Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz hafta New Orleans’ta 15 bin katılımcının yer aldığı, 76. Amerikan Diyabet Derneği Kongresi’ni takip ettim. Tüm dünyada diyabet alanında en etkili bilim insanlarının sunumlarının ve araştırma sonuçlarının yer aldığı kongrede küresel bir tehdit halini alan diyabetin yönetimine dair önemli bilgiler paylaşıldı. Ülkemiz açısından da ciddi bir sorun halini alan diyabetin Türkiye’de görülme sıklığı son on yılda yüzde 7.2’den yüzde 14’e yükseldi. Şu anda 10 milyon diyabet hastasının olduğu ülkemizde hastaların ne yazık ki yarısı hastalığının farkında değil. Oysa diyabetin erken teşhis ve tedavisinin önemi kongrede özellikle vurgulandı. Kongrede öne çıkan başlıkları kongreyi takip eden İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman ve Dokuz Eylül Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Çömlekçi ile görüştüm.

Haberin Devamı

Diyabet tedavisinde heyecan verici gelişmeler

Yeni dönemin habercisi ilaç

Amerikan Diyabet Derneği’nin (ADA) basın toplantısında diyabet uzmanları tarafından tedavi bakış açısını değiştirecek yepyeni bir döneme girdiğimiz vurgulandı. Günümüzde kalp damar hastalıklarının oluşumunun ve ölümcül hale gelmesinin temel nedeni olarak gösterilen diyabetin tedavisinde artık sadece kan şekerinin düzenlenmesi hedeflenmiyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi de diyabet tedavisi için yeni geliştirilen moleküllerin uzun dönem kalp damar sağlığını nasıl etkilediğini inceliyor. Bu kapsamda 76. Amerikan Diyabet Derneği Kongresi’nde, akademisyenler Leader çalışmasının heyecan verici sonuçlarını açıkladı.

Kongreye damgasını vuran bu çalışma liraglutid etken maddesi ile yürütülen klinik çalışmaydı. Bu etken madde ile tip 2 diyabet hastalarında hem kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesinin hem de kalp damar sağlığının uzun dönemde korunmasının mümkün olabildiği açıklandı. 9 bin 340 hastada, beş yıl süreyle yürütülen çalışmanın sonuçlarına göre; liraglutid kullanımı ile kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm oranı ve diyabetik böbrek hastalığı görülme oranı yüzde 22 oranında azaldı. Kan basıncını ve kolesterol seviyesini de azaltan liraglutid’in kilo kaybına neden olduğu da gösterildi. Uzmanlar diyabet hastalarında, daha sık görülen kalp damar hastalıklarının, ömrün kısalmasından yaşam kalitesinin düşmesine pek çok etkisi olduğunu ve diyabetlilerin en büyük düşmanlarından birinin fazla kilolar olduğunu bildiğinden sonuçlar salonda bulunan 6 bini
aşkın sağlık çalışanı ve bilim insanı tarafından heyecanla karşılandı.

Haberin Devamı

ADA basın toplantısının konuşmacıları arasında yer alan, North Carolina Üniversitesi Profesörü John B. Buse “Bu etken madde ile tip 2 diyabetin sebep olduğu tüm komplikasyonların azaldığını görmek heyecan verici. Daha önce hiçbir diyabet ilacının bu kadar çok sorunla aynı anda baş edebildiğini görmemiştik” dedi. Kongrede etken maddenin mucidi olan Novo Nordisk’in bilimsel araştırmalardan sorumlu yetkilisi Dr. Mads Krogsgaard Thomsen ile de tanışma fırsatını yakaladım. Thomsen “Liraglutid ile sadece diyabetin farklı komplikasyonlarından korunmayı değil, insüline geçişten önce bir basamak daha koyarak, insülin kullanımını geciktirmeyi de başardık” diyerek çalışmanın diyabet tedavisinde yeni bir dönemin habercisi olduğunu açıkladı.

Haberin Devamı

Hastalar hesap yapma derdinden kurtulacak

Kişilerin farklı özellikleri ve genetik yapıları dikkate alınarak, bireye özel ilaç kullanılmasının diyabet tedavisindeki önemi kongrede özellikle vurgulanan konular arasındaydı. Amerikan Kongresi’nin sağlık endüstrisine bu konudaki gelişmeleri hızlandırsın diye ek mali kaynaklar verdiğini öğrendik.

Tip 1 diyabetlilerin kullandığı pompalarla ilgili de önemli teknolojik gelişmeler yaşanıyor. Hali hazırda tip 1 diyabet hastaları, kan şekerini ölçerek ve yedikleri gıdaların içindeki karbonhidrat gramını hesaplayarak, kullandıkları pompaya komut veriyor. Pompa da o komuta göre vücuda insülin veriyor. Yeni geliştirilen biyonik pankreas ile cilt altına bir sensör konulacak, o düzenli aralıklarla şeker seviyesini ölçecek. Hastalar yedikleri yemeklerin fotoğrafını çekip sisteme yüklediklerinde de karbonhidrat miktarı hesaplanacak. Böylece pompa gerekli insülini otomatik olarak verecek. Yani hastalar sürekli hesap yapma derdinden kurtulacak.

Çocukluk çağında sağlıklı yaşam alışkanlığı kazandırılmalı

Diyabetin ve diyabetin getirdiği sorunların yönetiminde başarılı olunabilmesi için düzenlenen kongrede multidisipliner çalışmanın önemi de vurgulandı. Örneğin diyabetik ayak sorunu, hastaların parmaklarının veya ayaklarının kesilmesine yol açabilecek ciddi bir sorundu. Fakat ABD’de doktorlar, hemşireler, diyabet eğitimcileri, podologlar (ayak bakım uzmanları) birlikte çalışarak bu sorunla mücadelede başarılı sonuçlar almışlar. Türkiye’de de diyabet eğitimcileri ve podologların gelişimini desteklemek akılcı bir seçenek olabilir. Diyabetin önlenebilmesi için ailelere sağlıklı yaşam eğitimi verilmesi gerektiği anlatıldı. Bireylerin çocukluk çağındayken sağlıklı beslenme ve fiziksel olarak aktif bir yaşam alışkanlığı kazanmasının önemine değinildi. Anne, babanın “sebze yemem” demesi bile çocukta sağlıklı beslenme konusunda olumsuz etki yaratabiliyormuş.