İzmir’in en eski ve güzel markaları Göztepe, Altay, Karşıyaka, Bucaspor, Altınordu, İzmirspor, Menemenspor...
Göztepe ve Altay Süper Lig’de, Karşıyaka, Altınordu ise alt liglerde adeta küme düşmemek adına savaşım veriyorlar.
Ancak aylardır İzmir kulüpleri hakem hatalarıyla adeta diz çöktürülmeye çalışılıyor. Sadece hakemler değil sorunumuz. TFF’nin de şapkasını önüne koyması gerekiyor.
Bir bakıyoruz aynı gün aynı saate 3 İzmir kulübüne maç veriliyor. Veyahut yıllar sonra stadına kavuşacak olan Altay açılış gününde İstanbul’da maça çıkıyor!
Bunun planlamasını yapmak bu kadar mı zor? Gel de art niyet arama...
Son olarak Göztepe-Galatasaray maçında gözlerimiz adeta kanadı...
‘Bu kadar da olmaz’ dediğimiz ne varsa hepsini çok şükür yaşadık. Öyle bir maç izledik ki bir daha böylesine saçmalıklarla dolu 110 dakikaya tanık olamayız.
20 bin Göztepe aşığını çıldırtmak için elinden geleni ardına koymadı Arda Kardeşler. Filmin sonu başından belliydi zaten. Biz Arda Kardeşler’in Göztepe sevdasını çok eskiden beri biliyoruz!
Türk futbolunda maalesef büyük bir tiyatroya şahitlik ediyoruz. Haftalardır yaşanan kritik hakem hataları artık “hata” olmaktan çıkmış, art niyetli bir hâl almaya başlamıştır. Adil hakem isteğimiz en doğal hakkımızdır.
Ülkemizde futbol ne yazık ki konuşulamıyor. Oynanan oyunlar, alınan başarısız sonuçlar... Yabancı kuralındaki değişiklik, ligimizdeki kaliteyi çok düşürdü. Bir de hakem hataları eklenince keyif almaz olduk.
Türk futbolu her açıdan bir çöküş içerisinde. Ve diyorlar ki, “Hakem hataları konuşana ceza verilsin”. Demiyorlar ki bu kadar hata yapan hakem sorgulansın, ceza verilsin...
Biz renklerini ve armasını tüm değerlerin önüne koyan eşsiz bir topluluğuz. Sahada ezeli rakibiz ama dışarıda kalbimiz birdir ve İzmir kulüpleri için atar. Biz tüm ülkeye örnek olmuş bir şehiriz. Her zaman TFF’nin üvey evladı olduk. Diğer kulüplere gösterdikleri iyi niyeti bize gösteremediler. Yıllar geçti, yönetimler değişti, durum değişmedi.
Bir kentin büyüklüğü ne nüfusunun çokluğu ne zengin sayısından ne de milletvekili sayısı ile orantılı değildir.
Bir şehrin büyüklüğü, o şehrin dik duruşuna bağlıdır. Her şeye rağmen, dik durabilmesine. Onuruna ve değerlerine sahip çıkabilmesine. Dik durmak para değil, yürek işidir.
Bir şehrin büyüklüğünü anlamak için kültürüne bakacaksınız.
O şehirde; çevreye, insana, sanata, spora saygı varsa, o şehir de büyüktür, insanı da...
Eğer bu şehirde yarım asrı ezip geçmiş devler varsa. O şehirde efsanevi futbol kulüpleri, efsane sporcular varsa. Tarihi güzelliklerle, başarılarla dolu ise o şehir büyük şehirdir.
O şehir; İzmir’dir...
Sesimizin güçlü çıkması için; seçilmiş ve atanmışları ile tek ses olmanın zamanı gelmedi mi?
Bu şehrin gücünü dosta düşmana göstermenin zamanı gelmedi mi?
Zaman tam da bu zaman.
Yarın çok geç kalmış olabiliriz...
Beyler, yıllarca gerek yönetimsel gerek alınan kötü sonuçlar gerekse de statsızlığa mahkum edilerek üvey evlat muamelesi gören İzmir kulüplerinin seslerine kulaklarınızı tıkamaktan vazgeçin.
Çok şey istemiyoruz.
Sadece; hak, hukuk ve adalet...