Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

James Bond, zaman zaman başka markalar da kullansa, şayet bir filminde Aston Martin’siz kalmışsa bilin ki, bir takım aksilikler olmuştur

Bond’un 50 yılına damga vuran otomobiller

Lotus Esprit

Belki de konuştuğum kişilerin seçici algısıdır, bilemiyorum... Ancak ne zaman “James Bond” adı geçse, insanlar bir şekilde ya filmdeki güzel kadınlardan ya da güzel otomobillerden bahsetmeye başlıyor. Mesela onun ajanlık yeteneklerinden ya da kurnazca hamlelerinden bahsedenleri pek görmedim, duymadım desem yalandan burnum uzamaz herhalde. Tabii tam anlamıyla James Bond hayranı olup da, onun bilmem ne filminde söylediği bir sözü bile hatırlayanları kastetmiyorum...

Haberin Devamı

Şaka maka, sanırım “Ölmek İçin Zaman Yok” 25. film olacak. Bu film, koronavirüs salgını nedeniyle gelecek yıl gösterime girecek olsa da, yine otomobilleriyle bir hayli ses getirecek gibi görünüyor. 

Sondan başlayalım

Her ne kadar Jason Barlow adlı arkadaşımız “Bond Cars: The Definitive History” adıyla Bond otomobillerinin resmen “kitabını yazmış” olsa da, ben de daha önceleri bunun “yazısını yazdım” dedim içimden. Ama elbette her devirde geçerli ve güncel bir konu kalacak şu “Bond’un otomobilleri” meselesi, burası kesin. Bu güzelim otomobillere “Allah kaza bela vermesin!” diyeceğim, ama ona da dilim varmıyor, zira kardeşimiz ve arkadaşları pek de acımıyor bu tip şeylere. “Spectre” filminde 34 milyon dolar harcanmış parçalanan otomobillere. Tabii Bond kardeşimizin kullandığı otomobillerin de dublörleri ve yedekleri var çekim için, o da ayrı bir mesele. James Bond, genelde Aston Martin’in “sadık müşterisi” konumunda. O yüzden son filminde de 4 farklı Aston kullanıyor. 34 yıldır “satmadığı” DB5’in yanı sıra yine garajının sevdiği üyelerinden V8 Vantage, yeni DBS Superleggera ve prototip niteliğindeki Valhalla olacak... Bunun yanı sıra yine Bond filmlerinin vazgeçilmezi Land Rover Defender, bu kez yeni nesliyle ve “hoplayıp zıplarken” karşımızda olacak. Diğerlerini saymıyorum bile..

Bond’un 50 yılına damga vuran otomobiller

Zevkini ‘yazarına’ borçlu!

Aslına bakılırsa, şu James Bond’un otomobillerle bu denli haşır neşir oluşunun nedeni var. O da, filmlerin uyarlandığı James Bond romanlarının yazarı Ian Fleming’in bir otomobil tutkunu olması. Zengin bir ailenin çocuğu olan, ancak bir süre sonra aile tarafından bu servetten mahrum bırakılan Fleming, bu romanları Deniz Kuvvetleri’nde istihbarat biriminde edindiği hikayelerle yazmaya başlamış, içinde barındırdığı ajandan da bir karakter yaratmış. O karakter, yani James Bond da, Fleming gibi gizli dosyalar, kadınlar, içki, silahlar ve otomobillerle haşır neşir olmuş. Merhum Fleming, bir tek adam öldürmekten çekinirmiş, Bond gerekirse hiç acımıyor! Fleming, edindiği servetle çeşitli otomobiller satın almış elbette. Hatta son olarak bir açık artırmada satılan otomobili, Bond’un neden pahalı ve az bulunur otomobiller kullandığı hakkında bir ipucu verebilir... 1962 AC Aceca Coupe ve dünyada tamı tamına sadece 6 adet var. Yeterli mi? Bond’un otomobilleri de çok tutuluyor tabii. Spectre’de kullandığı Aston Martin DB10 3.5 milyon dolara satılmıştı birkaç yıl önce.

Haberin Devamı

Aston Martin’den vazgeçmem

Haberin Devamı

Bond, her ne kadar bir roman ve film karakteri olsa da, onun seçimleri var elbette. Belirli markaları kullanır, kimi zaman da “sponsorlar gereği” farklı markalara yönelir, hatta model lansmanı bile yapar. Yapmadığı şey mi? “Casino Royale”de Ford, yeni Mondeo’yu küçük bir sahnede oynatarak ilk kez lanse etmişti. Unutmadık...

