Son günlerde pek fazla gündeme gelmeyen Elif Şafak, Orhan Pamuk bizi pek şaşırtmayan açıklamalarıyla Türkiye’yi dünya gündemine getirmeyi başardı.
“Biz yazarlar olarak bir her zaman öyküleri kovalarız” diyen Elif Şafak öyküsüz kalmış olacak ki New York’ta yeni bir öykünün peşinde koşuyor... Şafak demiş ki:
“Ben her zaman azınlık hakları konusunu yüksek sesle konuşan ve üzerinde yazı yazan biri oldum. Ancak bu konuşmamı hazırlarken; biseksüel olduğumu insanların içinde konuşma cesareti gösteremediğimin farkına vardım.”
*
İtalya’da yayımlanan La Stampa gazetesinin kitap ekine bir söyleşi veren Orhan Pamuk ise demiş ki:
“Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok!”
Avrupa’da demokrasi, saygı ve güçler ayrılığına verilen önemi takdir ettiğini belirten Orhan Pamuk, son 15 yılda Türkiye’nin olumsuz yönde bir gelişme geçirdiğini anlatmış. Ve devam etmiş:
“Artık politik olarak orada yaşayamam. Ve unutmayalım ki son seçimlerde İstanbul’un yüzde 50’si (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan’a karşı oy kullandı. Yani böyle düşünen bir tek ben değilim.”
*
Üniversite sınavlarında Türkiye 56.sı olmuş, Boğaziçi’ni birincilikle, Harvard’ı 4.00 ortalamayla bitirmiş, üstüne de Cambridge’de doktora yapmış Dr. Özgür Bolat tüm bu başarıların ardından şaşırtıcı şekilde bunların önemsiz olduğuna kanaat getirmiş ve şunları söylüyor:
“Ben Türkiye’deki insan yetiştirme modelini hem ailelerde hem de okullarda değiştirmek isteyen biriyim. Gallup’a göre dünyada mutluluk sıralamasında sondan üçüncü ülkeyiz. Şu anda 10’dan fazla ülkede savaş var. Biz o ülkelerden bile daha mutsuzuz.”
“Şimdi ki aklım olsa o okullara gireceğim diye kendimi parçalamazdım. Çok bir şey ifade etmiyor aslında” diyen Dr. Özgür Bolat şunları söylemiş;
“Dünyanın en depresif öğrencileri Harvard’da. Neden? Çünkü hepsi başarı odaklı. Oraya giriyor ama aynı anda depresyona da giriyor. Benim çocuğum ne olsun biliyor musunuz? Bir kafede çalışsın, yeter ki iç huzuru olsun.”
*
İşte bizim okumuşların ve yazmışların hali de böyle...
Elif Şafak ve Orhan Pamuk Türkiye’de düşünce özgürlüğünün olmadığını söylüyor...
Biri de çıkıp diyemiyor ki bırakın düşünmeyi, bugüne kadar tüm kitaplarınızı bu ülkede yazdınız, konuştunuz...
Kim sizleri engelledi ki?
Lakin 15 Temmuz akşamı bu ülkede bir darbe teşebbüsü oldu... 256 insanımız demokrasi uğruna şehit düştü...
Bir gün dahi darbecilerin aleyhine tek kelime yazıp çizmediniz.
Düşünmenize ve yazmanıza kim engel oldu?
*
Dr. Özgür Bolat’a gelince, tek kelime cevap vermekle yetinmek istiyoruz.
Bu ülkede yıllardan beri terörü bitirmek uğruna binlerce Mehmetçik şehit düştü...
Neden?
Bu ülkenin çocukları mutlu yaşasın diye...
Kişisel mutluluk peşinde olsalardı 20 yaşında dağlarda teröristlerle çatışmaya girmezlerdi...
Yani anne ve babalar çocuklarının eğitimli olmasını isterken kişisel olarak mutlu olsunlar diye değil, ülkesinin insanlarını mutlu kılabilsin diye çabalıyor...
Velhasıl, bizim okumuşların hali de böyle garip oluyor işte!
Dünyaya hükmeden süper ülkeler konumlarını kafede çalışan mutlu çocuklar sayesinde değil ,okumuş nesillerine borçlu!
Evet, anlıyoruz ki mesele okumakla bitmiyor, okuyup da adam olmakla bitiyor...