Yeni tip koronavirüs döneminde ciddi yara alan otomotiv endüstrisi, salgın sonrası dönem için ilginç fikirler ve çevreci çözümler üzerinde çalışmalarına ağırlık veriyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesinde elektrikli araçlar konusunda ciddi ve hummalı çalışmalar yapan otomotiv endüstrisi, şimdilerde bir yandan yaralarını sarmaya çalışırken, diğer yandan da “hükümetlerin de baskısıyla” yeni “şeyler” denemekle meşgul.
Koronavirüs salgını sonrasında toplu taşımanın bir miktar geri planda kalarak, “bireysel ulaşım” çözümlerinin artacağını düşünen otomotiv üreticileri, “çevrecilik” ve “güvenlik” konusundan taviz verilmemesi için de ciddi arayışa girdi. Nitekim Volvo Cars, güvenlik kaygılarını ön planda tutarak 2021 model yılından itibaren otomobillerinde hız sınırını 180 km/s ile sınırlayacağını açıklamıştı. Şirket, alınan kararın amacının, trafikte yaralanma ve ölümleri azaltmak olduğunu belirtirken, bunun için “hız kontrol ve sanal çevreleme teknolojisi” kullanacağını belirtmişti. Bu çerçevede Volvo, ayrıca hastane ve okul bölgesinde otomatik hız kısıtlaması üzerinde de çalışacağını bildirmişti.
Kendi evinde test
Elektrikli araçlar konusunda “yavaş davranmakla” eleştirilen Fiat Chrysler Automobiles (FCA) ise, kendi evi olan İtalya’nın Torino kentinde ilginç bir uygulama için ilk testlere başladığını duyurdu.
Söz konusu proje, dışarıdan şarj edilebilen hibrit motor sistemine sahip otomobillerin, Torino merkezine ve özellikle de benzinli/dizel araçların girmesinin yasak olduğu bölgelerde aracın “otomatik olarak tamamen elektrikli konuma” geçmesini kapsıyor. Projenin, hibrit motorlu araçların çevrecilik düzeyinin artırılmasını amaçladığı kaydedilirken, ilk denemelerin, hibrit Jeep Renegade modelleriyle yürütüldüğünü açıkladı. Sistem, kent merkezinde “yasaklı bölge”ye girdiğini sensörler yardımıyla algılıyor ve otomatik olarak benzinli motoru durdurup tamamen elektrik motorunun çalışmasına izin veriyor.
Geçen yıl benzer bir sistemin, Alman lüks otomobil üreticisi BMW ve Rotterdam kenti tarafından denendiğini hatırlatalım. BMW’nin sisteminde akıllı cep telefonu sürücüyü “sadece elektrikli motorla yol alması” konusunda uyarıyor, ancak motora herhangi bir müdahalede bulunmuyordu.
Benzincilere şarj ünitesi zorunluluğu
Almanya’da elektrikli araçlar konusunda çalışmaların, özellikle salgın sonrasında ciddi şekilde hızlanması beklenirken, hükümetten bir hamle geldi. Dizel yakıtlı araçların bazı kentlere girişinin yasaklandığı ülkede hükümet, benzin istasyonlarına elektrikli araçlar için şarj istasyonu konulması şartı getirdi. Halen ülkede 28 bin adet elektrikli araç şarj istasyonu bulunduğu belirtilirken, 70 bin adet daha gerektiği dile getiriliyor. Bu hamle, Fransa’da hükümetin, elektrikli araçlar konusuna ağırlık vermesi karşılığında otomotiv sektörüne destek paketi vaat etmesinin ardından geldi.
Minibüs ve SUV kiralamaya ilgi
Dünyanın en büyük araç kiralama şirketi Enterprise’ın Türkiye CEO’su Özarslan Tangün, Kovid-19 süreciyle birlikte değişen ulaşım alışkanlıkları ve yeni kiralama trendlerini değerlendirdi.
“Araç kiralama şirketleri olarak toplu taşıma ve şehirler arası ulaşıma iyi bir alternatif olduk” diyen Tangün, “Minibüs ve SUV araç kiralamalarında ciddi artışlar yaşandı. Çünkü, insanlar ailece seyahatlerini araç kiralamaya yönlendirdi. Bu noktada, bavul kullanımı ve kişi sayısı, minibüs ve SUV gövde tipli araç ihtiyacını ortaya çıkardı. Ayrıca salgının ilk anlarından itibaren insanlar ihtiyaçlarını görebilmek için haftalık ve aylık kiralamalara yöneldi. Özellikle aylık kiralamada geçen yıla göre yüzde 60’a varan artışlar yaşadık” ifadelerini kullandı.
Salgın döneminde devreye aldıkları uygulamalarla bir çok alanda ilklere imza attıklarını ve Enterprise Türkiye olarak, dünyaya örnek olduklarını vurgulayan Özarslan Tangün, şöyle devam etti:
“İlk etapta, Türkiye’de ilk kez uygulanan bir sistemle, müşterinin ayağına dezenfekte edilmiş araçları götürdük. Nereye istiyorsa, adresine teslim ettik ve tekrar adresinden aldık. Koronavirüs sürecinde, bazen günde 100’ün üzerinde adrese teslim dezenfekte araç götürdük. Bununla birlikte, hızlıca haftalık ve aylık özel kiralama paketleri hazırladık. Bu paketler, Covid-19 sürecinde şehir içerisinde ihtiyaçlarını görmek isteyenler tarafından yine büyük talep gördü. Enterprise global tarafta, bizim burada yaptıklarımızı çok beğendi. Şimdi, 15 Haziran’da 95 ülkeye birden önemli bir sunum yapacağız.”
