Kartal, Adana Demir engelini kayıpsız geçti, ligde 3. sıraya yerleşti. Rafa Silva 4’te kafayı vurdu, Deniz topu çeldi. Rafa’nın ikinci vuruşunda da Deniz geçit vermedi. Rashica 24’te karşı karşıya durumda fırsatı kaçırdı. 25’te Paulista’nın vuruşunda top üst direkten döndü. 29’da Immobile çok şık bıraktı, Rafa’nın şutunda top ağlarla buluştu: 1-0. Mustafa 44’te yerden iyi yuvarladı, Rashica’nın şutunda fark ikiye çıktı: 2-0. 45+8’de Alioui’nin üst direkten dönen topunu Arda kafayla filelere yolladı: 2-1.
Rashica 51’de voleyle çok sert vurdu, Deniz müthiş çıkardı. Maestro 59’da ceza sahası dışından şutunu attı, Ersin topu güçlükle kornere tokatladı. Rashica 62’de sağdan etkili kesti, Immobile’nin ayak koyduğu top filelere gitti: 3-1. Mustafa’nın pasıyla buluşan Rafa Silva 82’de uzaktan şutunu gönderdi, kaleci Deniz iki hamlede topa sahip oldu. 83. dakikada fark üçe çıktı. Rafa Silva’nın şık asistinde Joao Mario topu filelere yollayarak skoru
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un, TRT Spor'a konuk olduğu programda yaptığı açıklamaları mutlaka takip etmişsinizdir. Koç, 2 saat 40 dakika süren programda hem özeleştiri yaptı hem de Yüksek Divan Kurulu toplantısındaki sözlerinin arkasında olduğunu ifade etti. Yani, "Seçim yok, Mourinho ile devam ediyoruz" dedi. Program biterken olağanüstü kongre için gerekli imza sayısına ulaşılması halinde aday olmayacağını da bildirdi...
Malumunuz, Ali Koç 7 yıl önce Aziz Yıldırım'a büyük fark atarak ilk kez göreve seçilmişti. Koç 16 bin 92 oy alırken, Yıldırım'a 4 bin 644 kişi oy verdi. Aradaki fark 11 bin 448'di.
Bu tarihi fark için herkesin farklı bir yorumu/gerekçesi olabilir ama benim için bu farkın en büyük sebebi vizyondu. Büyük bir tutkuyla Fenerbahçe başkanlığını isteyen Ali Koç'un vizyonu, vadettikleri, potansiyeli, ekonomik gücü ve Aziz Yıldırım'ın son 4 yılındaki sportif başarısızlık, 11 bin 448 oy farkı olarak çok net biçimde sandığa yansımıştı...
Fenerbahçe camiası ve milyonlarca taraftar,
Jose Mourinho, Kadıköy'de Galatasaray'la oynadıkları lig derbisi için "Just a match - Sadece bir maç" demişti, kaybetti.
Galatasaray'la deplasmanda oynanan ikinci maçı kazanmak zorundaydı. Beraberliğin yenilgiden farkı yoktu. Ancak Slovenyalı hakem Slavko Vincic'in yönettiği derbide hiç risk almadı, korkak oynattı. Derbi tam da Galatasaray'ın istediği gibi berabere bitti. Okan Buruk maçtan sonra kazanmış kadar sevinçliydi...
Galatasaray'la Kadıköy'de oynanan Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final maçında da resmen sınıfta kaldı. İlk 11'i yine hatalıydı, kötü oyuna müdahale edemedi, hiçbir çözüm üretemedi ve kupadan elendi.
Beşiktaş'a Dolmabahçe'de 1-0 mağlup oldukları derbiyi 5-1, 6-2 gibi bir skorla kazanabilirdi. İki top direkten döndü, bir top Emirhan tarafından çizgiden çıkarıldı. Dzeko toplamda üç tane net fırsatı gole çeviremedi, Djiku'nun kaçırdığı çok net bir fırsat da vardı. Neticede Chamberlain'in ortaladığı top gol oldu, Fenerbahçe kaybetti. Bu yenilgi aynı zamanda Galatasaray'la puan
Jose Mourinho, 9 eksikle Kadıköy'e gelen ateş hattındaki Kayserispor'la 3-3 berabere kaldıkları maçtan sonra yayıncı kuruluş muhabirinin yedikleri 3 golle ilgili sorusuna tepki gösterdi, "Amacınız ne? Eksiklerin yerine oynayanlar 12-13 yaşındaki çocuklar değildi. O futbolcuların da hırsları vardı. Maçı konuşmak istiyorsanız, maçı konuşalım" dedi.
Fenerbahçe, Kadıköy'de Samsunspor'dan sonra Kayserispor'la da berabere kalarak, şampiyonluk yarışında yine kendi ayağına sıkmıştı ama Mourinho'nun derdi galiba başkaydı. Flaş röportajda ilk sorunun rakibin eksikleri ve yenilen 3 gole ilişkin olması hocayı kızdırmıştı...
Mourinho madem yayıncı kuruluşun sorusunu beğenmedi, o halde biz farklı sorular yöneltelim kendisine. Yalnız bizim sorular biraz kazıktır, şimdiden kolay gele...
1- BeIN Sports muhabiri, milyonlarca Fenerbahçeli taraftarı şoke eden 3-3'lük skor yerine çok sevdiğiniz tavuk çorbasının veya margherita pizzanın tarifini mi sormalıydı?
