizin hayranlarınızdan biriyim” demesi, TCK md 105’teki cinsel taciz suçunu oluşturur.