Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir şirket, başka bir şirkete kargo ile özel ambalaj içinde bir makine parçası gönderir. Kargo teslim edildiğinde, içindeki parçanın kırılmış olduğu görülür ve kargo şirketinden tazminat talep edilir. Sorumluyu bulmak için araştırma başlar

Tıkır Tıkır Makine İmalat Sanayi A.Ş., Niğde’de bulunan fabrikasından, Kahramanmaraş’ta bulunan Yumuşak Örme San. Ltd. Şti.’ne, bir kargo şirketi aracılığıyla, bir adet özel olarak yaptırılmış, ambalajlı, ısıl işlem görmüş sandık içinde, üzerine kırılır ibaresi yazılmak suretiyle makine gönderdiğini, nakliye sırasında sandığın kırıldığını ve sandık içinde bulunan inventer yedek parçasının tamir olunamayacak şekilde ağır hasar gördüğünü, hasarlı kargonun Kahramanmaraş’ta Yumuşak San. Ltd. Şti.’ne götürüldüğünde, sandığın ve içindeki malzemenin hasarlı olduğunun tespit edildiğini, tutanak düzenlenmesi suretiyle kargonun kuryeye iade edildiğini, hasarlı sandığın kurye tarafından geri götürüldüğünü, düzenlenen hasar tutanağı ve hasar faturasını ekleyerek kargo şirketinden tazminat talep ettiğini, kargo şirketinin tazminat taleplerini reddettiğini ileri sürerek, TTK’nın 875 vd. hükümleri uyarınca 6.617,30 İsviçre Frangı karşılığı 17.688,30 TL tazminatın avans faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle dava açar. 

Haberin Devamı

Kargo şirketi üzerine düşen edimlerini tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, kargoyu tam ve hasarsız olarak alıcısına teslim etmek istediklerini, ancak alıcının kargoyu almaktan imtina ettiğini, kargonun gönderene iade edilmesinin istenildiğini, ancak gönderenin de kargoyu iade almaktan imtina ettiğini, hak kazandıkları ardiye ücreti ödenene kadar TTK’nın 891. maddesi hükmünden kaynaklanan hapis hakkını kullandığını, taşımada kendilerine izafe edilebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, taşıma sırasında bir hasar oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep eder. 

Kargoda hasara uğrayan eşyadan kim sorumlu

Bilirkişi raporları 

Uyuşmazlığa İstanbul Bölge İstinaf Mahkemesi son noktayı koyar; iki farklı bilirkişi raporu mevcuttur, birisi cihazın ambalaj hatasından değil taşımada meydana gelen düşme sonucu hasarlanmış olabileceği ve kargo şirketinin yüzde 100 kusurlu olduğu yönündedir. Mahkeme bu rapora, gerekçelerini de belirterek itibar etmez. 

Haberin Devamı

Diğer bilirkişi raporunda ise kargo göndericisi şirketin özel olarak koruma talep etmediği, bu hususlarla ilgili taşıma sözleşmesi bulunmadığı sebebiyle kargo şirketinin hasardan sorumluluğunun bulunmadığı, iddia edilen hasarın taşıma öncesinde olduğu yazılıdır. 

Ambalaj sandığının dış yüzeylerinde düşmeye ya da darbeye bağlı meydana gelen bir hasar görülmemiştir. Sonuç olarak cihazın davalının kusuru nedeniyle hasar görmediği rapor edilir. Keza fatura üzerinde makinanın alıcısına ‘tamir için gönderildiği’ yönünde ibare de mevcuttur. 

Kanıtlanması gerekir 

Kargo ambalajı olan sandıkta düşmeye veya başka bir sebebe bağlı hasar bulunmadığı, ambalajın sağlam ve iyi durumda olduğu, taşıma sırasında düşürüldüğüne dair somut bir veri bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca kargo göndericisinin faturaya yazdığı açıklamaya göre, cihazın zaten alıcısına tamir edilmek üzere gönderilen arızalı bir cihaz olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 875. maddesi uyarınca kargocu şirket veya taşıyan, taşıma sırasında meydana gelen hasarlardan sorumlu ise de iddia edilen hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin tartışmaya yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. 

Haberin Devamı

İster bir kargo şirketine, isterse diğer bir nakliyat şirketine bir eşya taşıtmak istiyorsanız, unutmayınız ki, taşıyanın, kargo şirketinin taşınacak emtiayı teslim alırken cihazın çalışır durumda olup olmadığını muayene etme yükümlülüğü yoktur. Taşınacak ambalajıyla kabul edilen emtianın, ambalajı sağlam bir durumda alıcısına götürüldüğü sabit ise, taşıma sırasında emtianın düşürüldüğüne ya da sarsıldığına dair bir kanıt, bulgu yoktur, çünkü ambalajda bir hasar tespit edilmektedir. 

