TBMM’de Tarım Bakanlığı bütçesi görüşülürken CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel söz alıyor ve şöyle konuşuyor:
“Türkiye sahte bal cenneti oldu arkadaşlar. İki yıl önce bir firmanın yaptığı analizlerde piyasadan toplanan 124 numuneden 111’i sakat, sadece 13 tanesi sağlam çıktı. Bu rakamlar yüzde 89,5 oranında sahte bala tekabül ediyor. Sonuçlar bakanlığa da verildi. Bu gerçeği bakanlık da biliyor.”
Mustafa Adıgüzel devam ediyor:
“ İki tane NMR cihazı alındı sahte balı tespit etmek için fakat aradan tam üç sene geçti, bu cihazlar hala çalıştırılamadı arkadaşlar”
“ Hileli üretim yapan firmalar belli. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir depoya baskın düzenlendi, tam 100 bin bal etiketiyle, 8 bin ton şeker şurubu elde edildi. Bu, 1 milyar liralık bir sahte bal malzemesiydi. Böyle hileli bal üreten birçok imalathanenin yeri biliniyor. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz”
Mustafa Adıgüzel olayın en acıtıcı yanını şöyle özetliyor:
“Askeriye, öğrenci yurdu, huzurevi gibi toplu alım yapılan yerlere halis bal fiyatına sahte bal satılıyor. Sahte bal tabii çok ucuz. Hem gençleri zehirliyor. Hem de aradaki parasal fark birilerinin cebine gidiyor. Büyük vurgun vuruluyor.”
Umarız bu eleştiriler adresini bulur, bakanlık halkı aldatarak hatta zehirleyerek milyarlarca liralık vurgun yapan sahtecileri artık takibe alır.
KONSER
Ankara Belediyesi’nin milli bayramlarda düzenlenen konserlere 70 - 80 milyon lira gibi aşırı rakamlar ödediği suçlamaları üzerine Başkan Mansur Yavaş açıklama yaptı, ödenen rakamları tek tek belirtti...
Bir başkanın suçlama üzerine böyle ayrıntılı açıklama yapması pek rastlanan bir davranış değil. O yüzden Mansur Yavaş’ı alkışlamak gerekir.
Ancak ödenen rakamlar 40 milyon düzeyinde olsa bile yine de göze yüksek görünüyor.
En iyisi belediyelerin bu konser organizasyonlarını bırakması veya bir biçimde özel şirketlere devretmesi...
Geçmişte milli günlerde o günün anlam ve önemini belirten konferanslar, paneller vs. düzenlenirdi. Halkı bilinçlendirmek ön plandaydı. Konser modası son yıllarda çıktı.
Ayrıca sanatçılar böyle milli günlerde sahneye ücretsiz çıkar, sadece yardımcı personelin masrafını alırlardı. Para konuşulmazdı.
Rakamlar büyüyünce dedikodu da büyüyor.
Anlaşılan bu konser mevsimini artık kapatmak gerekiyor.
TAŞLAR
1 Kasım, harf devriminin 96. yıldönümüydü.
Zihni geçmişte kalmış bazılarından yine her zamanki teraneyi dinledik:
“Halk bir gecede cahil kaldı”
“Ecdadının mezar taşlarını okuyamayan tek millet biziz”
Bunlara cevap bir okurumuzdan geliyor:
“Osmanlıdan kaç mezar taşı kaldı da okuyamıyorsunuz”
Hemen ardından bir soru daha:
“Halkımız okuduğu Arapça duanın da anlamını bilmiyor. Bunu neden mesele yapmıyorsunuz?”
AJANLIK
TBMM’de kritik bir yasa gündemde. Yakıştırılan isim “etki ajanlığı”...
Türk Ceza Kanunu’na eklenecek hükümle;
“Devletin güvenliği veya iç ya da dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatları doğrultusunda suç işleyenler” cezalandırılacak.
Öyle soyut bir hüküm ki... Kişiyi suçlamak için somut kanıta ihtiyaç olmadığı gibi suçlanan kişinin kendini savunmak için somut kanıt bulması da mümkün değil.
CHP, yasa hakkında: “Tüm muhalifleri herhangi bi kanıta bağlı olmaksızın cezalandıracak bir düzenleme” diyor... Yasanın özellikle gazetecileri hedef alacağını savunan TGC, TYS, PEN ve DİSK Basın İş, “Yasaya Hayır” kampanyası hazırlıyor.
Bu satırlar yazılırken “an itibarıyla yasanın geri çekildiği” haberi geldi.
Umarız yasa tamamen geri çekilir. Ufak tefek değişiklikle tekrar gündeme gelmez.
ORTAÇ
Yasa dışı bahis operasyonunda gözaltına alınan şarkıcı Serdar Ortaç’ın evine giden polisler, uyanmasını beklemişler. Ortaç uyandıktan sonra alınıp emniyete götürülürken görüntüleri yayınlandı. Biraz da mizahi bir görüntüydü.
Polisler Ortaç’ın koluna değil Ortaç polislerin koluna girmiş, dostça yürüyorlardı...
Oysa biz ifadeye çağırılsa ayaklarıyla gidecek kimi insanların sabaha karşı evlerinden alınıp polislerin kollarında kelepçeli halde götürüldüğünü görüyoruz.
İnsanlara kötü muameleden daha kötüsü farklı muameledir...
Hakkında hüküm verilene kadar herkesi masum olduğu unutulmamalı...
Serdar Ortaç’a uygulanan iyi muamele örnek olmalı...
En azından kaçma ihtimali olmayan şüphelilerin kelepçelenip polislerce adeta sürüklenerek götürülmesine son vermeli...