Mehmet Demirtaş

Mehmet Demirtaş

mehmet.demirtas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İzmir olarak Türkiye’de en çok futbol adamı yetiştiren kentlerden birisiyiz.

Kimi yönetici, kimi antrenör, kimi eski futbolcu. Geleceğe yön verecek, bilgi ve tecrübeleri ile ışık tutacak pek çok isim var.

Ancak; İzmir böyle bir kaynaktan yararlanma konusunda yetersiz. Türk futbolunun en büyük kanayan yarası da sporu sporun içinden gelen insanların yönetememesidir.

Biz de şehrin en zengin iş adamlarından biri başkan olur, arkadaşlarından bir yönetim kurulu oluşturur, önceden tanıdığı bir teknik adamı veya önceden tanıdığı bir menajer vasıtasıyla önerilen teknik adamı takımın başına getirir. Son modamız ise eski bankacıları kulüplerimize CEO olarak atamak.

Haberin Devamı

Kulüp yöneticilerinin %90‘ı futboldan hiç anlamaz. Kimi yaşadığı şehirde adını daha çok duyurmak için, kimi siyasette daha üst bir rol üstlenebilmek için, kimi de kuracağı ilişkilerle daha fazla para kazanmak için spor kulüplerine yönetici olur.

Hal böyle olunca bizim ülkemizde işini hakkıyla yapan, hem futboldan hem de ekonomiden, aynı zamanda sporcu ve toplum psikolojisinden anlayıp medya ile iletişimi çok doğru bir şekilde kuran kulüp yöneticileri en fazla %10 civarında olduğu için bu ülkede futbolun neden gelişmediğini, altyapıda niçin başarı sağlanmadığını, uluslararası arenalarda başarı yakalayamadığımızı ve daha birçok olayı şaşkınlıkla karşılamıyorum.

Kulüplerin yönetim kurulu düzenleri aşağı yukarı bellidir. Mesela altyapıdan sorumlu yönetici, kulüp başkanının yakın arkadaşı olması yerine, kendini altyapıya ve genç sporcuların gelişimine adamış bir kişi olması gerekmez mi?

Kulüplerimizin altyapı hocaları da yönetim kurulundaki kişilerin akrabaları veya o takımın eski futbolcuları olmasındansa gerçekten eğitimli kişiler olsa altyapı sorunu biraz daha çözülmüş olmaz mı?

Ülkemizde Spor Bilimleri Fakültesi ve Spor Yöneticiliği adında bir bölüm var. Hatta Türkiye’nin tek Spor Bilimleri Fakültesi, 1993 yılında Eskişehir’de kuruldu. Çok sayıda konusunda uzman olan spor yöneticisi yetiştirildi. Oralardan mezun olan çok değerli spor adamları neden kulüplerimizde kendilerine yer bulamazlar?

Haberin Devamı

 İzmir ve Türk futbolunun en büyük sorunu amatörce yönetilmesi. Halbuki; elindeki kaynağı iyi değerlendirip, kulübün profesyonel bir anlayış ile yönetilmesi için işin mutfağından yetişen akademisyenlere yer açması en önemli faktör. Bu yapılsaydı belki de kulüplerimiz bu duruma gelmezdi.

Kulüpleri yönetenlerin büyük çoğunluğu iş adamı. Kendi şirketlerinin başına müdür, genel müdür ve yönetici seçerken, bilgi, eğitim ve deneyime değer verenler, kulüp yönetirken aynı hassasiyeti neden göstermiyorlar?

Doğru yönetim tarzını bulmak için elinizin altında yeterli güç var. Doğru akıl üretmek için hala çok geç değil. Bu sezon bizim için büyük eziyet oldu. Kaos ortamından hiçbir zaman çıkamadık.

Gemiyi kurtarmaya çalışmak yerine yolda bırakıp gidenlerimiz oldu. Aklımızı başımıza devşirmenin zamanı gelmiştir umarım.

Bu sezon İzmir bir mucize olmazsa Süper denen lige veda ediyor. Köklü bir futbol kültürüne sahip olan kenti, futboldan soğuttular.

Haberin Devamı

Altay ve Göztepe’nin kötü yönetilmesi, futbolcu kalitesinin yetersizliği ve takımın kazanma isteğinin eksik olması ile düşme hattından sıyrılması zor görünüyor.

Aslında; düşmekten daha da kötüsü var. Daha fazla açılıp saçılıp daha büyük bir borçla düşmek. Böyle bir durumda Spor Toto 1. Lig’de de zorlanacaktır kulüpler. Kötünün kötüsünü yaşamamak için, ortak akıl üretmek şart görünüyor.

Göztepe Başkanı Mehmet Sepil ve Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, başkanlık koltuğunu bıraktı. Bugüne kadar çok başarılı işlere imza attılar.

Heykelleri dikilecek insanlar, maalesef başarısızlık ve yanlış yapılanmalarından dolayı bugün istenmeyen adam ilan ediliyorlar.

Başkanlık koltuğu için birçok isim konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor. Lütfen giderayak kulüplerinize son bir iyilik yapın ve yukarıda yazmış olduğum gibi kulüplerinizi sporun içinden gelen ve spor yöneticiliği kavramını bilen, işinin ehli ve de en önemlisi kendi koltuğunu değil kulüpleri parlatan insanlara teslim etmenin zeminini hazırlayın. Bunu İzmir’e, İzmirlilere borçlusunuz!