Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Doğu ve Güneydoğu’daki medreselerin hukuki yapıya kavuşmasının doğru olacağını, bu konuda Bakanlar Kurulu’na bilgi verdiğini açıklıyor. Gazetecilere şöyle diyor:
- Medreseler her şeye rağmen yaşayan bir gelenek. Biz medreselerin her türlü denetimin yapılabileceği bir legal yapıya kavuşmasının daha doğru olacağını düşünüyoruz...
Görmez bu açıklamayı medreselerin varlığına son veren 3 Mart 1924 tarihli Tevhid i Tedrisat Kanunu’nun yıldönümünde yapıyor.
Başkan, bu sözleriyle, Türkiye’de medreselerin yasa dışı olarak çalıştığını ve bunlara göz yumulduğunu açıklamış da oluyor... Bu medreselerin verdiği eğitimi de beğeniyor olmalı ki, yasal statü verilmesini istiyor. Acaba neden bunların birer cumhuriyet okuluna dönüştürülmesini istemiyor?!

Haberin Devamı

Vizesiz Avrupa
Avrupa ülkeleri Türkiye’ye 1980 darbesi sonrasında vize koymuşlardı. 36 yıldır vizeyi kaldırmamakta diretirken Davutoğlu’nun “Vizeyi Haziran’da kaldıracaklar” vaatlerini inandırıcı buluyor musunuz?
Vizeyi kaldırırız ama 72 kriteri yerine getirmeniz lazım sözlerinin ne anlama geldiği, o kriterleri birkaç yılda kaldırmanın imkansızlığı biliniyor mu?
Vizesiz Avrupa Ege’den kaçak geçmek suretiyle olacaksa mümkün tabii...

Yeşilay Haftası
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yeşilay Haftası’nda diyor ki:
“İstanbul’un işgali sırasında gençlerin işgal güçleri tarafından alkol kullanmaya teşvik edildiğini gören bir avuç kahraman bağımlılıkla savaşmak için Yeşilay çatısı altında toplanmıştır. Tek parti döneminin jakobenleri ise Batılılaşma ve modernleşme adına alkol kullanımını teşvik etmişlerdir.”
Bilginin birinci bölümü doğrudur. Yeşilay, 1920’de İngiliz işgal güçlerinin İstanbul Limanı’na gemilerle getirdiği binlerce kasa alkollü içkiyi gençlerimize bedava dağıtması üzerine Şeyhülislam İbrahim Haydarizade’nin himayesinde Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından kuruluyor.
Peki tek parti döneminin jakobenleri alkol kullanımını teşvik ediyor mu?
Bu iddiada bir yanlışlık var. Çünkü... Birinci Meclis 14 Eylül 1920’de kabul ettiği bir kanunla içki imalini ve kullanmayı yasaklıyor.
1920 yılında içki Ankara’da yasak, İstanbul’da serbesttir.
Yeşilay Cemiyeti 1 Ekim 1934 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla “Kamuya yararlı cemiyetler” arasına alınmış. Bu kararnamenin altında da en başta Cumhurbaşkanı Atatürk ve Başbakan İnönü’nün imzaları bulunuyor. (Sinan Meydan Odatv)
Özetle, jakobenler içki tüketimini körüklemek gibi bir çabanın içinde olmamıştır. Atatürk Orman Çiftliğinde Atatürk’ün manevi kızı Ülkü’nün elinde görülen de bira değil çocuklara tavsiye edilen MALT özüdür.

Haberin Devamı

BAHÇE
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Diğer partiler gelmese de iktidar artık B planını ortaya koymalı, biz masadayız” sözlerini CHP Grup başkanvekili Özgür Özel:
- MHP, AKP’ye selektör yapıyor, sözleriyle değerlendirdi.
MHP’li sözcüler sıraya girdi, en az 5 yetkili bu sözlere ağır tepki gösterdi.
Ancak hiçbiri Devlet Bahçeli’nin 5 Ocak grup konuşmasındaki sözlerini hatırlatmadı. Ne demişti Bahçeli:
“MHP başkanlık sistemine tümden karşı olup, parlamenter sistemin revize edilerek geliştirilmesinden yanadır.”
MHP bu görüşte ısrarlı mı? Açıklık getirmeli.

Haberin Devamı

Bir iktidarın “Bizi Cemaat, PKK, IŞİD, ABD, AB kandırdı” demesi yetmez!
Ne vaadiyle kandırıldıklarını da açıklasınlar...
* * *
Operasyon sırası Yüksekova ve Nusaybin’e gelmiş.
Operasyonlar niye sırayla yapılıyor!
Güvenlik güçlerinin 10 ilçede “aynı anda” operasyon yapmaya gücü yok mu?
Akif Kökçe

SORGU
Bütçe görüşmelerinde CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Maliye Bakanı Naci Ağbal’a sordu:
“Bir; engelli yurttaşlarımıza maaş olarak üç ayda bir sadece 980 lira veriliyor. Bu insanlarımız bu kadarcık parayla nasıl geçinsinler?
İki; memurların 3600 ek göstergeyle ilgili talepleri vardı. Bu talepler yerine getirilecek mi?
Üç; emekli yurttaşlarımızın maaşlarından her ay 25 lira kesinti yapılıyor, bu kesintinin sebebi nedir?
Dört; emekli astsubaylara başarı tazminatı verileceği sözü verilmişti. Ne zaman yerine getirilecek?
Kayışoğlu, en vurucu sorusunu sona saklamıştı;
Beş; sorduğumuz sorulara neden cevap vermiyorsunuz?