Zamanında “Dünyanın En Pahalı Otomobili” olarak Rekorlar Kitabı’na giren ilginç bir otomobildi DiDia 150... Yapımı tam 7 yıl sürmüştü...
Kimi otomobiller vardır ki, “büyük başarı” gibi tanıtılır ama gerisi gelmez... Kimileri de vardır ki, bazı ayrıntılarla tanınır... Hem de sonsuza dek...
1960 model “DiDia 150”, işte tam da böylesi bir otomobil. Bir denemeyle başlayıp, tek bir kişinin rüyası haline gelen, ancak o kişinin tam da keyfini süremediği bir otomobil... O dönemde tamamen sipariş üzerine yapılan, ciddi şekilde pahalı (1961’de pahalılığıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na girmişti) çok lüks bir otomobil olarak dünyaya gelen DiDia 150, tam anlamıyla “rüya otomobil” olarak tanımlanıyordu. Nitekim Amerika’nın otomobil başkenti olarak bilinen Detroit’te, giysi tasarımcısı Andrew “Andy” Di Dia tarafından tasarlanmıştı. Daha önce makinistlik ve otobüs şoförlüğü bile yapan Di Dia, otomobillere karşı çok ilgiliydi. Nitekim, daha sonra Chrysler’da tasarımcı olarak çalışan komşusu Edward V. Francoise, Di Dia’nın çizimlerine bakıp, beğendiğini belirtmişti. Bunun üzerine kendisini “sınamak isteyen” Di Dia, bu aracı tasarlamış ancak bu deneme, onun için ilk ve son olmuştu. Ancak haksızlık da etmemek lazım, çünkü bir kişi, bu tasarımı çok ama çok beğenerek bu otomobil için 150 bin dolar ödemişti.
Otomobilin tasarlanmasının ardından yapımı tam 7 yıl sürmüştü. 1953’te yapımına başlandığında, bu otomobil için bir servet ödemeyi göze alan kişi şarkıcı Boby Darin olmuştu. Gözünü bile kırpmadan 150 bin dolarlık (bugünün parasıyla 1.5 milyon dolardan fazla) bir çek yazmayı kabul eden Darin’in bu otomobille hayalleri vardı.
30 kat boyalı
Adeta karada giden “tekerlekli uzay aracı” gibi görünen otomobil, alüminyum boru şasiliydi ve gövdesi de yumuşak alüminyumdan imal edilmiş, sadece 4 kişi tarafından tamamen elde yapılmıştı. Belki de yapımının bu denli uzun sürmesinin en önemli nedeni de buydu. Orijinalinde 365’lik Cadillac motoru varken, daha sonra Ford ile bir show anlaşması nedeniyle 427 kübik inçlik yüksek performanslı Ford motoruyla donatılmıştı. Batman stili arka tasarımıyla dikkat çeken otomobilin tavanı tamamen şeffaftı. Ön kısmındaysa farları saklayan boydan boya bir ızgara bulunuyor, tamponlardaysa mahmuz gibi duran sinyaller yer alıyordu. Sinyaller, şimdiki modern otomobillerdeki gibi, viraj dönerken aydınlatma sağlıyordu. Baştan aşağıya detaylara boğulmuş, zarif bir otomobildi Dadia 150... Metalik kırmızı boyası, tam 30 kat atılmış, içine de parlaması için elmas tozu karıştırılmıştı. Aracın içindeyse hayli lüks unsurlar vardı. Örneğin her bir koltuğun bağımsız kendi kül tablası, çakmağı ve radyo hoparlörü vardı. Gösterge panelinde klima ve kalorifer kontrolleri büyükçe düğmelerden oluşuyordu.
Otomobilin üretimi tamamlandığında, sahibi, 5onu kullanmak için sabırsızlanıyordu. Nitekim Darin, karısı Sandra Dee ile birlikte onu ilk kez 1961’deki 34. Akademi Ödülleri törenine gittiler. Ancak otomobilin soğutma sisteminde sürücünün açması gereken iki adet fan ve bir düğme bulunuyordu. Bobby, bunu düşünememiş ve aracın su kaynatmasına neden olmuştu. Bunun üzerine gazete ve dergiler, aracın yandığını yazmışlardı ancak bu doğru değildi. Bobby ve eşi, daha sonraki yıllarda da bu otomobille ödül törenlerine gitmeyi alışkanlık haline getirmişti.
Birkaç yıl sonra Di Dia, bu otomobili ülke çapında tura çıkarttı. Ancak Darin de hastaydı ve giderek ağırlaşıyordu. Bir filmde kullanıldıktan sonra otomobili bağışlamaya karar verdi. 1970 yılında, halen bulunduğu Ulusal Ulaştırma Müzesi’ne bağışlandı. Darin, bundan üç yıl sonra, çocukluktan beri mustarip olduğu kalp hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. St. Louis’deki müzede duran otomobil, bir kez restore edilirken, halen daha görenlerin ilgisini çekmeyi başarıyor.