Mekteb-i Mülkiye, sonraki adıyla Siyasal Bilgiler Fakültesi 165. yılını 4 aralıkta kutladı.
1859 yılında eğitime İstanbul’da başlayan okul, devlete çağdaş yöneticiler yetiştirmek amacıyla kurulmuştu. Padişah II. Abdülhamit saltanatının ilk yıllarında Mülkiye’yi destekliyordu. Adını Mekteb - i Mülkiye - i Şahane” koymuştu. Muhalefet hareketleri başlayınca ‘Şahane’ lakabını geri aldı. 1897 yılının şeker bayramında okul müdürü öğrencileri “Padişahım Çok Yaşa” diye bağırtmaya çalışınca isyan çıktı. Padişahın gönderdiği şekerler ayaklar altında ezildi...
Demokrat Partiye yönelik öğrenci protestosu üzerine polis 29 Nisan 1960 günü önce Hukuk Fakültesini sonra Mülkiye’yi basar. SBF öğrencileri bina içinde barikat kurar. Asker ve polisi içeri sokmaz. Bunun üzerine Fakülte önünde silahlı askerler belirir. Önce çatının biraz altına daha sonra pencerelere doğru ateş başlar. Herkes yere yatar. Neyse ki ölen olmaz. Okul ertesi gün kapatılır.
19 Mayıs gecesi Başbakan Adnan Menderes, Dekan Fehmi Yavuz’u arayarak kurşun izlerinin silinmesini ister.
Dekanın tespit yaptırıyoruz sözü üzerine Menderes kızar:
- Neyi tespit ettiriyorsunuz, bu Mülkiye için şeref midir?
Dekanın cevabı:
- Evet şereftir...
Mülkiye’nin ağır bir ders programı yoktur. Ancak öğrenciler, okulun onurlu tarihinden gelen bir ruhla sarılıp sarmalanır ve her daim vatan sevgisinin bayraktarlığını yapar...
ÖĞÜT
Emekli mülkiye müfettişi Mahmut Esen, muhalefete kimi nasihatlerde bulunuyor. Diyor ki:
“İktidara gelen partilere, seçimleri kazandığını gösterir mazbatanın yanı sıra, ülke ve ulusun içinde bulunduğu sorunlar ile onların çözümlerine ilişkin ayrıca bir anahtar/sihirli değnek verilmemektedir.
Bu yüzden partilerinin ülke/ulus sorunları ve bu konularda alınması gereken önlemleri muhalefette iken halkla birlikte tespit etmeleri, muhalefet dönemini hazırlık yılları olarak değerlendirmeleri, geliştirdikleri çözüm yollarını açıklamaları, iktidara geldiklerinde de vakit kaybetmeden uygulamaya sokmaları gerekmektedir.
Zira iktidar inceleme/araştırma yeri değil, çözüm makamıdır.
İktidar, makam ve yetki sahiplerinin en güçlü oldukları zamanın, göreve başladıkları ilk günler olduğu gerçeği unutulmamalıdır.”
PENALTI
Bizim ne anlatırsa güzel anlatan bir gazeteci arkadaşımız vardı... Varlık Özmenek... Konya’da tanık olduğu bir maçtan söz ederdi. İki amatör takım maç yapıyor. Hakem maçtan önce bir çete tarafından ayarlanmış. Yeşilli takımı galip getirecek. Ancak takım bir türlü ceza sahasına giremiyor ki hakem penaltı çalabilsin. Oyunun bitmesine bir iki dakika kalmış. Çete kenardan hakemi sıkıştırıyor. Ne yapsın hakem? Maç sahanın ortasında oynanırken düüttt diye düdük çalmış, penaltı noktasını göstermiş... Yahu sahanın ortasında penaltı olur mu? Olmuş. Kavga dövüş maç bitmiş.
Son birkaç haftadır maçlara bakıyoruz. Belli yönde kurgulanmış hakemler o kadar ilgisiz penaltı çalıyor ya da penaltılık hareketleri görmezden geliyor ki... Böyle giderse yakında sahanın ortasındaki bir faule de penaltı çalabilirler diye düşünüyoruz. Çünkü bir o kaldı!
İSRAİL
Türkiye ve İsrail Suriye’de muhaliflere aynı yönde destekler sağlıyor.
Strateji uzmanı Nejat Eslen uyarıyor...
“Suriye’de meydana gelen yeni her eylem İsrail’in çıkarına mıdır yoksa değil midir? Bu değerlendirilmelidir. Eğer eylem İsrail’in de çıkarlarına uygun düşüyorsa, dikkatli olmak gerekir. Çünkü, Suriye’de Türkiye’nin güvenlik hedefleri ile İsrail’in stratejik hedefleri Ortadoğu’nun ve Suriye’nin yeni haritaları henüz tamamlanmamıştır. Cihatçı Selefi HTŞ de Suriye haritasını tamamlamak için kullanılmaktadır. Suriye haritası tamamlandığında, Suriye coğrafyasında komşularımız terör örgütleri PKK - YPG ile HTŞ’ye dönüşecek ise bu değişim güvenliğimiz için hiç te hayırlı bir sonuç olmayacaktır... Unutmayalım ki, çizilmekte olan Ortadoğu’nun yeni haritasında Türkiye de hedef ülkedir.”
ÖRNEK
Bir gazetede yeni işe girmiştim...
Sabah saat 8’de işe geliyordum...
Yıllanmış gazetecilerden biri beni kenara çekti.
- Aga, dedi, biz servis olarak 10’da geliyoruz sen de 10’da gel
- Neden?
- Kötü örnek oluyorsun... Patron seni görünce bizden de erken gelmemizi ister...
Bazen iyi iş yapmak kötü örnek olmaktır!
Yeteneği sınırlı insanlar (ya da kurumlar) başkalarını başarısız kılarak kendilerini başarılı göstermeye çalışırlar.