Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fitoterapi (bitkisel tedaviler) uzmanı Dr. Ümit Aktaş’ın yeni kitabı “Mutluluk Kürleri” (Hayy Kitap) raflarda yerini aldı. Aktaş bu kitabında, depresyonun modern çağın salgını halini aldığına ve son 25 yılda antidepresan kullanımının yüzde 400 arttığına değiniyor. Ancak antidepresanların sorunu çözmek yerine maskelediğini ve hastaları ilaçlara bağımlı hale getirdiğini vurgulayarak alternatif bir öneride bulunuyor. Doğru beslenerek, bağırsak floramızı probiyotiklerle destekleyerek, gerektiği kadar omega 3, D vitamini ve B12 vitamini alarak, şekerden ve buğdaydan uzaklaşıp kan şekerimizi kontrol ederek, egzersiz yaparak depresyonla mücadele edebileceğimizi anlatıyor.

Haberin Devamı

Aktaş’a göre mutsuzluk salgını hız kesmeden yayılıyor: “Ruhsal problemler salgın hastalık gibi arttı. Kime sorsanız depresyonda. Depresyonda değilse mutsuz. O da olmadı hayat enerjisini kaybetmiş bir yaşam yorgunu. İstatistikler depresyon vakalarını modern yaşamın yarattığı baskılara bağlıyor.”

“Kefir yapın, turşu kurun, yoğurt mayalayın”

Aktaş antidepresan ilaçların mutsuzluk hapları şeklinde en büyük kurtarıcı olarak ortaya çıkmasını ise eleştiriyor: “Her sene ortalama 300 milyon antidepresan ilaç reçete ediliyor. Son 25 yılda antidepresan kullanımı yüzde 400 arttı. Ülkemizde 2012 yılında yaklaşık 37 milyon kutu depresyon ilacı satılmış. Ancak kimyasal tıp beyin kimyanızı düzeltmek adına bu ilaçları verirken, kaynağı görmezden geldiği için sorun çözülmediği gibi giderek büyüyor.

Sorunun ana nedeninin beslenme hatalarımız olduğunu anlatıyor Aktaş: “Mutsuzuz çünkü yediklerimiz beyin kimyamızın dengesini korumak için gerekli besin maddelerini sağlamıyor. Mesela depresyonun en önemli nedenlerinden biri olarak beyindeki serotonin azlığı gösteriliyor. Vücuttaki serotoninin yüzde 95’ini bağırsaklarda probiyotikler yapar. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı çok yaygın ve her bir antibiyotik tedavisi aldığınızda, bağırsaklarınızdaki probiyotiklerin yüzde 95’i ölüyor. Üstüne bir de her gün içtiğiniz o kimyasallarla dolu gazlı içecekleri, genetiği değiştirilmiş buğday mamullerini, gofreti ıvırı zıvırı ekleyin kalan yüzde 5 de sizlere ömür. Bağırsaklarımızdaki faydalı bakterileri destekleyerek mutluluk hormonu olarak bilinen serotonini artırmak için bu zararlı gıdalar yerine kefir yapmalıyız, yoğurt mayalamalıyız ve turşu kurmalıyız ve bunları bol bol tüketmeliyiz.”

Haberin Devamı

“D vitamini ve B12 vitaminin eksikliği depresyona yol açar” diyor Aktaş: “Yumurta, et, ciğer ve paça çorbası gibi gıdalardan D vitamini alabilirsiniz. Günde 20-30 dakika güneşlenerek de gıdalarla aldığınız D vitaminini vücudunuzun aktifleştirmesini sağlayabilirsiniz. B12 açısından zengin kaynaklarsa tavuk, yumurta, et, ciğer, süt, peynirdir.”

“Bazen depresyon bir hastalık değil semptomdur. Örneğin tiroid bezindeki problemler depresyona neden olabilir. Çevre kirliliği, amalgam diş dolguları ve sigara gibi kaynaklardan maruz kaldığımız civa ve kurşun gibi ağır metaller sonucu ortaya çıkan zehirlenmeler de depresyona yol açar. Kişide depresyon belirtileri varsa, tiroid bezi fonksiyonları incelenmeli ve ağır metal testi yapılmalı.”

Haberin Devamı

Depresyona karşı egzersiz ve omega 3

Harvard Üniversitesi’nden bilim adamları tarafından 2015 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre omega 3 takviyesi majör depresyon belirtilerinde bile önemli ölçüde azalmaya yol açıyor. Bunu gösteren başka araştırmalar da var. Beynimizin yüzde 40’ı omega 3 yağ asitlerinden oluşuyor. Diyetinize omega 3 zengini deniz somonu ya da
sardalya ekleyerek mutsuzlukla baş edebilirsiniz.

Egzersiz de omega 3 gibi depresyonda mucizeler yaratıyor. Bir saatlik orta tempoda bir yürüyüş bile vücudunuzdaki endorfin (iyi ve mutlu hissetmemizi sağlayan hormon) seviyesinin artması için yeterli. Artık İngiltere’de birçok doktor depresyon vakalarının tedavisinde hemen ilaç vermek yerine hastalarını önce bir egzersiz danışmanına gönderiyor.