Sizlere tavsiyem, taşıtacağınız eşyanın ambalaj aşamasını da kanıt altına almak ve sağlam ambalajlandığını delillendirmenizdir. Çünkü kargo veya nakliyat şirketinin taşıyacağı eşyayı nasıl teslim aldığını değil, sizin nasıl bir eşyayı, sağlam mı hasarlı mı teslim ettiğinizi kanıtlamanız gerekmektedir. 

Boşanmada mal kaçırmak için akrabaya satış

Bilindiği gibi bizim aile hukuku sistemimizde eşler arasındaki yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşler, evlilik süresince edindikleri malların yarı yarıya sahibidirler. Boşanma halinde edinilen malların yarı yarıya paylaşılması gerekir. Bazen eşler boşanmanın verdiği olumsuz duyguların ve tepkinin etkisiyle boşandığı eşiyle edinilmiş malları paylaşmak istemez ya da mümkün olduğunca değeri düşük göstererek paylaşmak ister 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/1446 E., 2021/65 K. sayılı ve 11.02.2021 tarihli kararında da boşandığı eşiyle mal paylaşmak istemeyen bir eşin yapmış olduğu konut satışını konu edilmektedir. Aslında davacının talebinin tapu tescil ve iptali mi yoksa taşınmazın haczini ve satışını talep olarak kabul edilip edilmemesiyle ilgili olsa da, boşanmadan hemen sonra yapılan konut satışının muvazaalı, yani danışıklı işlem olup olmadığının anlaşılması yönünden de önemlidir. 

Perihan Hanım ile Ediz Bey 1974 yılında evlenmişlerdir. Mutlu geçen onlarca yılın ardından anlaşmazlıklar baş gösterince, İzmir 4. Aile Mahkemesi’nin 06.06.2005 tarihli kararı ile boşanırlar. Evlilik birliği içerisinde sadece oturdukları evi satın alabilmişlerdir. Evin tapusu Ediz Bey’in üzerinedir. 

Ediz Bey boşanma kararından 1 hafta sonra 13.06.2005 tarihinde evi 12.000 TL bedelle aynı zamanda öz yeğeni olan Furkan Bey’e satar ve tapusunu devreder. 

Perihan Hanım, boşandığı eşi Ediz Bey’in evlilik birliği içerisinde edinilen tek taşınmaz olan ev hakkında katkı payı alacağı davası açacağı düşüncesiyle taşınmazı hiçbir işi ve geliri olmayan yeğeni Furkan Bey’e danışıklı, yani muvazaalı olarak hem mal kaçırma amacıyla, hem de çok düşük bedelle satış yapmış gibi işlem yaptığını iddia ederek, evin tapusunun yarı hissesinin kendi adına tescili için dava açar. 

Danışıklı yani muvazaalı işlem Türk Borçlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, tarafların gerçek iradelerini gizlemek amacıyla yaptıkları görünüşteki işlemdir. Örneğin baba gerçekte oğluna evi bağışlamak istemektedir ama tapuda satış gibi gösterir. 

Kural olarak herkes, bir danışıklı işlem (muvazaalı sözleşme) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, muvazaalı işlemin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü; danışıklı bir hukuki işlem ile zarara uğramış olması, ona karşı işlenmiş haksız eylemin varlığını ortaya koyar. Ancak, üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunması ve danışıklı işlemin o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olması gerekir. 

Diğer yandan; danışıklı işlemde bulunanın, üçüncü kişilere borçlu bulunması ve borcunu ödememek için danışıklı hukuki işlem yapmış olması da gerekir. 

Somut olayda Ediz Bey’in boşanma tarihinden hemen bir hafta sonra, evlilik birliği içinde satın aldıkları tek taşınmaz olan evi düşük bir bedelle hiçbir işi ve geliri olmayan öz yeğeni Furkan Bey’e satmasının, danışıklı (muvazaalı) satış olduğu, boşanılan eş Perihan Hanım’dan mal kaçırma ve düşük bir katkı payı ödeme amacıyla satış yapıldığına karar verilir. 

O halde iyi ve gereği gibi bir yargılama sonucu, mal kaçırma amacıyla yapılan satış işlemlerinin danışıklı (muvazaalı) olduğu gerekçesiyle geçersiz sayılacaklarından kaçış bulunmamaktadır. Yeter ki zarara uğrayanların muvazaa davası açacak iradeleri ve dayanma güçleri olsun. 

Latte’nin halleri

Kargoda hasara uğrayan eşyadan kim sorumlu

Latte hastalığı sebebiyle bugünkü köşe yazısını yazamadı, dualarınızı bekliyor.