Uluslararası Anadolu Nörobilim ve Cinsel Sağlık Kongresi’ne katılan Prof. Dr. Charles Moser: “Bir kişi porno bağımlısıysa ya da pedofili gibi arzuları varsa tedavi görmeli. Ama yoğun cinsel isteği var ve sık sevişiyor diye hasta muamelesi görmemeli”
Cinsel Sağlık Eğitim Araştırma ve Tedavi Derneği 1-3 Mayıs tarihlerinde Uluslararası Anadolu Nörobilim ve Cinsel Sağlık Kongresi’ni düzenledi. Derneğin ve kongrenin başkan yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Asiye Kocatürk’ün daveti üzerine katıldığım kongrede, alanında dünyaca ünlü uzmanların sunumlarını dinledim. Hiperseksüalitenin hastalık haline getirildiğini iddia ettiği sunumunun ardından konuştuğumuz Prof. Dr. Charles Moser “Cinselliğin kontrol altına alınması gerektiğini düşünen terapistler seksi, musluğun açılıp kapatılmasına benzetiyor” dedi. Ayrılan çiftlerde ayrılma nedenleri ve kriz yönetimini anlattığı sunumunun ardından görüştüğüm Prof. Dr. Osmo Kontula hangi sebeplerin ayrılma kararımızda etkili olduğunu ve ilişkilerde kriz yönetiminin nasıl yapılabileceğini açıkladı. Yeni cinsel psikoterapi yöntemlerinden bahsettiği sunumunun ardından Prof. Dr. Oswaldo M. Rodrigues’den de cinsel sorunlara yönelik güncel tedavi yaklaşımlarını öğrendim.
“Cinsel enerji ve arzuları frenlemeye gerek yok”
Prof. Dr. Charles Moser (San Francisco İleri Cinsellik Araştırmaları Enstitüsü Başkanı)
- Hiperseksüalite kişilerin kontrol dışına çıkan ve aşırılaşan cinsel arzu, istek ve fantezilerine engel olamaması olarak tanımlanıyor. Haftada yedi kere veya üzerinde cinsel eylemde olunmasının da hiperseksüalite işareti olduğu söyleniyor. Ancak hiçbir cinsel veya sosyal problem yaşamadan, bir haftada bu oranlarda cinsel birliktelik yaşayan çok sayıda insan var.
- Ne yazık ki insanlar burada çokça seksüel eylemin sanki hastalıkmış gibi yorumlanmasına yönelik ciddi bir manipülasyonla karşı karşıya. Seks bağımlılığı terapistleri aşırı cinsel istekliliği hiperseksüalite adında bir hastalık haline getirip hemen tedavi etmek istiyor.
“Boş yere paraları gidiyor, bir de libidoları düşüyor”
- Kişiler hiperseksüalite tedavisi aldıklarında boş yere paraları gidiyor çünkü bu duruma yönelik belirlenmiş kesin bir tedavi yok. Ayrıca kişilerin cinsel istekleri azaltıldığında libidoları düşüyor ve orgazm olamıyorlar. Bu da depresyondan ilişki sorunlarına kadar pek çok başka problemi beraberinde getiriyor.
- Seks bağımlılığı terapistleri seksin kontrol altına alınması gerektiğini düşünüyorlar. Oysa seks kontrol dışı bir cinsel enerji, arzu ve tutkudur. Bunları frenlemeye gerek yok çünkü seksin kontrol dışı olması iyidir ve orgazmı artırarak kişileri birbirine bağlar, ilişkilerin gücünü artırır. Tabii ki kişiler terapiste başvurmasın demiyorum.
- Bir kişi cinsellik düşünmekten işine konsantre olamaz hale gelmiş, sosyal hayattan kopmuşsa yardım almalı ya da eşi cinsel birliktelik istediğinde porno izlemeye devam edecek kadar porno film bağımlısı haline gelmişse terapiste başvurmalı. Veya pedofili gibi arzuları varsa tedavi görmeli. Ama bir kişi mutluyken sırf yoğun cinsel istek ve arzuları var ve sık sevişiyor diye hasta muamelesi görmemeli.
“İlişkinizi kurtarmak elinizde”
Prof. Dr. Osmo Kontula (Kuzey Avrupa Klinik Seksoloji Derneği Kurucu Başkanı - Seksolog)
- İlişkiler hislerle ilgili olduğundan çiftler artık eskisi gibi ortak paylaşımları olmadığı kanısındaysa ve ilişkinin başlangıcında olduğu gibi cinsel olarak arzulanmıyorlarsa hislerin ve uyumun değiştiği zannıyla ilişkiyi daha fazla devam ettirmenin anlamı kalmadığını düşünür.
