Uzmanlar seyahatin ve bayramlaşmak için birbirimizle temasımızın arttığı bayram tatilinde bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattı
ve birkaç pratik öneride bulundu
Havanın soğumasıyla birlikte kapalı alanlarda daha çok vakit geçirmeye başladık. Böylece grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına da daha çok yakalanır olduk. Bir de önümüz bayram; daha çok seyahat edecek, öpüşecek ve birbirimize sarılacağız. Yani mikrop kapma ihtimalimiz artacak. Şu ana kadar hasta olmadıysak bile önümüzdeki hafta hepimiz birer hasta adayıyız.
Peki hangi durumda ne yapacağız? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Kenan Midilli ile hastalanmamak için nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuştuk... Bitki çayları ve gıda takviyeleri sayesinde, hastalanmadan kışı nasıl geçirebileceğimizi Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada anlattı...
Kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçınmak gerek
Hava soğudukça kapalı alanlarda daha çok zaman geçiriyoruz. İnsanlar konuştukça, öksürdükçe veya hapşırdıkça virüsleri veya diğer hastalık etkenlerini ortama saçabiliyor. Okullar, toplu taşıma araçları gibi sıkışık kapalı alanlarda bu etkenlere daha sık maruz kalıyor, solunum yolu enfeksiyonları ile daha sık karşılaşıyoruz.
Mümkün olduğunca kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçınmak gerekse de sadece bu yetmez. Çünkü hasta birinin öksürdükten veya hapşırdıktan sonra ellediği bir kapı kolu bile sağlıklı bir kişi için hastalık kaynağı olabiliyor. Bu nedenle birçok kişinin ellediği yerlere veya para gibi çokça insanın dokunduğu nesnelere temas ettikten sonra, yemeklerden önce ve sonra, hapşırdıktan ve öksürdükten sonra, hasta insanlara dokunmadan önce ve sonra, burnunuzu temizledikten sonra el yıkamak koruyuculuk açısından çok faydalı. El yıkamanın mümkün olmadığı ortamlarda da ıslak mendiller ve anti bakteriyel jelleri kullanmak iyi bir alternatif olacaktır.
Vücudunuzun direncinin düşmesine engel olun
Grip enfeksiyonları daha ağır bakteriyel enfeksiyonların gelişmesine de neden olabiliyor. Bunlar da 65 yaş üzerindeki gibi risk grubundaki kişiler için ölümcül olabiliyor. Bu nedenle hastalanmamaya çalışmak ve önleyici tedavileri önemsemek çok önemli. Bayram ziyaretlerinde hasta olduğu bilinen kişilerle yakın temastan ve ortak eşya kullanımından kaçınmak gerekir.
Gripten korunmanın temeli vücut direncinin düşmesini engellemek. Mevsime uygun giyinmek, bol sulu gıda, taze sebze ve meyve tüketmek, haftada üç-dört gün egzersiz yapmak ve günde sekiz saat düzenli uyumak da korunma açısından faydalı olacaktır. Ayrıca, henüz yaygın grip hastalarına rastladığımız dönem başlamadı. Başlamamışken, gribe karşı etkili koruyucu önlemler arasında olan grip aşısı da özellikle risk gruplarındaki kişilerce ihmal edilmemeli.
Kimler risk altında?
65 yaşından büyük kişiler, diyabetliler, astım hastaları, kronik akciğer hastaları, kronik kalp ve damar sistemi hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, kanser hastaları, immunsupresif (bağışıklık sistemini baskılayan) ilaç kullananlar, huzurevi, bakımevi, okul, toplu iş yerleri vb. ortamlarda yaşayanlar ile sağlık çalışanları risk grubunda yer alan ve aşı olması gerekli gösterilen kişilerdir.
Kimler aşı yaptırmamalı?
Altı aydan küçük bebekler, yumurtaya karşı alerjisi olanlar, hamileliğin ilk üç ayı içinde olan kadınlar ve ateşli hastalık geçirmekte olan kişiler grip aşısı olmamalıdır.
Hastalıklardan çayla korunun
* Ihlamur ve adaçayı poşetlerinden birer tane atılarak hazırlanan çayı içmek koruyuculuğu yüksek bir seçenektir. Hazırlanan çay ılıklaşınca gargara olarak da kullanılabilir.
* Bağışıklığı korumak için içeriğinde beta glukan olan besin takviyelerini kullanmak da oldukça faydalı olacaktır. Yulaf ekmeği de iyi bir beta glukan kaynağıdır ancak fazlası şişmanlatır. 35-40 yaş üzerindeki kişilerin ise ginseng kullanmaları etkili olacaktır.
* Tedavi amacıyla hazırlanan bitki çaylarının taze hazırlanarak tüketilmesi ve yemeklerden 30 dakika önce veya bir-iki saat sonra mide boşken içilmesi daha yüksek etki sağlayacaktır. Bitki çaylarına şeker ilavesi tavsiye edilmez.
* İyi bir ağız ve boğaz antiseptiği olan karanfili, her yemekten sonra ağzınıza atın.
* Zencefil köküne bal katılarak hazırlanan çay hem lezzetli hem de koruyuculuğu yüksek bir seçenektir. Ancak zencefil kökünü hamilelerin fazla kullanmaması gerekir; düşüğe yol açabilir.
* Ekinezya şurubu, mürver meyvesi veya Afrika sardunyası özünün sıvı formu soğuk algınlığına yakalanmak üzereyseniz veya hastalığın başındaysanız kullanımı faydalı olacaktır.
* İnatçı öksürüklerde, öksürüğün hafifletilmesinde ıhlamur çayı içmek boğazda tahrişlerin önlenmesini sağlar ve ağrı kesici etki göstererek tahriş alanının onarımına yardımcı olur.
* Boğaz ağrılarına, kaynatılmış süte karabiber ve bal katarak hazırladığınız içecek çok iyi gelecektir. Ayrıca, şekersiz hazırlanan adaçayı ve ekinezya ile gün içerisinde sıklıkla gargara yapılabilir.
* Balgam söktürücü olarak kekik en iyi seçenektir.
* Baş ağrıları için nane yağı koklamak migrenden kaynaklanan ağrılara
bile iyi gelir.