Göztepe’nin evinde ağırladığı ve Bursaspor ile berabere kaldığı maçın ikinci devresinde, sarı kırmızılı taraftarların protestosu maça damga vurdu. Özellikle maçın son dakikalarında “Adam gibi oynayın, sabrımız taşıyor!” tezahüratına ne demeli bilemiyorum.
Sezon başı geleceğin Göztepe’sinin inşası sebebiyle Teknik Direktör Bayram Bektaş’ın yerine getirilen Kemal Özdeş ve sahada tam 8 yabancı futbolcu varken bu mesaj kimeydi? Çok merak ediyorum doğrusu.
Göztepe’nin çocuğu Halil’e mi? TFF 1. Lig’den itibaren takımda mücadele eden Tayfur’a mı? Yoksa varını yoğunu, yüreğini ortaya koyup Göztepe’yi yeniden şaha kaldıran Başkan Mehmet Sepil’e mi?
Evet Göztepe Türkiye’nin en büyük taraftar gruplarından birine sahip. Süper Lig’e çıktıkları günden itibaren de tüm ülkenin dikkatini çekmeyi başarıp kendilerine parmak ısırttırıyorlar.
Peki istenen, arzu edilen ne? Evet son 1 aydır kötü sonuçlar alınıyor olabilir ama ligin ilk yarısı bitmeden Göztepe değil miydi, adına 4 büyükler denilen takımlardan 3’ünü yenen!
***
Pazar günü Altay-Osmanlıspor maçını Atatürk Stadı’nda izliyorum. İlk beş dakikası siyah beyazlı taraftarların sessiz protestosu ile geçti. Daha sonrası homurtuların arttığı bir maç...
Son 30 dakikası futbolcular ve Teknik Direktör Özden Töraydın’a yükselen tepkilerle biten bir 90 dakika.
3 yıl önce amatör ligin kıyısından dönen bir futbol takımının bu sezon Süper Lig’e çıkma parolasıyla lige başlamış son iki sezonun şampiyonu Altay’dan bahsediyorum.
Bir yanda Özden Hoca tüm gücüyle takımını motive etmeye çalışıyor, diğer yanda hafta içinde futbolcuları tehdit eden takımın oyunundan memnun olmayan Altay taraftarı.
Altay’ın son yıllarda taraftarı inanılmaz arttı. Bugün en iyi tribün yapan kulüplerin başında geliyor ama istenen, arzu edilen başarısızlık mı?
Şöyle bir düşünüyorum da mayıs ayında Özden Töraydın önderliğinde son 4 maçın kazanılması ve yaşanan şampiyonluk...
Aradan sadece 7 ay geçmiş!
Bu gerginlik neden anlam veremiyorum.
Bugün Altay camiasının birlik olup engelleri aşıp, Süper Lig’e odaklanması gerekirken bu olumsuz hava camiayı adeta kemiriyor, eritiyor. Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu’nun kurumsal bir kimlik yerine tek başına hareket etmeyi tercih etmesi çok eleştirilir.
Evet yapılan 4 yabancı transferi, hatta bu sezon yapılan yüzde 90 transfer politikası da fiyasko olabilir. Genç başkanın yaptıkları veya yapamadıkları sabahtan akşama kadar da eleştirilebilinir. Takımın TFF 1. Lig’deki futbol yapılanması da öyle fakat Altay’ın düştüğü bu kavga durumu siyah beyazlı takıma yakışmıyor.
Göztepe’nin ve Altay’ın yükselişiyle İzmir futboluna yepyeni bir hava gelmişti. Altınordu projesiyle adım adım hedeflerine ilerlerken Karşıyaka’nın da eski günlerine dönmesi en büyük dileğimizdi.
Maalesef İzmir’de camialara neler oluyor anlam vermek mümkün değil!
Amaç üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmek mi? Başarılar, başarısızlıklar gelip geçicidir. Altay da Göztepe de İzmir’in gururu, simgesi, büyük kulüpleridir. Lütfen biraz sağduyu sayın taraftar!