- Paylaşılan tüm güzel duygu ve birlikteliklerden sonra ayrılık kolay ve kısa bir süreç değil. Uzun ilişkisi olan herkes en az bir veya iki yıl “Ben ayrılmalı mıyım?” diye düşünür. Uzun süreli ilişkilerde genellikle boşanma ya da ayrılma kararları
5-10 yıl arasında alınıyor. Özellikle de ilişkinin yedinci ve sekizinci yılları boşanmaların en sık görüldüğü zamanlar.
“Krizi doğru yöneterek iplerin gerilmesini engelleyin”
- Boşanma oranları dünyanın her yerinde artıyor. Örneğin Finlandiya’da son araştırmalara göre her iki evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Bu kötü bir gelişme değil. Eskiden mutsuz evlilikler boşanmayla sonlanmıyordu çünkü toplum boşanmayı hoş karşılamıyordu. Ama böyle evlilikler kişileri intihara bile sürüklüyordu. Bu çiftlerde ve çocuklarında ciddi sorunlarla karşılaşıyorduk. Bu nedenle zarar veren mutsuz bir evliliği sürdürmektense, boşanmak herkes için daha faydalı oluyor.
- Tabii buradan en küçük bir krizde bile çiftler boşansın anlamı çıkmasın. Çiftler krizleri doğru yöneterek iplerin gerilmesini engelleyebilir. Bunun en önemli yolu açık iletişim kurup duygusal olarak yakınlaşmaktır. İlişkide kişi karşısındakine hislerini, korkularını, isteklerini açıkça ifade edip karşı taraf bir şey paylaştığında da onu dikkatlice dinlemeli. İletişim sorununuzu çözerek ve paylaşımlarınızı artırarak ilişkinizi kurtarmak elinizde.
“Çiftlere terapi uygulaması yaygınlaştı”
Prof. Dr. Oswaldo M. RodrIgues (Sao Paulo Seksoloji Enstitüsü Başkanı - Cinsel Psikoterapist)
- Eskiden insanlar cinsel bir problem yaşadıklarında kendilerini sorumlu tutuyordu ve tek başlarına tedaviye geliyordu. Artık bireylerden çok, çiftlere cinsel psikoterapi uyguluyoruz. Tabii ki çifti tedavi etmek bizim açımızdan çok daha zor çünkü iki kişinin de istekleri, beklentileri, sorunları birbirinden farklı oluyor. Bu bir orta yolu bulma meselesi de değil. Kadın haftada beş kere seks yapmak istiyor, sevgilisi üç defa... “O zaman dört defa yapın” dediğinizde iki taraf da mutsuz ve tatminsiz oluyor.
- Geçmişte problem tespit edilir ve “Bunu böyle yapın, bu böyle yapılır” denirdi. Ama şimdi çiftlere öğretmenlik yapmıyoruz. Sorunu ortaya koyup çözüm önerilerini sunuyoruz. Sonunda doğru yolu onların ortak kararıyla seçmesini veya fark etmesini sağlıyoruz.
“Birlikte seks shop’a bile gidiyoruz”
- Örneğin standart seks pozisyonları herkese uymuyor. Çiftin birlikte seçtikleri pozisyonları biz uzmanlarla tartışmasını sağlıyoruz. Böylece çiftin limitlerini de anlayarak doğru yönlendirmeler yapabiliyoruz. Gerektiğinde bize başvuran bir kişiyle birlikte seks shop’a bile gidiyoruz, bunlar eskiden yapılmazdı.
- Yeni cinsel psikoterapi yaklaşımları hastalarla şeffaf ve açıklayıcı iletişim kurmamızı gerektiriyor. Bu sayede bazen bir olayın nedenini anlatmak bile sorunu çözebiliyor. Örneğin bir danışanım, cinsel birleşme esnasında eşi bacak kaslarını kasınca ereksiyonunu kaybettiğini söyledi. Bunu partnerinin eyleme karşı isteksizliği olarak yorumlamış. Oysa terapi sonunda eşinin tam o sırada
orgazm olduğunu öğrendi ve sorun ortadan kalktı.
- Yeni cinsel psikoterapi yaklaşımlarında aile terapileri de oldukça yaygınlaştı. Örneğin eşcinsel çocuklarını tedavi ettirmek için gelen aileler oluyor. Genç kendi kimliğinden memnunken ailesinin yaklaşımından dolayı bu bir probleme dönüşüyor. Burada genci tedaviye almanın hiçbir anlamı yok ama aileyle terapi yapmak gerekiyor.