Prof. Dr. Derya Karadeniz: “Gerginlik, sıkıntı, aşırı fiziksel yorgunluk, içimize attığımız ve yaşayamadığımız duygular geçmişteki bir olayla birleşip kabus olarak karşımıza çıkabilir”
Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Derya Karadeniz ile kabus bozukluğu hastalığını konuştuk. Kabusların psikiyatrik hastalıkların habercisi olabildiğini belirten Karadeniz, kabusların ne zaman “hastalık” olarak değerlendirileceğini anlattı.
Kabus; korku, kaygı, öfke, şiddet gibi negatif duyguları içeren ve uyanınca hatırlanan bir rüyadır. Genellikle uyanmaya yakın dönemde yani sabaha karşı ortaya çıkar. Kişinin uyanmasına ve tekrar uykuya dalmada güçlük çekmesine neden olur.
“Kabus görmenin gelecekle alakası yok”
Bütün insanlar kabus görebilir. Ancak bu haftada üç günden fazla görülüp kişide uyku sorununa neden oluyorsa buna kabus bozukluğu hastalığı diyoruz. Bu hastaların tedavi edilmesi gerekiyor.
Sorunun nedeni tam bilinmiyor ama genetik yatkınlık hastalığın ortaya çıkmasında etkili. 3 ile 7 yaş arasındaki çocukların yarısına yakınında kabus bozukluğu görülüyor. Çünkü bu aralık çocuğun büyüdüğü ve okulla tanıştığı gergin bir dönem. Erişkinlerde ise ortalama her 100 kişiden 2 ya da 8’inde görülüyor. Buradan yola çıkarak ülkemizde yaklaşık 5 milyon kişide kabus bozukluğu olduğu tahmin ediliyor.
Kabus geçmişteki kötü bilgilerin, günlük olumsuz deneyimlerle birleşmesi sonucunda ortaya çıkıyor. Örneğin, depremi yaşamışsınızdır ve bu sizi etkilemiştir. O gün ayağınız takılıp yalpalamış ve sarsılmışsınızdır. Uykuda bu deneyim karşınıza depremle ilgili bir kabus olarak çıkabilir.
Bir olaydan duygusal olarak çok etkilenmişseniz aynı gece birkaç kez aynı kabusu görebilirsiniz hatta hafta boyunca da devam edebilir. Ancak kabus geçmiş ve bugünle ilgilidir, gelecekle hiçbir alakası yoktur. “Kabus gelecekte yaşayacağım kötü olayların habercisi mi?” diye düşünülmemeli.
Aşırı fiziksel yorgunluk, içimize attığımız ve yaşayamadığımız duygularımız, uykusuzluk, sınav dönemi gibi zorlu dönemler geçmişteki bir olayla birleşip kabus olarak karşımıza çıkabiliyor. Kabus bozukluğu
olan bir kişi bu tetikleyicilerden uzak durmalı.
Çocukluk çağında da erişkinlikte de kabus bozukluğu kişinin uykusunu bozarak ertesi günkü mental ve fiziksel performansını ciddi biçimde düşürüyor. Bu kişinin hayatını olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla kabus bozukluğunun tedavi edilmesi gerekiyor.
“Sebebi anksiyete, depresyon olabilir”
Tedavide öncelikle kabusu tetikleyen uyku apne sendromu, depresyon, anksiyete gibi altta yatan başka bir sorun olup olmadığı araştırılır. Varsa öncelikle bunlar tedavi edilir. Böyle bir sorun yoksa kişiyi 6-8 aylık bir ilaç tedavisine alırız. İlacı bıraktıktan sonra tekrar edip etmediğine bakarız.
Çocuğunda kabus bozukluğu olan aileler çocuklarının kaygı, sıkıntı, gerginlik ve stresini azaltmalı; onun özgüvenini yükseltmeli; uyku düzenini mutlaka kontrol etmeli. Çocuklarda yaşın büyümesiyle birlikte hastalık da genellikle ortadan kalkar.
“Kabus bozukluğu gece terörü ile karıştırılabiliyor”
REM uykusu davranış bozukluğu ve gece terörü gibi hastalıklar kabus bozukluğuyla karıştırılabiliyor. REM uykusu davranış bozukluğu kabusun harekete dökülmüş halidir. Kişi rüyasında bağırarak tekme attığını görüyorsa gerçekten bağırmaya ve tekme atmaya başlar. Kabusta ise eyleme dökmek yoktur.
REM uykusu davranış bozukluğu, kabus bozukluğunun aksine genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. Erkeklerde daha sık görülür. Kabus bozukluğu psikiyatrik hastalıkların habercisi olabilirken bu, alzheimer, parkinson gibi nörolojik hastalıkların ilk belirtisi olabilir.
Gece terörü genellikle çocuklarda görülür. Çocuk çığlık çığlığa yataktan fırlar ve harekete geçer. O sırada yüzünde telaş
ve korku ifadesi vardır. Gece teröründe çocuğu uyandırmaya çalışmak yanlıştır. Sakinleştirip yatağa yönlendirmek en doğru harekettir.