Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın en büyük ordularından birine sahibiz ama terör örgütü IŞİD’in Kilis’i bombalaması, bir ayda 17 yurttaşımızı öldürmesi, 40’tan fazlasını yaralaması karşısında çaresiziz.
Kilis’te halk gece gündüz diken üstünde yaşıyor. Neden?
Çünkü fiyaka için şeytana uyup bir Rus uçağı düşürdük. Peşinden Moskova ile diyalog kuracak yerde dünyaya uçak düşürdük diye caka satıp Rusya ile köprüleri attık. O yüzden artık hava kuvvetlerimiz sınırdan dışarı başını uzatamıyor...
Peki ABD ile Rusya IŞİD’e karşı savaşmıyor mu? Neden onlar Kilis’i topa tutan IŞİD’ı bombalamıyor?
ABD ile Rusya IŞİD’in Kilis’e roket saldırılarından memnun olmalı...
Böylece pes etmemizi Azez - Cerablus hattını PYD’nin kontrolüne vermeye razı olmamızı bekliyorlar.
- Türkiye bu noktada ne yapmalı?
Soruyu Strateji Uzmanı Cahit Dilek şöyle yanıtlıyor:
“Türkiye; daha fazla insanını kaybetmeden, Suriye ve Irak’ta savaşan bütün ılımlı veya radikal silahlı gruplarla ilişkisini kesmeli, sınırını her türlü yasa dışı geçişlere kapatmalı, Şam ve Bağdat yönetimleriyle işbirliğine acilen yönelmeli, ‘Esad’ ı devirme’ takıntısından vazgeçmeli, silahlı gruplara dayanan politikaları değil devletten devlete ilişkilere dayanan politikaları benimsemelidir.”
Başımıza ne geliyorsa dış politikada yapılan hatalardan geliyor. Maalesef her adımda hata yapan iktidarı düzeltecek güçte bir muhalefete de sahip değiliz!

Şergenekon...
Kayıplar verildi, acılar çekildi ama sonunda adalet tecelli etti. Hak yerini buldu. Ergenekon mutlu sonla bitti.
Sonucu böyle mi yorumlayacağız?
Zafer mi diyeceğiz? Böyle yorumlarsak adı ahmaklık olur.
Ergenekon kumpası yıkıldı ama kumpası kuranlar büyük tahribat yaratarak amaçlarına ulaştı.
CHP’li Umut Oran’ın bu konudaki yorumuna katılıyoruz:
- Ergenekon ve diğer kumpaslar Türkiye’nin siyasi, hukuki, ahlaki yapısına ağır darbe vurmuş ve Cumhuriyet karşıtı güçlerin istediği şekilde, sistem tamamen dönüştürülmüştür.
Kumpas sürecinde onlarca televizyon, yüzlerce gazete ve radyo kanalı vasıtasıyla halkımız ablukaya alınmış, yalanlara ve iftiralara inandırılarak seçimlerde belli yönde oy vermeleri sağlanmıştır.
Ergenekon kumpası sadece yüzlerce masum insanın mağdur edildiği bir dava değil, hukuk maskesi altında yürütülen bir sivil darbe sürecidir.
Zafer kabul edilebilecek tek sonuç, Cumhuriyetimizi “karşı devrim” rotasından çıkarmak ve yeniden özgürlük, demokrasi, birlik ve altı ok rotasına sokmak olacaktır.”
Özetle... Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla sağlanan zeminde karşı devrim devam ediyor...

SALDIR
Trabzonspor -Fenerbahçe maçında sahaya inerek çizgi hakemi Volkan Bayarslan’a saldıran O.M, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. O.M, yargılanması sonucu ileride cezaya çarptırılsa bile çok büyük ihtimalle bir tek gün bile hapis yatmayacak, alacağı ceza ertelenecek.
O.M sahaya dalıp hakeme saldırmasaydı da... Mesela devlet büyüklerinden birini eleştiren bir Tweet atsaydı... Ya da iktidarın hoşuna gitmeyecek bir bildiriye imza koysaydı... Büyük ihtimalle tutuklanacak, en az birkaç ayı hapishanede geçirecekti.
O.M öyle bir yanlış yapmadı, akıllılık etti, hakeme saldırdı, yaptığı yanına kâr kaldı.

Kilis’e yağan IŞİD bombaları can alıyor!
Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep derken Kilis’e de unvan bulundu:
Şehitkilis…

Akif Kökçe

Haberin Devamı

KİMSE...

Haberin Devamı

Mine Kırıkkanat dostumuzun güzel romanından söz etmiştik pazar günü. Yazıyı kısaltalım derken romanın adını da atmışız içinden.. Kırmızıkedi Yayınları’ndan çıkan Romanın adı “HİÇ KİMSE” dir... Okumalı...

SIKTI
Elini sıktı - sıkmadı muhabeti yine gündemde.
Cumhurbaşkanı dün karşı karşıya geldiği Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmamış.
Aynı gerginlik yıllar önce Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit arasında da vardı
O günlerde bir barış görüşmesi yaptılar. Çıkışta gazeteciler Demirel’e sordu:
- Efendim Ecevit’in elini sıktınız mı?
Cevap:
- Yok neresini sıkacaktık?

ÖNERİ Gültekin Aycan’dan geliyor:
“İzmit Körfezi’ne yapılan köprüye Osman Gazi adı verileceğine Deli Dumrul adı verilseydi. 35 dolar köprü geçiş ücreti soygun olduğuna göre bir eşkıyanın adı daha çok yakışırdı.”