Terapist Emre Üstünuçar: “Bugün sigaradan kurtulacağınız en kolay gün. Üstelik ertesi gün mutsuz, keyifsiz, huzursuz olmayacaksınız, canınız sigara çekmeyecek ve kilo almayacaksınız. Mutlu ve özgür bir hayatın kapılarını açmış olacaksınız”
İki yıl önce sigara içmenin neden olduğu KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) ile ilgili bir röportaj yapmıştım. Gazetecilik hayatımın en büyük kazanımını da o röportajın ardından babamın sigarayı bırakmasıyla elde etmiş oldum. Ama hâlâ çevremde sigarayı bırakmak istese de zararlarını bildiği halde bu “kanser çubuklarından” bir türlü kurtulamadığı için dert yanan çok kişi var.
Yarın 31 Mayıs Dünya Sigarayı Bırakma Günü. Bu özel günde sigara içen okurlarımız da sigaradan kurtulabilsin diye, binlerce kişiye Allen Carr’s Easyway yöntemiyle sigarayı bıraktıran terapist Emre Üstünuçar anlattı:
“Kişi neden sigara içtiğine odaklanmalı”
-Sigara içen insanlar zararlarını bildiklerini, kanser gibi sigaraya bağlı oluşabilecek hastalıklardan korktuklarını, paralarını sigaraya harcamaktan mutsuz olduklarını söylüyorlar ama “Bırakamıyoruz” diyorlar. Bu durumdaki kişilere ilk tavsiyem “Neden içmemeliyim? sorusu üzerine düşünmeyi bırakın” oluyor.
-Sigara içenlerin odak noktası “İçmemem lazım çünkü kötü, zararlı, kızım kızıyor, param gidiyor, ikinci sınıf insan muamelesi görüyorum, aşağılanıyorum” olmamalı. Kişi neden içtiğine odaklanmalı. “İçmemem lazım zaten o kesin. Ama bu kadar dezavantajına rağmen neden hâlâ sigara içiyorum?” diye sormalı kendine.
-Soruyu düzelttikten sonra iki tür cevap geliyor. İlki onların sandığı cevaplar, diğeri ise gerçek cevap. Sigara içenlerin sandığı cevaplar: “Keyif veriyor, kahveyle iyi gidiyor, rakı-balığı tamamlıyor, sohbetin yanında mutlu ediyor, stresli dönemlerimde benim
en iyi arkadaşım, onu içmeden uyuyamam, içmezsem uyanamam”... İlginçtir ki zıt becerilerine de inanıyorlar. Hangi madde hem uyutabilir hem de uyandırabilir ki!
-İçmeye devam etmelerinin ise kişiden kişiye değişmeyen iki sebebi var. İlki madde bağımlılığı. Günde bir tane içen de 10 paket içen de nikotine bağımlı. Bazı araştırmalar nikotinin eroinden bile hızlı bağımlılık yapabildiğini gösteriyor. Ama nikotin bağımlılığı, bırakamama sorununun sadece yüzde 5’i. Altı saat sigaraya dokunmadıklarında, kandan nikotinin yüzde 97’si temizleniyor.
-Yedi-sekiz saat uyuyan biri uyandığında veya bir kişi oruç tuttuğunda iftardan sonra bağımlılıktan dolayı içmiyor sigarayı. Kafasındaki yanlış inançlardan dolayı içiyor. Kişi yanlış inançlarını fark etmeye başladığında bırakma yolundaki ilk adımı atmış oluyor. Bu yanlış inançlarından kurtulduğunda ise sigarayı da hayatından çıkarıyor.
-Kişinin “Ben bırakamam”, “Sigara içmek bana keyif veriyor, stresime iyi geliyor” veya “Bırakırsam hayat zor geçecek, keyifsiz olacağım, çok kilo alacağım” gibi yanlış inançları oluyor.
-Eğitimlerimde yanlış inançların doğrularını anlatıyorum. Örneğin birçok insan “Sigara içmezsem yoğunlaşamam. İmtihan dönemim, proje üzerinde çalışıyorum o nedenle içiyorum” diyor. Oysa beynimiz oksijenle konsantre oluyor, karbonmonoksitle değil.
-“Gelecekte bırakmak daha kolay olacak” diye yanlış bir inanç da var. Oysa sigaradan en kolay kurtulabilecekleri gün bugün. Yarın bugünden daha zor olacak. Üstelik yanlış inançları temizlediğinizde; bıraktıktan sonra mutsuz, keyifsiz, huzursuz olmayacaksınız, canınız sigara çekmeyecek ve kilo almayacaksınız. Mutlu ve özgür bir hayatın kapılarını açmış olacaksınız.
“Günde kaç tane içtiğinin önemi yok”
-“Sigara içmek keyif veriyor” başka bir yanlış inanç. Sigara içen herkes içinde bir nikotin canavarıyla yaşıyor. O canavar acıkınca bizi huzursuz ediyor. Onu doyurduğumuzda o anlık huzursuzluk bitiyor. Ama yaratık her an yeniden acıkabilir. Yani sigara keyif vermiyor, huzursuzluğu besliyor.
-“Sigarayı bırakmak çok zor” diye yanlış bir inanç var. Oysa bırakmak çok kolay. Üstelik kişinin günde kaç sigara içtiğinin, ne kadar zamandır içtiğinin, bırakmak için kaç deneme yaptığının bir önemi yok. Bırakmak için keyif ve sigara, stres ve sigara, konsantrasyon ve sigara, can sıkıntısı ve sigara gibi ilişkileri kafada koparmak gerekiyor.
“Zararlarını anlatınca kişi strese giriyor”
Sigarayı bırakmış herkes sigara uzmanı kesiliyor. İnsanlar yakınlarına iyi niyetle, yardımcı olmak için sigaranın zararlarını sayıyor, korkutuyor ama bu bağımlıları daha çok sigara içmeye itiyor. Çünkü zararlarını anlattığınızda bu kişi strese giriyor. Strese girince de zaten sigaraya sarılıyor.
Sigara içen insanlarda kesinlikle irade sorunu yok. Bu kişiler yağmurda hatta karda bile sigara bulmak için kilometrelerce yürüyebilecek kadar yüksek iradeli insanlar. Sözde uzman ona “Tut kendini, iradene sahip çık” diyorsa, oradan kaçsın. Sorunu da çözümü de bilmiyor demektir.
“Sigara kullanmak bir tercih değil”
İnsanlar sigara içmeyi bir tercih zannediyor. “Benim seçimim, karışma” diyorlar. Oysa onun seçimi olsaydı bir sonrakine asla dokunmazdı. Hangi insan bütün ölümcül hastalıklara yakalanma riskini minimum yüzde 50 artıracağı, ömür boyu üzerinde iğrenç bir koku taşıyacağı, sürekli ikinci sınıf insan muamelesine maruz kalacağı ve erken ölmesine sebep olacak
bir şeyi içmeyi tercih eder?
İnsanlar bunu tercih ettikleri için değil, bu tuzaktan çıkamadıkları için içmeye devam ediyor. Sigara insanları ömür boyu esir almak için kurgulanmış bir tuzak.