Son zamanlarda senaristlik ve yönetmenlik yönünü ön plana çıkaran, oyuncu Haluk Piyes ile sağlıklı yaşamda sporun ve beslenmenin önemini konuştuk.
22 senedir üniversite ve liselerde madde bağımlılığını önlemek amacıyla seminerler de veren Piyes, büyüdüğü yerde birçok arkadaşının bağımlılık yüzünden hapse girdiğini ve öldüğünü görmüş. Piyes, bağımlılığın en büyük panzehirinin sevgi olduğunu söylüyor ve “Gençleri maddelere hiç bulaşmadan bilinçlendirmek çok önemli” diyor.
Sağlıklı yaşam sizin için ne ifade ediyor?
Fizyolojik ve psikolojik sağlığın bir arada olması benim açımdan tam sağlıklı bir yaşam demek. İnsan ruhun gıdası neyse onun peşinde koşmalı, bedenini fit tutmalı, mantığını işlevsel kullanmalı ki sağlıklı olsun. İnsanlara ruhlarının haz aldığı, sevdiği ve sevildiği bir alan gerekiyor.
Siz sağlıklı yaşıyor musunuz?
Dengeli yaşamaya çalışıyorum. Mantığımın ve bedenimin ruhuma hizmet etmesini istiyorum. Ruhu merkezden alıp yerine mantığı koymaya başlarsak hayatımız çökmeye başlıyor.
Belki mantıklı insanların büyük servetleri oluyor ama sonra psikoloğun karşısına oturuyor ve “Ben mutsuzum” diyor.
“Bir sette polis panzeri çarptı, kavalım çatladı”
Spor da sizin için mutluluğun ve sağlığın bir parçası mı?
Sağlıklı olabilmemiz için mutlu olmamız lazım. Spora kendine işkence yapar gibi gitmenin çok faydalı olacağına inanmıyorum.
Daha çok dışarıda koşmayı, bisiklete binmeyi ve yüzmeyi tercih ediyorum. Her gün iki saat spor yaparım. Salonda ağırlık kaldırmak bana göre değil, salonda sadece boks torbası ile kapışmayı seviyorum. Haftada üç gün boks yapıyorum.
Boksta kırık-çıkık yaşadınız mı?
Sette olduğu kadar olmadı. Boksta belki bir kaburgam, bir parmağım, bir dişim kırılmıştır.
Ama bir sette kavalımdan bir bıçak girdi, baldırımdan çıktı. “Pusat”ta iki bileğim kırıldı, tendonum koptu. “Umut Yolcuların”da üç kaburgam birden kırıldı. Bir sette polis panzeri çarptı, kavalımı çatlattı, iç kanama geçirdim.
Aksiyon çektiğiniz için mi bu sakatlıklar?
Evet, ne yazık ki Türkiye’de aksiyonu çok iyi beceremiyoruz. Cüneyt Arkın’a baktığınız zaman adamcağızın kırılmamış bir yeri kalmamış. Profesyonel boksörler bile günde 4 saat idman yapar. Ben setlerde 18 saat yumruk salladığımı, 72 saat uykusuz çalıştığımı bilirim.
Bir de o halde aksiyon çekiyorsun.
“Sporda ter atmaya başlayınca gazın etkisi daha çabuk geçti”
Beslenme programınız var mı?
Daha çok protein ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum. Ama protein tozları, amino asitler, steroidler kullanmıyorum. Bunları kullanan herkes klonlanmış gibi birbirlerine benziyor, uzun vadede de çok ciddi riskleri olduğu ortada.
Takviye almayan bir sporcu olarak nasıl besleniyorsunuz?
Benim için kahvaltı yeşilliksiz, envayi çeşit peynirsiz, balsız olmaz. Öğle yemeklerinde bulgur, makarna gibi karbonhidrat kaynaklarını; et, tavuk, balık gibi protein kaynakları ve salata ile desteklerim. Akşamları da salata veya meyveli yoğurt ile besleniyorum. Arada da kuruyemiş atıştırıyorum veya meyve yiyorum.
Oldukça faydalı bir bağımlılık... Örneğin, boksta insanlar içinde kalan öfkeyi boks torbasına vurarak çıkarıyor. Boks torbası ızdırabınızı çekiyor. Ayrıca dış ortamdan çok fazla toksin alıyoruz ve onları atmak gerekiyor. Geçen Cihangir’de gazlar altında kaldık mesela...
Günlerce başım ağrıdı. Sporda ter atmaya başlayınca gazın etkisi çok daha çabuk geçti.
Spor zararlı bağımlılıklardan korur mu?
Ben klasik bir gurbetçi ortamında büyüdüm. Birçok arkadaşım madde bağımlılığından dolayı intihar etti veya öldü. Birçoğu da o bağımlı oldukları maddeleri alabilmek için suça bulaştılar.
O ortamda bir insanı sadece sevgi ve spor kurtarabilirdi. Beni de onlar kurtardı.
Madde bağımlılığının temel sebebi nedir?
Aileden yeteri kadar sevgi ve bilgi alamamış olmak. Bu arayıştaki arkadaşlar madde bağımlılığına yöneliyor. Şimdi ben bağımlı gençlerle buluşuyorum.
Çoğu, ailevi veya sosyal bağlarında sorun yaşayan gençler. Babası zor şartlar altında çalışıyor ya da hapse girmiş çıkmış...
Aralarında rektör, işadamı çocuğu da var.
Ortak sıkıntıları evdeki sevgisizlik...
“Bu aralar Bonzai denilen bir facia var, çok yaygın”
Siz ailenize düşkün müydünüz?
Ben annem sayesinde o ortamdan sıyrıldım. “Annen Almanların tuvaletlerini temizliyor, o anneyi arkadan vuramazsın” diyordum kendime. Suça bulaşırsam, annemin sevgisine ihanet etmiş gibi hissedecektim.
Türkiye’de bu maddelerin kullanımı ne kadar yaygın?
Aşırı yaygın... Bu aralar Bonzai dediğimiz bir facia var. Gençler sigara gibi bir şey diyerek kolaylıkla alıyor ama ölümcül bir madde. Esrarın üzerine sıkılıyor ve etkisini yüze katlıyor. Alkolle tüketildiğinde kesin ölümle sonuçlanıyor. Bonzai kullanımı Türkiye’de son bir senede 17 kat arttı.
“Tanıdığınız biri dene derse kullanma olasılığınız artar”
Bu maddelere nasıl alışıyorlar?
Yabancı birinden ziyade çevremizde senelerdir tanıdığınız biri gelip “İç bak, çok güzel” deyince deneme olasılığınız artar. Zaten size verilirken “Aşırı dozdan ölünüyormuş, kalp krizine neden oluyormuş” demiyor ki; “Sigara gibi bir şey, ben de kullanıyorum ne olacak ki” diyor ve sizi alıştırıyor.
Madde bağımlılığından kurtulmak isteyenler için merkezler yeterli mi?
Bazı politikacılar “Türkiye’de yaygın kullanılmıyor, bu bir sorun değil” diyorlar.
Ama transit olarak geçenler hariç; 50 Avrupa ülkesinde ele geçirilen uyuşturucu miktarı, Türkiye’de tek başına ele geçiriliyor. Biz bu çocuklara rehabilitasyon merkezleri açmazsak bu çocukları kaybederiz.