Geçtiğimiz hafta sonu Türk Nöroşirürji Derneği 30. Bilimsel Kongresi’ni izledim. Yerli ve yabancı pek çok beyin cerrahının katıldığı kongrede tıbbi gelişmelerin ne denli hızla ilerlediğine şahit oldum. Çaresiz görünen pek çok hastalığın 5-10 yıl gibi oldukça yakın bir zamanda tamamen tedavi edilebileceğini öğrendim. Alzheimer hastalığında silinen anıların geri getirilebilmesi, felç olan hastaların tekrar yürüyebilmesi gibi şu anda oldukça ütopik görünen durumların, yakın bir gelecekte mümkün olabileceği konuşuldu. Anne karnında beyin ameliyatı, kök hücre uygulamaları ve güncel cerrahi teknolojilere dair kongrede aktarılan tüm yeni bilgileri derledim.
- Dünya Nöroşirürji Dernekleri Başkanı Prof. Dr. Franco Servadei “Beyin cerrahisi alanında bir ülkenin çok ciddi oranda gelişerek çevre ülkelere eğitim verecek konuma gelmesi dünyada ender bir örnektir ve Türkiye’yi ediyorum” dedi. Servadei gelecek yıl Dünya Beyin Cerrahi Kongresi’ne de Türkiye’nin ev sahipliği yapacağını müjdeledi.
“Beyin tümörlerinde tedavi şansı arttı”
- Prof. Servadei gerek gelişen cerrahi teknikler gerekse de hedefe yönelik ilaçlarla, günümüzde beyin tümörlerinin tedavisinde başarı şansının arttığını söyledi. Kurşun kalem kalınlığında, ucunda kamera olan bir aletle burun deliğinden girilerek, kafa tabanında ameliyatların yapılmasının bile mümkün hale geldiğini anlattı.
- Alman Nöroşirürji Dernekleri Başkanı Prof. Dr. Volker Seifert ve Prof. Dr. Selçuk Peker’den son yıllarda teknolojideki gelişmelere paralel olarak beyin cerrahisi alanında çok büyük gelişmelerin yaşandığını öğrendik. Selçuk Peker artık tümörlerin çok daha küçükken yakalanabildiğini belirtti. Volker Seifert ise “Eskiden olduğu gibi ciltte büyük kesikler veya yaralar oluşturarak değil de çok daha küçük deliklerden bile büyük tümörleri çıkarabiliyoruz. Navigasyon yöntemi ile etraftaki dokuya zarar vermeden, çok küçük tümörlerin bile yerini belirlemek ve onları çıkarmak mümkün hale geldi” dedi.
- Kongre Başkanı Prof. Dr. Zeki Şekerci son yıllarda beyin cerrahisindeki gelişmelerin tedavide başarı şansını ciddi oranda arttırdığını anlattı. Şekerci “Kök hücre uygulaması gibi yeni tedavi seçenekleri istismara çok açık konular. Felç olan birine henüz ispatlanmamış bir yöntem üzerinden ‘Seni yürüteceğim’ diye vaatte bulunursanız o kişi bu tedavi yöntemine ulaşmak için her şeyi yapar. Tekrar yürüyebilme umuduyla evini, arabasını, tüm mal varlığını satan bir sürü insan var” diyerek hastaları umut tacirlerine karşı uyardı.
- Kök hücre uygulamasında gelinen son noktayı Prof. Dr. Ayhan Attar özetledi: “Beyin tümörlerinde, omurilik yaralanmalarında, beyin-damar tıkanıklıklarında, Parkinson, Alzheimer, MS, ALS gibi henüz tedavisini bilmediğimiz hastalıkların tedavisinde kök hücrelerin kullanılabileceğine yönelik büyük umut vaat eden araştırmalar sürdürülüyor. Omurilik yaralanması sonucu felç olan farelerde olumlu değişimlere yol açan aşı uygulamaları var. Ancak hayvan ve insan deneylerinde olumlu sonuçlarını gördüğümüz bu araştırmaların daha büyük insan gruplarında denenerek ispatlanması gerekiyor. Henüz ispatlanmadığından kök hücreler şu anda bu hastalıklarda pratik olarak kullanılmıyor.”
“Silinen anılar geri getirilebilir”
- Henüz tedavisini bilmediğimiz beyin hastalıklarında derin beyin stümilasyonu yönteminin de umut vaat ettiğini Prof. Dr. Tanju Uçar’dan öğrendik.
Uçar beyinde sorunlu bölgeye elektriksel uyarılar yollanarak sorunu düzeltme mekanizmasına dayanan bu yöntemin Parkinson hastalarında istemsiz hareketlerin düzeltilmesi için aktif olarak kullanıldığını ve oldukça başarılı sonuçlar aldıklarını anlattı. Yeni çalışmalar ise bu yöntemle sorunlu bölgelerin modüle edildiği takdirde Alzheimer hastalarında silinen anıları geri getirebileceği, obez hastalarda beynin yolladığı “Daha çok ye” sinyalini durdurabileceği ve ağır depresyon hastalarında ilaç bağımlılığını azaltabileceğine yönelik bulgular ortaya koymuş. Prof. Dr. Memet Özek de “5-10 yıl içinde Alzheimer hastalığının tamamen çözüleceğini düşünüyorum” diyerek araştırmaların geleceği hakkında umutlu konuştu.
“Anne karnında beyin ameliyatı”
- Kongrenin en ilgi çekici konularından biri anne karnında beyin ameliyatlarıydı. Prof. Dr. Memet Özek bu yöntemi; bebeğin anne karnından geçici olarak çıkartılıp, ameliyatın yapılıp, tekrar anne karnına konulması olarak özetledi. Bebeğin omuriliğinin anne rahmindeyken tam gelişememesi ve açık kalması olarak açıkladığı Spina bifida hastalığında bu yöntemin kullanılabileceğini anlattı. Kalıcı ve ciddi sorunlara neden olan Spina bifida görülme sıklığının binde üç olduğunu yani oldukça sık olduğunu vurguladı.
- Spina bifida hastalığından korunmanın, cerrahi operasyondan çok daha kolay olduğunu da anlatan Özek, planlı gebelik ve folik asit kullanımının önemine değindi. Hastalığın oluşmaması için gebe kalmadan üç ay önce folik asit alımına başlanmalı, gebeliği öğrendikten sonra da iki ay devam edilmesi gerekiyormuş. Tabii bunun için de planlı gebeliğin gerekli olduğunu anlattı Özek.