Başta Bucaspor olmak üzere ülkemizdeki neredeyse tüm kulüpler ekonomik yönden zor durumda.
Geçmişten gelen borç yükünden kurtulmaktan başka bir şey yapamıyorlar. Pek çoğu bu yüzden hayatta kalma savaşı veriyor.
Açılan kampanyalarla günü kurtarmaya çalışıyorlar. Ama; kenarda duran ve faizler nedeni ile sürekli artan borç yükü hiç azalmıyor.
***
Bir çok kulübün başındaki başkan ve yöneticilerin çoğu hayatlarında futbol oynamamışlar. Ama; hiç bilmedikleri bir konuda gelip kulübü yönetmeye kalkıyorlar. Kulüp başkanları profesyonel yöneticilerle çalışmayı tercih etmiyor. Çünkü; yanlışlarının söylenmesi onları rahatsız ediyor.
Kısacası giderek dibe batan ve dibe vurmak üzere olan Türk futbolu için bir şeyler yapılmasının zamanı geldi de geçiyor.
Bol keseden harca, kulübün kaynaklarını har vurup harman savur sonra da yanlış icraatların yüzünden oluşan borçları kulübe bırak, çek git.
Türk futbolundaki genel durum bu.
Bucaspor kendi kendine yetiyordu. Borç-alacak dengesini tutturmuşlardı. Böyle icraya düşmüş büyük borçları yoktu. Sonra menajerler, futbolcu simsarları ve her transferden komisyon alan futbol adamları çıktı ortaya. Kulüplerin içi böyle böyle boşaldı.
***
Bucaspor tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Şu anda can çekişiyor.
Herkes bir takım bahanelerle kenara çekilmiş, kendilerinin hiç sorumluluğu yokmuş gibi; “Bakalım ne olacak?” diye sadece izliyorlar.
Bucaspor, giyotinin altına boynunu uzatmış bekliyor.
Yine de direniyor Buca yönetimi.
Herşeye rağmen direniyor taraftar.
Nice takımlar geçti bu cendereden, ikinci ve üçüncü ligde bazıları.
Bazıları amatör kümeye kadar düştü.
Bazıları ya kapandı, ya da mecburiyetten isim değiştirdi.
Kesinlikle pes etmek yok.
Buca bu günleri de atlatacaktır.
Küme düşen, şampiyonluk şansını yitiren pek çok kulüp terk edilmenin ilgisizliğin acısını yaşıyor.
Vefa, semt ismi değildir!
Zaman zaman omurgası çatırdadı, ufak tefek çatlaklar oldu ama hiç bu kadar kötü duruma düşmemişti Bucaspor. Çünkü; kentteki Bucaspor ruhu hiç bir zaman kaybolmamıştı. Sevinçler gibi, üzüntüler de ortaktı. Bu kentin gücü birlikte olduğunda sesi gür çıkar.
Doksanıncı yılında koca bir enkaz...
Çok kötü günler geçirdi bu takım.
Ama; vefalı taraftarı her defasında toparladı takımı.
“Tam destek!” dedi her zaman;
“Direniş” dedi, direndi.
Sonra; yeniden ayağa kalkmak için “Diriliş” sloganını üretti.
Diriliş için çabalıyorlar şimdi.
Sene, bu sene diyorlar.
Ya dirilip eski günlerimize kavuşacağız. Ya da her şeyi bitireceğiz.
Bu kadar zorlu süreçte olan kulübün başına geçen Genç Başkan Cihan Aktaş’ın yükü epeyce ağır. Geçtiğimiz günler kendisine verilen sözlerin yerine getirilmemesi üzerine pes etme noktasına geldi. Ancak gönlü razı gelmedi Bucaspor’u yarı yolda bırakmaya. Devam kararı aldı ve çıkış yolu olarak transfer yasağının kaldırılmasını gördü, düğmeye bastı. Sosyal medya hesaplarından Buca’nın o şaşaalı günlerinde formasını giymiş eski oyuncularına çağrıda bulunuldu; “’Şimdi Vefa zamanı’ Kimseye alın teriyle hak ettiği paradan vazgeç demiyoruz. Sadece transfer yasağının bir defaya mahsus kaldırılması için muvafakat vermesini istiyoruz” diye seslendi.
Umut ediyorum ki listede bulunan 28 oyuncu bu çağrıya sessiz kalmayacaktır.
Yasağın kaldırılması eski borçların ödenmesine bağlı.
Takımın ligde düşme potasında olması, transfer yasağı ve ekonomik sorunlara rağmen Bucaspor’un şehirden ve taraftardan aldığı güçle tüm olumsuzluklara direnmesi her şeye rağmen takdir topluyor.Artık Buca’nın çığlığına kulak verme zamanı...