Ancak o bir İngiliz olduğundan, genel olarak İngiliz markalarını kullanır. Aston Martin ise, onun vazgeçemediği tutkusu niteliğinde. Hele de ilk kez 1964 yılında “Goldfinger” (Altın Parmak) filminde kullandığı DB5, 1965’te “Thunderball”da da kullanıldı. Dönen plakaları, fırlatma koltuğu, silahı, kurşun geçirmez levhaları olan bu “yanar döner” otomobil, tam da gözden kayboldu derken “Golden Eye” (Altın Göz), “Tomorrow Never Dies” (Yarınlar Asla Ölmez), “Casino Royale”, “Skyfall” ve şimdi de “Ölmek İçin Zaman Yok”da oynuyor. 1964’te kullanılan otomobil, 2010’da 2.6 milyon sterlin’e bir Amerikalı’ya satılmıştı. Aston Martin, şimdilerde DB5’ten sınırlı sayıda yeniden üretiyor. Peki Bond’u Aston Martin’e kim alıştırdı dersiniz? 1959’da yayımlanan Goldfinger kitabında James Bond “yüzsüzlük edip” bir Aston Martin veya Jaguar istediğini söylüyordu. Kendisine bir Aston Martin DB3 tahsis edilmesini uygun gören de tabii ki Ian Fleming’di. Ona da bir okuyucusu tavsiye etmiş. Bazı kaynaklar aynen böyle diyor!

Bond’un 50 yılına damga vuran otomobiller

Kesin aksilik vardır!

James Bond, zaman zaman başka markalar da kullansa, şayet bir filminde Aston Martin’siz kalmışsa bilin ki, bir takım aksilikler olmuştur. Tıpkı, 1967 yapımı “İnsan İki Kere Yaşar” (You Only Live Twice) filmi için markanın patronlarının araç vermeyi reddetmesi gibi. Bu filmde Bond araçsız kalmamış tabii. Japon Toyota, 2000GT Coupe modelini üzeri açılır bir cabrio haline getirip Sean Connery’nin kullanımına vermiş.

Bunun dışında Bond’un Aston Martin’siz kalmasında “yapımcının” ve sponsorların da etkisi var. Örneğin bir dönem General Motors, Ford, BMW gibi firmalar, Bond’un ticari başarısından dolayı filme araç sponsoru olmuş ya da anlaşmalar yapmış. Bu yüzden Bond’un bir dönem BMW’lerden inmediğini, Ford Mondeo tanıttığını biliriz...

Tek bir otomobille yetinmedi

James Bond her filmde mutlaka birden fazla otomobile biner, kullanır. Bond serisinin 1962’deki ilk filmi olan “Dr. No”da Sean Connery, (şimdilerde tarih olmuş) bir İngiliz markasının, Sunbeam’in 1961 model Alpine modelini kullanıyordu. Ancak filmde bir de Chevrolet Bel-Air kullandı.

1963’te çekilen “Rusya’dan Sevgilerle” filmindeyse Bond’un otomobili, Ian Fleming’in de favorilerinden olan 1935 model bir Bentley’di. Bu filmde bir Chevrolet kamyonetin yanı sıra İstanbul’da bindiği şoförlü Rolls Royce da yer aldı.

1971’e gelinceye kadar yine Aston Martin kullanan Bond, “Ölümsüz Elmaslar”da bu kez Amerikan 1971 Mustang Mach 1’le tanındı. Yine bu filmde bir Cadillac cenaze aracı, bir Triumph Stag ve Ford Thunderbird de görüldü.

1973’te “Yaşamak İçin Öldür”de Bond’un yaşamak için otobüs şoförlüğüne başladığını düşünenler çıkmıştı. Nitekim bu filmin en dikkat çekici aracı 1947 model iki katlı bir belediye otobüsüydü.

Bond’un 50 yılına damga vuran otomobiller

1974’teki “Altın Tabancalı Adam”da bu kez yine Amerikan AMC Hornet kullanan Bond, 1977’de “Beni Seven Casus”ta İngiliz Lotus’un Esprit S1 modeline transfer oldu. Bu otomobili geliştiren ve prototipini hazırlayan Lotus, aracın en iyi tanıtımının bir Bond filmiyle olacağını biliyordu. Lotus yöneticilerinden biri tarafından özellikle film stüdyolarının önüne park edilmişti. Tarihe “denize dalan otomobil” olarak geçen Lotus Esprit, Bond’a 1981’de “Senin Gözlerin İçin” filminde de eşlik etti. Bu kez Turbo versiyonuyla.

Bond filmlerinde ayrıca Alfa Romeo GTV6, 156, 159, Jeep Wagoner, Cherokee, CJ-7, Audi 200 Avant, 200 Quattro, A6, çeşitli Bentley modelleri, BMW Z3, 750 iL, Z8, bolca Rover, Land Rover, Range Rover, yine bol miktarda Ford modelleri, Chevrolet’ler, Mercedes “çeşitleri”, Rolls Royce’lar ve üç kez de Saab 900 Turbo rol aldı. Bunun yanında Bond’un kullandığı “makul” otomobiller arasında Citroen 2CV, Renault 11, Rus malı GAZ-31029 yer aldı.

Bond’un 50 yılına damga vuran otomobiller