Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Klinik Psikolog Zeynep Armay kanserin “kişinin psikolojik dengesinde yıkıma neden olan bir yaşam krizi” olduğunu vurgularken, Gaye Çakırgil “Hastalığı nasıl algılarsanız
öyle yaşarsınız. Kendinize dikkat edin ama hayatınızın devam etmesine de izin verin” diyor

Şu anda dünyada 32 milyon kişi kanserle yaşıyor,
her sene 12.7 milyon yeni kişiye kanser tanısı konuluyor. 2030 yılında yeni kanser teşhisi sayısının
21.4 milyon kişiye yükselmesi bekleniyor. Toplumun bilinç düzeyi artsa da kanser denince hâlâ ilk akla gelen “ağrılı ölüm” ve mutsuzluklar oluyor. Her ne kadar yeni yöntemler birçok kanser türünü ölümcül olmaktan çıkartsa ve tedavi yan etkilerini azaltsa da bilinçaltındaki
bu bilgi kanser teşhisi alan herkeste inkar, isyan gibi evrensel bazı tepkilere neden oluyor. Bu duygular kontrol edilemezse kişinin tedaviye uyumunu, yaşam kalitesini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyor.
Bu aşamada kanser hastalarının
ve hasta yakınlarının kanserle yüzleşmelerini sağlayan, bu sayede tedaviye uyumlarını artıran
psiko-onkologlar devreye giriyor.
Psiko-onkologlar hastanın ve ailesinin kanserle yüzleşmesi ve olumsuz duygulardan arınması konusunda faydalı olmaya çalıştıklarını söylüyor.

Haberin Devamı

“Her kriz gibi bu da geçecek diye bakmak gerek”

Zeynep Armay
(Klinik Psikolog / Psiko-onkolog)

* Psiko-onkoloji kanser hastalarına, yakınlarına psikolojik tedavi ve destek veren bir bilim dalı. Aslında kanser tedavilerinin ayrılmaz bir parçası. Çünkü kanser; korku, umutsuzluk, suçluluk, çaresizlik, terk edilme ve ölüm duygularını çağrıştırır. Bu nedenle de kanser psikolojik dengede yıkıma ve travmaya neden olan bir yaşam krizidir.
* Kemoterapi, radyoterapi gibi tedavi yöntemlerinin başlı başına psikolojik yan etkileri var. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların birçoğunun yine kişinin psikolojisi üzerinde etkisi bulunuyor.
* Çalışmalar hastanın psikiyatrik durumunun hastalık algısını ve hastalığın seyrini etkilediğini, hastanın bağışıklık sistemini ve tedaviye verdiği yanıtı zayıflattığını gösterdi.

“Kanser geçmişteki sıkıntılardan olmaz”
* Kanser hastanın ailesini ve sevdiklerini de etkiliyor. Hayatınızın merkezinde duran, özdeşleştiğiniz, gelecek hayalleri kurduğunuz, âşık olduğunuz bir kişinin sıkıntılar yaşaması, ağrılarının olması ve onun ölüm riskiyle yüzleşmek çok travmatik bir durum.
* Kanser teşhisi konan kişiler kendilerini ve çevresindekileri suçlamayı bırakmalılar. Kanser geçmişteki sıkıntılardan kaynaklanmaz.
* Esas olan kişidir, ilişkidir; hastalık değil. Her kriz gibi bu da geçecek diye bakmak gerekiyor. Bu nedenle sevdiklerimizi bu zorlu dönemlerinde sımsıkı tutarak bu günlerini güzel duygularla geçirmesini sağlamalıyız.

Haberin Devamı

“Tedaviniz bittikten sonra yapacaklarınızı planlayın”

Gaye Çakırgil
(İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı / Psiko-onkolog)

* Kanser tanısı sonrası ortaya çıkan tepkiler kişiden kişiye farklılık gösterebilse de evrensel tepkiler var. İlk aşamada en yaygın tepkiler şoke olma, inanamama ve inkar etme.
* Sonrasında herkese ve her şeye karşı yaygın bir isyan, kızgınlık, “Neden ben?” soruları başlar. Geçmişe dönük suçluluk duyguları ve “Cezalandırıldım” düşüncesi ortaya çıkabilir. Bunları da depresif bir dönem takip eder. Sonunda da kabullenme ve uyum gelir. İlk teşhisten itibaren psikolojik destek alan hastalarda kabullenme ve uyum dönemi daha hızlı olur.

“Mücadelede kişinin egosu çok önemli”
* Kanserle mücadelede kişinin egosu ve kişiliğinin gücü de çok önemli. Kendisinde mücadele edecek gücü bulamayanlar kaygı bozuklukları ve depresyonla daha sık karşılaşıyor.
* Psiko-onkoloji ile bu içsel güç desteklenerek kişinin tedaviye uyum sağlaması ve
bu süreçten güçlenerek çıkması hedefleniyor. Hastanın ve ailesinin kanserle yüzleşmesi ve olumsuz duygularından arınmasında faydalı oluyor.
* Tanının konduğu, tedavi planlarında değişikliklerin söz konusu olduğu, cerrahi işlem öncesi ve sonrasındaki dönemler psiko-onkoloji açısından özel önem taşıyor.

“Kaygı ve acı da bulaştırılıyor”
* Olumsuzluklar ve kaygılar yerine olumlu ve güzel şeylere odaklanın. Kitap okuyun, müzik dinleyin, tedaviniz bitince yapacaklarınızı planlayın.
* Kendinizi kimseyle kıyaslamayın. Kaygı ve acı da bulaştırılıyor. Kemoterapide birinin midesi çok bulandı diye sizde de aynısı olacak diye bir şey yok. Hastalık, tedavinin etkinliği, yan etkileri bunlar hep kişiye özeldir.
* Hastalığı nasıl algılarsanız öyle yaşarsınız. Kendinize dikkat edin ama hayatınızın devamına da izin verin. Umudunuzu daima canlı tutun.