Çocuklara dünyayı anlatan bir roman
Ömür Kurt ödüllü yeni kitabı “Yaban Ördeği Ailesinin Göç Yolculuğu”nda dünyaya gökyüzünden bakıyor. Bir yaban ördeği ailesinin gözünden...
Hürriyet’in aile çocuk yazarı Ömür Kurt’un yeni kitabı “Yaban Ördeği Ailesinin Göç Yolculuğu” (Altın Kitaplar) çıktı. Ben kitabı merakla bekleyenlerdendim çünkü kitap Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı tarafından 2017 yılının çocuk romanı seçildi. Yani yüzlerce kitap adayı dosya arasından, çok değerli bir jüri tarafından bir nevi yılın çocuk romanı Oscar’ını aldı. Çocuklar kadar ailelerin de heyecanla okuyacağı yeni kitabını Kurt ile konuştuk.
- Kitapta yaban ördeklerinin göç yolculuğu üzerinden neyi anlatıyorsunuz?
İnsanlar birbirlerinin arasına sınırlar gerip o sınırlar için kavga ederler ama hayvanlar sınırlar arasında özgürce gezerler. Kimse onlara pasaport sormaz, sınır ihlali yaptığı için onları cezalandırmaz. Oysa ki insanlar için durum böyle değil. Eline valizini alıp sınırın öteki yakasına geçemiyorsun hemen… Kitabın çıkış noktası işte buydu. Dünyanın çarpıklıklarını gökyüzünden gören bir kitap bu. Bir yaban ördeği ailesinin gözünden mülteci kamplarından betonlaşan şehirlere, sınırlar arasındaki savaşlardan kuruyan derelere kadar her şey apaçık görünüyor.
- Ana karakterin Paytak bir yavru ördek. İlk göç yolculuğunda nasıl hissediyor?
Paytak, yaban ördeği kabilesinin en küçük üyesi. Bir ana karakter olarak da çocuklarla özdeşleşen bir figür. Bir çocuk nasıl ki her şeyi merak ederek büyür, Paytak da öyle. Her şeye şaşırıyor. Çünkü dünya karşıtlıklarla dolu. Bir yerden geçerlerken ezan sesi duyuyorlar, başka bir yerden geçerken çan sesleri… Ağaç dikenler de görüyorlar ağaç kesenler de… Bir yerde hayvanları koruyan ve onları besleyen insanlar varken diğer yanda avcılarla karşılaşıyorlar.
- Burada çocuklara ne mesaj vermek istiyorsunuz?
Çocuklara dünyada ‘iyi’ ile ‘kötü’nün bir arada bulunduğunu örnekler üzerinden anlatmak istiyorum. Yaşam, yeryüzündeki her varlık için bir yolculuk. Bir yaban ördeği de olsanız bir insan da olsanız, bir ağaç da olsanız değişmiyor bu… Bu yolculukta hangi yoldan yürüdüğümüz önemli. İyinin yolundan mı, yoksa kötünün yolundan mı yürüyeceğiz? Biz ‘iyi’ yolun yolcusu olmak istiyoruz.
- Hayvan sevgisi neden önemli sizce?
Araştırmalar yetişkinliğinde bir suça bulaşmış insanların çok büyük bir çoğunluğunun çocukluk çağında hayvanlara zarar veren kişiler arasından çıktığını gösteriyor. Yani, çocuklara hayvan sevgisi kazandırmak hayati önemde! Böylece masumiyeti ve vicdanı öğrenecekler, sorumluluk bilinci kazanacaklar. Vicdan duygusu insanı robotlaşmaktan korur. Bu nedenle kitapta alt metin olarak bu duygulara da yer verdim. Örneğin, savaşlardan sadece insanların değil, hayvanların da derinden etkilendiğini anlatmak istedim.
- Tüm bu kavramları çocuklara anlatmak zor değil mi?
Çocuk kitabı yazarlığı ‘sözcük işçiliği’ ister. Hassasiyet gerektirir. Her bir sözcüğün üzerinde ince ince düşünmeyi gerektirir. Eğer çocuk ruhuyla düşünürseniz anlatabilirsiniz. Örneğin kitabımda bir yerde avcılar yaban ördeklerini avlıyor. Ancak ben hiçbir yerde ‘vuruldu’, ‘öldü’ veya ‘katliam’ gibi sözcükleri kullanmadım. Onun yerine “Önce patlamalar duyuldu, sonra da birkaç yaban ördeği yere düştü” dedim. Yani aynı duyguyu başka sözcüklerle anlatabiliriz. Türkçe çok zengin bir dil.
- Kitap kaç yaş için?
8 yaş üstü çocuklar rahatlıkla okuyabilir, ama ben ailelerin de okumasını çok isterim. Lütfen okusunlar ve çocuklarıyla sevgi, vicdan, sorumluluk duygusu ve doğa üzerine sohbet etsinler.
“Çocuk Bakanlığı kurmalıyız”
Ömür Kurt “Ülkenin yarısı çocukken; yetişkinler çocukların hiçbir fikrini, hissini önemsemiyor. Oysa çocuklar geleceğimiz. Sadece çocukların sorunlarının tartışıldığı bir Çocuk Bakanlığı kurmalıyız” diyor.