Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın hafta başında obeziteyle ilgili açıklaması acı bir gerçeği ortaya koydu: Ciddi bir sağlık riski ile karşı karşıyayız. Akdağ, “Türkiye’de her üç kişiden birinin obez, birinin aşırı kilolu ve sadece geri kalan üçte birin normal kiloda olduğunu” söyledi. “Bu durumda olan 10 ülke ancak var. En kötü 10 arasındayız” diye vurguladı. Obeziteyle mücadelede neler yapılabileceğini Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Esra Güneş’le konuştuk.
“Geleneksele dönüş”
Eskiden evde tam buğday unundan içi etli veya peynirli börek yapılır, yanında da ayran içilirdi. Şimdiki böreklere bakın; beyaz undan yapılmış bir yufka, içerisine bol yağlı ve tuzlu kıyma, yanında da gazlı bir içecek. Obeziteye karşı yapılabilecek en önemli şeylerden biri geleneksel mutfağımıza geri dönmek olabilir.
Çoğu kişinin çalışma koşulları, düzenli öğünlere bile izin vermiyor. Dışarıda yemek seçenekleri ise hep çok yağlı ve şekerli gıdalar oluyor. Nadiren sağlıklı alternatifler bulabilseler de onlar da çok pahalı oluyor. İnsanları obeziteden kurtarmak istiyorsak bilinçlendirmek çok önemli ama sağlıklı ve kaliteli gıdayı ucuza temin etmelerini sağlamak da çok önemli. Sağlıklı beslenmek bir elit alışkanlığı olmaktan çıkarılıp toplumun tüm kesimlerine yayılmalı.
Devlet sağlıklı besinlerin fiyatlarının düşürülebilmesi için üreticiyi destekleyen politikalar geliştirirken, sağlıksız yiyeceklerin fiyatlarının çok düşürülmesini ek vergiler gibi yöntemlerle engellemeli. Şekerli, gazlı bir içeceğin tüketimi bir ayrandan, sütten, gerçek meyve suyundan daha ucuz olmamalı.
“Diyete kişi uyduruyorlar”
Reklamlara yönelik bir politika da geliştirilmeli. Sağlıksız ürünler reklamlarda tam bir gerçeklikle yansıtılmıyor. Bakıyorsunuz bu ürünler “Mutluluk verir” veya “Enerjinizi artırır” gibi iddialarla sunuluyor.
Medyaya da büyük sorumluluk düşüyor. Bakıyorsunuz işletme mezunu bir kişi diyet listesi veriyor televizyonda yetkinliği olmayan kişiler standart bir öneriyle kişiye göre diyet yerine diyete kişi uyduruyor, insanları belirli dönemlerde bazı gıdalara yönlendiriyor. Oysa herkesin ihtiyacı farklıdır. Yiyeceği gıdalar ve miktarları kişiye özel ayarlanmalıdır. Bunun için de insanların ücretsiz veya çok düşük ücretlerle ulaşabilecekleri diyetisyenleri olması gerekiyor. Tüm bireylerin aile hekimi olduğu gibi aile diyetisyeni de olmalı.
Gelecek nesli kurtarmak istiyorsak bugünden projeler geliştirmeliyiz. Okullara sağlıklı beslenme dersi konularak bilinçlenme sağlamalıyız. . Aileleri de eğitmeliyiz.