2- Portekiz, İngiltere, İtalya ve İspanya'da uzun yıllar çalıştınız. Özellikle İtalya ve İspanya'daki futbol medyasının sert eleştirilerine alışkın
Trendyol Süper Lig’de çıktığı son 5 maçta 11 puan kaybederek üçüncülük yarışında ağır yara alan Beşiktaş öne geçtiği Göztepe deplasmanında da umduğunu bulamadı: 1-1.
Maçtaki ilk isabetli şut 10. dakikada geldi ve gol oldu. Chamberlain’in ara pasıyla buluşan Rashica yerden yuvarladı, gelişine ayak içiyle nefis vuran Rafa Silva topu ağlara yollayarak Kartal’ı üstünlüğe taşıdı: 0-1.
Tijanic 13. dakikada ceza sahası dışından şutladı, Mert’i geçen top direkten geri geldi. 14’te Ogün ortaladı, Emersonn’un kafasında top üstten dışarı gitti. Rafa Silva 41’de kaleci Lis’in altından topu filelere yolladı ancak ofsayt bayrağı havadaydı. 43’te Tijanic’in kornerinde iyi yükselen Emersonn kafayı vurdu, Mert topa çizgide sahip oldu.
Göztepe ikinci yarıya müthiş bir golle başladı. İsmail Köybaşı ceza sahası dışından harika bir voleyle topu çatala yollayarak eski takımı Beşiktaş’ı avlarken, tribünleri ayağa kaldırdı: 1-1.
Bokele’nin 52’de ceza alanına gönderdiği
Beşiktaş Kulübü'nün Onursal Başkanı rahmetli Süleyman Seba ile aynı masada yemek yeme onurunu yaşamış bir gazeteciyim. Vefatından birkaç yıl önce mütevazı evinin hemen yanındaki küçük bir restoranda bir araya gelmiştik efsane başkanla. Yemekte sadece dört kişiydik. Süleyman Seba, meslektaşlarım Mustafa Anıklı, Çiğdem Hızkan ve ben...
Süleyman Seba'nın hayranıydım zaten. İki saat süren yemeğin ardından bu hayranlığım ve sevgim beşe katlanmıştı. Hem futbolcu hem başkan olarak Beşiktaş'ın tarihini yazan en önemli adamlardan biriydi Seba. Harika bir Atatürkçü, şahane bir vatanseverdi. Hayatta en sevdiği insanlardan biri Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dı. Aynı şekilde Yıldırım'ın en çok sevdiği ve saygı duyduğu kişiliklerden biri de Süleyman Seba'ydı...
Yıllar önce pek meşhur, "Ahmet Dursun, Seba gitsin" tezahüratlarının tarihi İnönü Stadı'ndan yükseldiği günlerde, 'Efendi Beşiktaş'ın tabutuna ilk çiviler çakılmıştı. Son Divan Kurulu toplantısında şahit olduklarımızla birlikte defin işlemi tamamlandı, 'Efendi Beşiktaş'
Bu köşeyi takip eden sayın okuyucular gayet iyi hatırlayacaktır. 29 Ocak'ta, "Meler denklemden mutlaka çıkmalı" başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Halil Umut Meler'in Galatasaray-Samsunspor (3-2) ve Galatasaray-Konyaspor (1-0) maçlarındaki icraatlarını dakika dakika sıralayıp ne kadar 'kaliteli' bir hakem olduğunu anlatmıştım!
Aynı yazıda Arda Kardeşler'in ne kadar 'üst düzey' bir hakem olduğundan da bahsetmiş ve tıpkı Meler gibi Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki şampiyonluk denkleminden kesinlikle çıkarılması gerektiğini savunmuştum. Malumunuz bu uyarının adresi, saha dışını sürekli ihmal eden Fenerbahçe'ydi. Gecikmeli de olsa hatalardan ders çıkaran sarı-lacivertli yönetimin iki aydır Meler ve Kardeşler konusunda özel bir çaba harcadıkları görülüyor. Bunu da ifade etmeliyim...
Merkez Hakem Kurulu doğru bir uygulamayla 29 Ocak'tan sonra Fenerbahçe ve Galatasaray'ın oynadığı lig maçlarında bu hakemlere görev vermedi. Halil Umut Meler en son Galatasaray-Konyaspor maçında 'görev' yapmıştı. Bu sezon Fenerbahçe'nin hiçbir maçında
Eski golcüsü ve hocası Burak Yılmaz’ın çalıştırdığı Kasımpaşa’ya konuk olan Beşiktaş bir puanı ikinci yarıda kurtardı: 1-1. Kasımpaşa 14’te üstünlüğü yakaladı. Fall pasını çıkardı, Ben Ouanes’in şutunda savunmaya da çarpan meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0. 22’de Immobile pasını yolladı, kaleciyle karşı karşıya kalan Rafa Silva’nın şutunda top üst direkte patladı. Hajradinovic 35’te uzaktan denedi, top auta gitti. Hızlı gelişen Kasımpaşa atağında Aytaç 43’te cepheden şutladı, top az farkla dışarı çıktı.
Kasımpaşa 53’te tehlikeli geldi. Ben Ouanes’in pasında Aytaç plaseyi yaptı, top az farkla auta gitti. 61’de Masuaku kesti, Chamberlain’in dokunduğu meşin yuvarlak direğin hemen üstünden dışarı çıktı. 86’da Gedson bıraktı, Rafa Silva karşı karşıya pozisyonda vurdu, