Döner değil samimiyet lazım…
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in 3 günlük Türkiye gezisinin zirvesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bugün yapacağı görüşme.
Türk medyasının büyük çoğunluğu Almanya Cumhurbaşkanı’nın vereceği davet için yanında getirdiği dönerle ilgilendi, başka semboller de var.
Birincisi, Almanya Cumhurbaşkanı üst düzey bir delegasyon ile Türkiye’ye geldi, bu Türkiye’ye verilen önemi gösteriyor.
Alman medyası gezi başlamadan önce “ Cumhurbaşkanı açık sözlü olmalı” başlıkları atmıştı, neyin açık sözlülüğü orası belli değil.
Yerel seçimlerin üzerinden daha bir ay bile geçmedi, sandıktan çıkan ve muhalefetin kazandığı sonuçları herkes demokrasinin zaferi ilan etti.
***
Alman medyası için büyük bir parantez açmam lazım:
Alman medyasında Türkiye’ye bakışı, genellikle PKK ve FETÖ terör grupları belirliyor. Bu sağlıklı bir işleyiş değil.
Daha kötüsü Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesini verdiği DW Türkçe Servisi’nin yaptıkları.
Bu servis doğalgaz fiyatlarına dair yaptığı bir dosya haberini Youtube’da reklam diye yayınlattı.
Youtube bu 13 dakikalık reklam filmi için Almanya’dan kaç milyon Euro aldı bilmem ama çok açık ki bu tercih Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’deki seçim sonuçlarını etkileme çabasından başka bir şey değildi.
DW Türkçe Servisi, böyle bir dosya haber yapabilir, buna kimsenin itirazı olamaz.
Sorun ve iki ülke arasındaki ilişkileri mayınlayan şey, yaptıkları dosya haberi, para ödeyerek Youtube’da da yayınlatmaları.
O reklamın parasını Alman Dışişleri Bakanlığı ödedi, böyle müttefiklik ilişkisi mi olur?
***
Ankara’nın Berlin’den istedikleri belli, Alman Anayasayı Koruma Dairesi, ülkedeki PKK örgütlenmesini sergiliyor, Ankara gereği yapılsın diyor.
Bir de Türkiye’deki FETÖ kumpaslarının baş aktörlerinin Alman Gizli Servisi tarafından korunması meselesi var.
Almanya bu korumayı MİT’in olası bir operasyonuna karşı önlem almak için yapıyor olabilir, konu korumadan önce Berlin’in suçluların iadesi anlaşmasına uymaması.
Böyle müttefiklik ilişkisi mi olur diye sormayacağım artık, böyle ilişki olmaz.
***
Almanya, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bitirmek için komplolar kuran bu FETÖ’cülere sahip çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda dünya üzerinde Türkiye’ye ilan edilmemiş silah ambargosu uygulayan tek ülke konumunda.
Eurofighter savaş uçağı satışını da onayladıklarına göre, Berlin’in bakışına göre ya Suudi Arabistan, Türkiye’den daha demokratik bir ülke ya da demokrasi lafı müthiş bir örtü.
Soru basit, aktif çatışma bölgelerine silah satmama ilkesi olan Almanya, Yemen ve Libya’daki çatışmalara taraf olan ülkelere milyarlarca Euro’luk silahı nasıl satıyor, çok köklü ilişkileri olan Türkiye’ye neden ambargo uyguluyor?
Bunun sebebi PKK sevicilik olamaz zira Berlin, donanmamıza da fiili ambargo uyguluyor, böyle müttefiklik olmaz.
***
Türkiye-Almanya ilişkilerine “Osmangazi Köprüsü açıldı, Merkel çıldırdı” basitliğiyle bakmadım hiç ama böyle müttefik ilişkisi de olmaz.
Dost eleştirir, dalkavuk över öğretisinden yola çıkacaksak eleştiriye sonuna kadar evet ama eleştiri yapan özeleştiri de yapacak.
Berlin, eleştiride bu kadar cömert, özeleştiride bu kadar cimri davranarak, Türkiye’de sokağı kaybettiğinin farkına varmalı.
Bugüne kadar ABD’ye duyduğumuz öfkenin ardına saklanıyorlardı ama şimdi o örtü de kalktı.
Uzun lafın kısası şu, 31 Mart seçimleri ve ardından yaşananlar gösterdi ki, Türkiye’de demokrasi çalışıyor, millet iradesini herkes kabul ediyor.
Sadece bu gerçek bile Türkiye-Almanya ilişkilerinde ezberleri bozmak ve yeni bir sayfa açmak için iyi bir fırsat.
Alman medyası halen Cumhurbaşkanı Steinmeier, İmamoğlu ile başlayıp, Özel ile bitiriyor diye sembol peşinde koşmaya devam ediyor ama burada hayat onların dediği gibi gelişmiyor.
Umarım Almanya Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gelirken yanında sadece döner değil samimiyet de getirmiştir.
İhtiyaç duyduğumuz şey tam olarak bu zira...