Lexus’un yenilenen lüksü Türkiye’de
Lüks otomobil üreticisi Lexus’un ilk kez 1998 yılında tanıtılan RX SUV modeli, yenilenmiş olarak Türkiye’de satışa sunuldu. Araç, Lexus’un İstanbul ve Ankara showroomlarında 801 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa çıkarıldı. Bu lüks SUV modeli 5 kişilik versiyonun yanı sıra, RX L versiyonuyla 6 veya 7 kişilik oturma kapasitesiyle tercih edilebilecek. 6 kişilik RX L ise, “Kaptan Köşkü” koltuklarıyla daha fazla konfor sunacak.
Her geçen jenerasyon konumunu güçlendiren RX, markanın dünya çapında en çok satış elde eden modeli olurken, birçok ilki de beraberinde getiriyor. 2005’te ilk kendi kendini şarj eden lüks hibrit SUV olan RX 400 ile dikkatleri üzerine çeken model, yenilenen dördüncü jenerasyonu ile tüm yönlerini daha da kuvvetlendirdi. RX’in konfor ve tasarım konusunda büyük beğeni toplayan kabini daha da iyileştirildi ve 12.3 inç dokunmatik ekranla donatıldı. Aynı zamanda sürücü ve yolcunun kolay kullanımı için de yeni düzenlemeler yapıldı. Yeni RX’in multimedya sistemi, Apple CarPlay ve Android Auto akıllı telefon bağlantı sistemlerini de sağlıyor.
Yenilenen RX ile birlikte Lexus, 6 kişilik oturma düzeninde her koltukta daha fazla konfor arayanlar için özel olarak geliştirilen ikinci ve üçüncü sırada ikili oturma düzenine sahip Kaptan Köşkü koltukları sunuyor. VIP konforu sağlayan bu koltuklar orta sıra koltukların ayrı ayrı katlanmasıyla, kaydırılmasıyla ve özel kolçaklarıyla daha fazla konfor ve yaşam alanı sağlanıyor.
Yedi kişilik oturma kapasitesine sahip RX L versiyonu ise, yenilenerek daha fonksiyonel hale getirildi. Üçüncü sıra koltuklarda iki farklı oturma pozisyonu ile artık 95 mm daha fazla diz mesafesi sunuluyor.
Yeni RX, 2.0 lt (238 HP) turbo benzinlinin yanı sıra 3.5 lt V6 benzinli ve elektrik motora sahip hibrit seçenekleriyle satılmakta.
Pratik ve kolay bir ulaşım çözümü
Değişen ulaşım tercihlerine yönelik farklı alternatifler sunan Skoda, bu çerçevede bir de scooter tanıttı. Patentli katlanma mekanizmasına sahip Skoda scooter, özellikle şehir içerisinde giderek önem kazanan mikro mobiliteye önemli bir katkı sağlıyor. Katlanarak kolayca taşınabilen veya aracın bagajına yerleştirilebilen scooter, aynı zamanda Kamiq ve Scala modellerinde bagaj altı özel saklama alanıyla bagaj alanından ödün verilmemesini sağlayacak.
Çevre konusunda kaygılarına sahip kullanıcılar için tasarlanan scooter, aracı park ettikten sonra gidilecek son noktaya kadar ulaşım sağlanmasını amaçlıyor. Çelik ve alüminyumdan yapılan scooter, 5 kilogramdan daha az ağırlığa sahip ve 100 kg’ye kadar taşıma kapasitesi sunuyor.
20. yaşında yenileniyor
Adını Amerika’daki bir kentten alan Santa Fe’yi ilk kez 2000 yılında satışa sunan Hyundai, böylelikle Avrupa’daki iddiası ve gelişimi için de oldukça önemli bir adım atmıştı. Dünya çapında 5.2 milyondan fazla satılarak markanın en uzun soluklu modeli olmayı da başaran Santa Fe, 20’nci yaşını yepyeni bir modelle kutlayarak gelişimini ve değişimini gözler önüne serdi. Santa Fe, özellikle daha modern gövdesi ve daha lüks konfor öğeleriyle SUV segmentinde fark yaratmayı hedefliyor.
Yeni nesliyle daha farklı bir havaya bürünen otomobil, estetik bir tasarımla geleceğinin sinyallerini çizim fotoğrafıyla da kanıtlıyor. Hyundai, yeni nesil Santa Fe’de ilk kez elektrikli güç aktarma organlarına da yer verecek. Yeni Santa Fe, Eylül’den itibaren önce Avrupa’da, ardından da Türkiye’de satışa sunulacak.
İlk testini Alonso yapmış
Toyota Hilux’ın yeni nesil prototipi, üretime girmeden önce ilk kez motorsporlarının efsane ismi Fernando Alonso tarafından test edilmiş. Alonso ve Marc Coma, İspanya’da 2020 Dakar Rallisi’ne hazırlanırken rally raid özelliklerine sahip Toyota Gazoo Racing Hilux’ın yanı sıra yeni Hilux’ı da kullanma fırsatı bulmuş. Alonso ve Coma, dünyanın en zorlu motorsporları organizasyonlarından biri olarak gösterilen Dakar Rallisi’ndeki ilk denemelerinde, bitiş çizgisine Hilux ile ulaşmayı başarmıştı.
Dünyanın en çok tercih edilen pick-up modeli Hilux’un yeni jenerasyonu, yeni ve güçlü 2.8 lt motoru ve yeni süspansiyon geometrisiyle kalite, dayanıklılık ve güvenilirlik konusundaki ününü daha ileriye taşıyor. Yeni Hilux’ı ralli araçları için özel olarak tasarlanan etaplar ve zorlu yollarda test eden Alonso, Hilux’ın bir efsane olduğunu ve bu aracın her zaman vazgeçilmez favorisi olduğunu ifade etmiş.