Dünya Sağlık Örgütü her yıl bir konuyu gündemine aldığı Dünya Sağlık Günü’nde bu yıl depresyonu seçti. “Konuşup paylaşalım” sloganıyla kampanyalar başlattı. Şimdi de ünlü Time dergisi sorunu kapağına taşıdı. Haberde mevcut tedavi seçenekleriyle iyileşemeyen 100 milyon hastaya umut olacak yeni bir madde olarak “ketamin” anlatılıyor. Ketamin, depresyon tedavisinde kullanılabileceğine dair Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden henüz onay almadı çünkü Time’da da belirtildiği gibi bu molekülün bağımlılık yapma ile psikoz ve şizofreniyi tetikleme gibi yan etkilerinin olabileceği belirtiliyor. Ancak dirençli depresyon hastalarında hayat kurtarıcı olduğuna, intihara eğilimli hastaları hızlı etki gücüyle yaşama bağladığına yönelik araştırma sonuçları da depresyonla mücadelede önemli bir kozun elimize geçtiğini düşündürüyor.
Time’daki haberi Türkiye’den uzmanlarla değerlendirirken, uygulamanın altı ay önce ülkemizde bir beyin hastanesinde de başladığını öğrendik. Ketamin uygulamaları artıp veriler toplandıkça ketamin ve depresyon ilişkisi daha net ortaya çıkacak. Araştırmacılar ketaminin bilinen yan etkilerinden arınmış, etki gücü ve hızı artırılmış bir depresyon tedavisi için ketaminin farklı molekül formları ve farklı uygulama yolları üzerinde de araştırmalarını sürdürüyor.
“Fazlası var, eksiği yok”
TIme’daki haberin son bölümünde depresyon tedavisinde yararlanılan egzersiz, bilişsel-davranışçı terapi gibi ilaç dışı yöntemler yer alıyor. Bu yöntemlerin ülkemizde uygulanıp uygulanmadığını psikiyatrist ve psikoterapist Agah Aydın ile konuştuk. Aydın “Depresyon hastalarının yüzde 50-60’ı psikoeğitim ve ilaç dışı yöntemlerle iyileşebiliyor. Time’daki yöntemlerin hepsi Türkiye’de de uygulanabiliyor. Hatta fazlası var, eksiği yok” dedi: “Ancak ülkemizde SGK da özel sağlık şirketleri de psikoterapi gibi ilaç dışı yöntemlerin ücretlerini karşılamıyor. Hasta muayene süresinin ortalama beş dakika olduğu devlet hastanelerinde bu hizmetler zaten yok. Doktorlar da hastayı çaresiz bırakmaktansa ilaç yazıyor.”
“Etkinin hızlı ortaya çıkması avantaj”
Haberle ilgili ilk olarak Üsküdar Üniversitesi Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay’a ulaştım. Uzbay, Time’ın haberini “Yazının güzel tarafı mevcut tedavilere yanıt vermeyen dirençli depresyon hastalarını tedavi etmemiz lazım diye yola çıkıyor olması. Dirençli grubu tedavi edebilecek bir seçenek geliştirilebilirse bu mucizevi bir şey olacak” diyerek değerlendirdi. Ancak ketamin ile depresyon arasındaki ilişkiye dair araştırmaların yeni olmadığını da söyledi.
Uzbay “Ketamin esasen bir anestezi ilacıdır. Uzun süreli ve kontrolsüz kullanılması kişilerde psikoz ve halüsinasyonlara neden olabilir. Glutamatın azalmasına yol açarak şizofreniye yatkın kişilerde şizofreniyi tetikleyebilir. Her 100 kişiden birinin şizofreniye yatkın olduğunu biliyoruz. Yani kişinin depresyonunu tedavi edeceğim diye kişiyi şizofren yapma olasılığınız var” diyerek ketaminin çok da masum olmayabileceğine yönelik uyardı.
Uzbay bu yeni tedavi seçeneğine tamamen karşı olmadığını da belirtti: “Normalde antidepresanları verdiğinizde tedavi etkisinin ortaya çıkması için en az 10-15 gün bekleniyor. Ketaminde ise ilacı damar içine uyguladığınız anda etki başlıyor. Kritik nokta şu, belki hasta 10-15 gün bekleyemeyecek ve intihar edecek. O kişide hemen müdahale ile intihar hissini kaldırabiliyorsak, insan hayatını kurtarmış oluyoruz. Etkinin hızlı ortaya çıkması önemli bir avantaj sağlıyor.”
Bunun üzerine “Ne yapacağız öyleyse kullanılacak mı, kullanılmayacak mı?” diye sordum. Uzbay net cevap verdi: “Ketamin kullanılsın ama klinikte kullanılsın. Dirençli ve intihar düşüncesi yoğun olan hastalarda, zorlu dönemde, uzman kontrolünde, dozu ayarlanarak dikkatli bir şekilde kullanılsın. Ama bu reçeteye şakır şakır yazılarak kullanılabilecek bir ilaç değil.”
“Çaresiz kaldığımızda ketaminden yararlanıyoruz”
Konuyu araştırırken ketaminin Türkiye’de NP İstanbul Beyin Hastanesi’nde psikiyatri uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu tarafından uygulandığını öğrenip kendisine ulaştım. Baripoğlu “Ketamin infüzyon tedavisini yaklaşık altı aydır dirençli hastalarımıza uyguluyoruz. Son olarak ketamin uyguladığımız hastalardan biri örneğin; dokuz ay önce bize geldiğinde hayattan tamamen kopmuştu, koltukta külçe gibi oturuyordu” diyerek çaresiz kaldıkları hastalarda ketaminden yararlandıklarını söyledi: “Ketamin damar içine, çok düşük dozda, 40-45 dakikalık bir sürede veriliyor. İlk uygulamadan saatler sonra bile kişinin duygu durumunu iyileştirebiliyor, kişiyi normal bir moda geçirebiliyor. Haftada iki-üç kere, toplamda 6-10 seans uygulanabiliyor. Her merkez farklı uyguluyor çünkü tedavi sıklığının ve dozunun kişinin kilosu, yaşı, kullandığı diğer ilaçlar gibi pek çok faktöre bakılarak kişiye özel belirlenmesi gerekiyor. Dirençli hastalarda bu yöntemle depresyon tablosu ortadan kaldırdığımızda intihar etme eğilimi azalabiliyor, sosyal hayatına geri dönebilmesi sağlanabiliyor.”
Araştırmaların sonucu heyecanla bekleniyor
TIme haberinde bir ilaç firmasının ketaminin yapısını geliştirerek esketamin maddesini elde ettiğine de yer veriliyor. Bu yeni molekül burun spreyi formunda hastalara uygulanacağı için, şu anda damar içi uygulamayla hastalara verilen ketamine göre bir avantaj sağlayacak. Esketamin ile ilgili araştırma sonuçları bu maddenin başarısını kanıtlarsa önümüzdeki yıl depresyon tedavisi için FDA onayı alabilecek. Time haberinde, bir başka ilaç firmasının da ketamin ile aynı reseptöre etki eden rasaptinel etkin maddesi üzerinde araştırmalarını sürdürdüğünü yazıyor. Ketaminin neden olduğu halusinojenik etkilere yol açmadığı öne sürülen bu molekülle ilgili araştırma sonuçlarının da 2019 yılında yayınlanması planlanıyor.