Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kitapları ve düzenlediği “Ana Baba Okulu” projesiyle yüz binlerce ebeveyni ve çocuğu

“Yeni kuşak ebeveynler sorumluluğu paylaşıyor”
etkileyen Prof. Dr. Haluk Yavuzer’in 12. kitabı “Yeni Kuşak Anne Babalar ve Çocukları” (Remzi Kitabevi) çıktı. Gelişim psikolojisinin duayen ismi olarak anılan Yavuzer, yeni kitabını öğrencisi ve meslektaşı olan Doç. Dr. İlkay Demir’le birlikte yazdı. Ebeveyn ve çocuk ilişkilerine, çocukların gelişimine dair her türlü güncel sorunu ve çözüm önerisini yüzlerce bilimsel kaynağı kullanarak kitaba taşıyan ikiliyle yeni kuşak anne-babalara rehberlik edecek bir röportaj yaptık.

Haberin Devamı

- Ebeveynlik nasıl değişti?

Haluk Yavuzer: Geçmişte çocukla daha çok anne ilgileniyordu. Ailelerin çocuklarından beklentisi mutlak itaatti. Günümüzün çağdaş ebeveyni ise geleneksel yöntemler yerine bilimsel gerçeklere göre çocuklarını yetiştirmek istiyor. Yeni kuşak anne-babalar itaat yerine bağımsızlığı ön planda tutuyor. Baskıcı, otoriter yaklaşımlar yerini demokratik, destekleyici bir tutuma bıraktı. Artık iki ebeveyn de çocuğuyla ilgileniyor ve sorumluluğu paylaşıyor.

- Yeni kuşak babalar çocuğun yetiştirilmesinde daha mı aktif?

Haluk Y.: Çok aktifler ki bu gereklidir. Çocuğun gelişiminde babanın çok büyük önemi vardır. İlgili bir babanın varlığı annenin doğumunu bile kolaylaştırıyor. Erken gelişim döneminde çocuklarıyla oyun oynayan babaların çocukları ileride daha iyi akademik performans sergiliyor.

- Kitabınızda, dijital teknolojinin kullanımının yaygınlaşmasının günümüz ailelerinin iletişiminin önündeki en büyük sorunlardan biri olduğunu vurguluyorsunuz. Bu teknolojinin gelişimi ebeveyn-çocuk iletişimini nasıl etkiledi?

İlkay Demir: Dijital teknoloji iyi kullanıldığında çocuğun akademik performansını, bilişsel fonksiyonlarını ve yaratıcılığını geliştirebilir. Ne yazık ki anne-babalar cep telefonlarını ve tabletleri çocukları oyalayan bir çocuk bakıcısı gibi kullanıyor. Denetimsiz şekilde sıklıkla cep telefonu ve tablet kullanan çocuklar zihinsel açıdan pasifleşiyor çünkü pasif ve alıcı konumda olmaya alışıyorlar. Fiziksel olarak hareketsiz kaldıkları için hem motor gelişimleri olumsuz etkileniyor hem de obezite gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Ayrıca buradaki oyunların, videoların neredeyse hiçbiri etkileşime dayalı olmadığı için çocukların sosyal gelişimleri de sekteye uğruyor. Dijital teknolojiyle büyüyen çocuklar diğer insanlarla iletişim kurmakta, bir problemle karşılaştığında onu çözmekte çok büyük zorluklar yaşıyorlar.

Haberin Devamı

- Ailelere ne yapmalarını tavsiye ediyorsunuz?

İlkay D.: Çocuklarını sadece eğlence amaçlı olmayan, aynı zamanda bilişsel becerilerini geliştiren, görev odaklı, aşamaları olan yapboz tarzı oyunlara yönlendirmeliler. Zihinsel gelişim amacıyla da yararlanılsa ailelere 4 yaşından sonra ve 45 dakikayı geçmeyecek şekilde sınırlı ve kurallı izin vermelerini tavsiye ediyorum. Ayrıca çocuklar bu teknolojik aletleri kullanırken aileler mutlaka çocuklarının yanında olmalılar. Oyun hakkında konuşarak, oyunu gelişimleri doğrultusunda yönlendirerek çocuklarının eğlenerek öğrenmesini desteklemeliler.

Haberin Devamı

“Yaşamla doğal bir ilişki kurma felsefesi”

- Kitapta bahsettiğiniz pozitif ebeveynlik kavramı nedir?

Haluk Y.: Pozitif ebeveynlik yaşamla doğal bir ilişki kurma felsefesidir. Çocukların cezayla, katı kurallarla, öğütlerle değil, olumlu geri bildirimle, oyunla, masallarla, gündelik yaşamdaki etkinliklerde kurulan etkileşimlerle çok daha iyi öğreneceği ve mutlu olacağı varsayımına dayanır. Çizgi film izlerken, oyun oynarken, kitap okurken, sofradayken, çocuğu okula bırakırken yani onunla geçirilen her anı ona bir şey öğretmek ve ona dair şeyler öğrenmek adına farkındalıkla geçirmektir.

- Yeni kuşak anne babalarda pozitif ebeveynlik oranı arttı mı?

Haluk Y.: Evet, ebeveynler artık çocuklarıyla sağlıklı etkileşim kurmayı ve birlikte keyif alarak öğrenmeyi önemsiyor. Pozitif ebeveynliğe göre hareket eden anne-babalar çocuklarıyla birlikte vakit geçirdikleri her anı çocuklarının ilgi ve yeteneklerini keşfedecekleri fırsata çeviriyorlar.

- Bu yaklaşımla yetiştirilen çocukların diğerlerinden temel farkları neler oluyor?

Haluk Y.: Pasif, suskun, öfke patlamaları şeklinde duygularını ortaya koyan çocuklar yerine duygularını, düşüncelerini açık şekilde ifade edebilen bireyler yetişiyor.

“Deneyim satın almak daha mutlu ediyor”

- Kitabın son bölümünde mutlu çocuk yetiştirmenin püf noktalarına değiniyorsunuz. Mutlu çocuk yetiştirmenin sırrı nedir?

Haluk Y.: Günümüzde ebeveynlerin çok uzun süre çalışıyor olmaları onları suçluluk duygusuna itti. Açığı kapatmak için de oyuncaklara, şekerlemelere sarılıyorlar oysa bunlar çocuğu mutlu etmeye yetmiyor.

İlkay D.: Araştırmalara göre yeni maddi bir şey almak çocukları çok kısa süre mutlu ediyor. Ama deneyim satın almak onları daha mutlu ediyor. Yani çocuğa yeni bir oyuncak almaktansa birlikte çocuk tiyatrosuna gitmek, tenis kursuna yazılmak, geziye çıkmak çok daha uzun süreli mutluluk ve tatmin sağlıyor.