Popülerliği kadar riskleriyle de gündeme gelen kalça kaldırma operasyonları son dönemin tartışma konusu oldu
Kalça kaldırma operasyonları sosyal medyadaki popüler figürlerin etkisiyle kadınlar arasında giderek yaygınlaşan bir istek olmaya başladı. İngiliz Estetik Cerrahlar Birliği’nin Brezilya tipi kalça kaldırma operasyonunu “en tehlikeli kozmetik müdahale” olarak tanımlaması ve BBC Türkçe’de yer alan bir haberde İngiliz hastaların Türkiye’de yaptırdıkları kalça kaldırma operasyonlarına ve yaşadıkları mağduriyetlere odaklanmasıyla konu farklı bir yöne çevrildi. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık turizminde en çok tercih edilen ilk iki ülke arasına girmeyi hedeflediği bu dönemde bazı soru işaretlerini gidermek için ilk olarak konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı’na ulaştım ve talep ettiğim verilerden 2018 yılının ilk altı ayında medikal turizm amacıyla en çok tercih edilen iki özel hastaneyi tespit ettim.
“Karalamak için ön plana çıkarılabiliyor”
Medikal turizmde en çok tercih edilen iki hastaneden biri olan Özel Medipol Mega Hastaneler Kompleksi’nin Uluslararası Hasta Hizmetleri Koordinatörü Uygar Üstün ise “Kalça kaldırma gibi ameliyatlarda binlerce başarılı operasyon yaparsınız ama ölümle sonuçlanan veya sorun oluşan vakalar genelde haber değeri taşır. Özellikle de bazı ülkeler; iyi hekimleri, donanımlı hastaneleri ve kullandığı yüksek sağlık teknolojileri ile sağlık turizminde liderlik koltuğuna aday olan bir ülkeyi karalamak için de bu tür vakaları ön plana çıkarabiliyor” diyerek konunun farklı bir yönüne de dikkat çekiyor. İstanbul Uluslararası Sağlık ve Turizm Derneği Yönetim Kurulu Üyesi de olan Üstün hangi ameliyat olursa olsun, operasyon öncesi tetkikler sürecinde; hastanın yaşı, cinsiyeti gibi çeşitli özelliklerine bağlı olarak ameliyat öncesi kontroller yapıldığını anlatıyor. Hastanın uygun bulunması halinde ameliyata alındığını, işlem sonrasında da kontrollerin ve gözlemlerin çok ciddi bir özenle yapıldığının altını çiziyor. Üstün “Ancak tıbbın her alanında olduğu gibi komplikasyon riski tıbbın bu alanında da var. Doktorlar ellerinden gelen çabayı gösterse, en son teknolojiyi ve en güvenli yöntemleri kullansa bile nadiren bu tür komplikasyonlar görülebiliyor. Bu hastanın Türkiye’de ya da İngiltere’de olması da bu durumu değiştirmiyor. Bu nedenle bir hastanın başına bir şey geldiğinde şuna bakmak lazım; bu bir komplikasyon mu, yoksa tıbbi hata mı?” diyor.
“Hastalar eleştiride bulunabilir”
Sağlık Hukuku ve Eğitimi Dernek Başkanı ve Sağlık Hukuku Avukatı olan Prof. Dr. Fulya İlçin Gönenç “Biz sağlık hukukunda komplikasyon ve tıbbi hata kavramını tamamen farklı inceliyoruz. Komplikasyon, öngörüldüğü halde önlenenemeyen veya öngörülemeyen ve oluşması engellenemeyen, istenmeyen sonuçlardır. Tıbbi müdahaleler çok çeşitli olduğundan, çeşitli komplikasyonların ortaya çıkması da kaçınılmazdır. Operasyon sonunda istenmeyen bir sonuç ortaya çıktığında bu komplikasyon olarak değerlendiriliyorsa, hekimin bir sorumluluğu bulunmaz. Ancak hasta komplikasyonlar konusunda yeterince aydınlatılmamışsa, komplikasyonun önlenebilmesi için gerekenler yapılmamışsa ve komplikasyon ortaya çıktığında zamanında fark edilip tıbben gerekli müdahale yapılmamışsa hekim sorumludur. Hekimin kusurundan kaynaklı tıbbi hatadan da hekim sorumludur. Bu hatalar hekimin mesleki deneyimsizliği, özensizliği, ihmali veya gerekli önlemleri almaması gibi nedenlerle ortaya çıkabiliyor” diyor. Gönenç’e ameliyat olanlara imzalatılan belgede, internette veya sosyal medyada operasyonla ilgili olumsuz yorum yapamayacaklarına dair bir maddenin yer aldığına yönelik iddiaları da soruyorum.
Gönenç “Böyle bir maddeyi kişi imzaladıysa bile bunun hukuken bir geçerliliği yoktur. Hastalar haksız olarak kişi ya da kurumların, mesleki veya ticari itibarını zedelemeyecek, hakaret niteliği taşımayacak ölçüde eleştiride bulunabilirler. Bu bir haktır ve bunu ortadan kaldırmak mümkün değildir” diyerek yanıtlıyor.