İç Hastalıkları ve Tıbbı Onkoloji Uzmanı Dr. Betül Açıkalın’la Hayy Kitap’tan çıkan yeni çıkan kitabı “İyileşmenin Şifresi Sende”yi konuşmak için buluştuk. Açıkalın kendi iyileşme şifresini anlattı.
Bir onkolog olduğu için birçok hastasından “Neden ben kanser oldum?” sorusunu duyunca bu soruya cevap aramaya başlıyor Uzm. Dr. Betül Açıkalın. Bu sorunun cevabını ararken modern tıbbın yetersizliğini fark ediyor. Bu farkındalık bir hekim olarak kendi yaşamındaki hataları görmesini de beraberinde getiriyor. Hastalık ve onu düzeltmek üzerine kurulu bakış açısını, sağlıklı kalmak ve baştan hasta olmamak için korunmak olarak değiştiriyor. Sağlığa yalnızca bir beden sorunu olarak değil, ruh ve bedenin bütüncül yansıması olarak bakmaya başlıyor. “Çünkü ancak mutlu ve kendini seven bir bireyin sağlığına özen göstereceğini fark ettim” diyor. Hipnoterapi eğitimiyle ilk olarak kendi ruhunu iyileştirmeye çalışarak yola koyuluyor. Bu sayede bir anahtarın kilidi açması misali kendini ve yaşamını daha çok sevmeye ve sağlıklı yaşamaya başladığını anlatıyor.
“İyileşme alışverişten başlar”
İyileşmenin şifresinin alışverişten başladığını söylüyor. Bunu yaparken şarküteri ürünlerinin, dondurulmuş ve hazır gıdaların, bisküvi ve cips gibi abur cuburların satıldığı reyonlardan uzak duruyor. Taze sebze ve meyve reyonlarına yöneliyor. Orada ise bir resim tablosundan fırlamış gibi yapay şekilde parlamayan, mevsime özel, yerli üretim olan ve mümkünse organik ürünleri tercih ediyor. Nohut ve mercimek gibi bitkisel proteinleri ve yumurtayı da alışveriş listesinden eksik etmiyor. Kırmızı et ve kümes hayvanı etlerini marketten almak yerine güvendiği kasabından alıyor. Yemekleri pişirirken zeytinyağını, salatalarda ise avakado veya sızma zeytinyağını kullanıyor. Izgaralardan mümkün olduğu kadar uzakta durup; annesinden öğrendiği tencere yemeklerini tercih ediyor. Bir onkolog olarak “Fiziksel aktivite ile kanser arasında çok sıkı bir ilişki var” diye uyardıktan sonra her gün yarım saat açık havada yürüyüş, haftada iki gün de pilates yaptığını söylüyor ve pilatesten ciddi şekilde fayda gördüğünü vurguluyor.
“Doğanın gücünü fark ettim”
Açıkalın yaşadığı dönüşümlerden birinin de doğaya dönüş olduğunu söylüyor. Fitoterapi (Bitkilerle tedavi) eğitimleriyle doğanın gücünü fark ediyor. Örneğin “Ispanak benim için artık yalnızca bir bitki değil, bir şifa deposu” diyor ve her akşam mutlaka ıspanak salatası yiyor. Bu salatanın bedenimizin günlük ihtiyaçlarını içinde barındıran protein, vitamin ve sağlıklı yağlar açısından iyi bir seçenek olduğunu söylüyor. Bitkisel çaylar da vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Örneğin antioksidan özelliği nedeniyle kanserden koruyan, cilt yenileyici ve detoks etkisi bulunan yeşil çayı her gün içiyor. Ancak bu yazıyı okuyup yeşil çaya yönelecek olanları da yeşil çayın kanama artırıcı özelliği nedeniyle uyarıyor. “Diş eti kanaması olan, adet kanamaları fazla olan, ameliyata hazırlanan insanların ve tansiyon hastalarının yeşil çaydan uzak durması gerekir” diyor.
Ispanaklı salata tarifi
Malzemeler (2 kişilik)
- 1 bağ kuzu kulağı ıspanak
50 gram haşlanmış organik nohut
1 adet havuç
Kuru üzüm
Kaya tuzu
Acı pul Chili biber
Zeytinyağı
Organik nar ekşisi
Limon
Hazırlanışı: Çok iyi yıkanmış sirkeli suda bekletilmiş ıspanaklar doğranır. Üzerine nohut, rendelenmiş havuç ve kuru üzüm ilave edilir. Tuz ve kırmızı biber eklenir. Zeytinyağı, nar ekşisi ve limon sos halinde salataya karıştırılır.