Dr. Yalım Üner, anne sütünün içeriğindeki prebiyotiklerin bebek için ne kadar faydalı olduğunun artık daha iyi anlaşıldığını söylüyor.
Bu hafta Hollanda’dan bildiriyorum. Bebek beslenmesi üzerine çalışan 500’ü aşkın bilim insanının yer aldığı Nutricia Araştırma Merkezi’nin araştırmacılarının paylaştığı güncel bilgileri Nutricia Türkiye Genel Müdürü Dr. Yalım Üner ile değerlendirerek sizler için derledim. Bağırsak sağlığımız ile prebiyotikler ve probiyotiklerin ilişkisi son birkaç yılın en popüler konularından biri oldu. Bu konuda çok fazla araştırma sonucu okudum ve bu köşede paylaştım. Ancak bu araştırmaların büyük çoğunluğu yetişkinleri ilgilendiriyordu. Bu seferse prebiyotikler ile bebek sağlığı ilişkisinden bahsedeceğim. Araştırmalarda anne sütünün içeriğinde ciddi bir oranda bulunan prebiyotiklerin sağlık için önemli faydaları ortaya koyulmuş.
Bu araştırma sonuçlarına göre bebekler prebiyotik açısından zengin beslendiklerinde bağışıklık sistemleri güçleniyor. Dolayısıyla da daha az antibiyotik kullanıyor. Prebiyotikler sayesinde büyüdüklerinde alerjik hastalıklarla da daha az karşılaşıyorlar. Prebiyotikler bu etkileri bebeklerin bağırsağında iyi bakterileri artırıp, kötü bakterileri azaltarak yapabiliyor. Bağırsaklar üzerindeki bu etkinin, bebeğin sindirim sistemini de olumlu etkilediğini böylelikle ishalin ve kabızlığın da daha az görüldüğünü ve bunun da daha az ağrı anlamına geldiğini de anlatıyor Üner. Anne sütündeki her bir bileşenin ayrı ayrı değeri olduğunu ve yıllar içinde bunu hâlâ kısmen anlayabildiklerini de vurguluyor. Anne sütü araştırma merkezinin başındaki Nutricia Araştırma Merkezi Anne Sütü Araştırma Direktörü Dr. Bernd Stahl da “Doğada bulunan en biyokompleks ürün, ne olduğunu anlamakta bu kadar zorlandığımız başka bir ürün yok” diyerek benzer görüşte olduğunu vurguluyor. O nedenle prebiyotikte olduğu gibi anne sütündeki maddelerin tamamını mamaya koymak yerine anne sütündeki maddelerin vücuttaki etkisini taklit etmeye odaklandıklarını anlatıyor.
Anneler tehlikenin farkında değil
Anne sütünün şimdiye kadar bilinen sayısız faydasından en iyi şekilde yararlanmak için uzmanların sesine kulak vermek gerekiyor. Dr. Üner ”Bebeğin doğumundan 6. aya kadar anne sütü ile devam etmek, eksikliğinde ise formula vermek gerekiyor” diyor. 6. aydan 9. aya kadar en fazla 200-250 mililitre ek besin verilebileceği söyleniyor. Bu da günde en fazla 2 çay bardağı anlamına geliyor. 9. aydan 12. aya kadarsa en fazla 300 mililitre ek besin verilebiliyor. Ek besin miktarının bir damla bile bu sınırların üzerinde olmaması gerektiğinin altını çizen Üner “Avrupa’da bu tartışmalar kapanmış olsa da bizde hâlâ anneler ‘Biberona alışırsa anne sütünü emmez’ diye 3. ayın sonundan itibaren ek besine başlayabiliyor. Üstelik “Ben patates, patlıcan gibi doğal gıdalar veriyorum” diyerek iyi bir şey yaptığını düşünüyor. Oysa bunların içindeki tarım ilacı kalıntılarının ne büyük zararlar verebileceğini düşünmüyor” diye de uyarıyor.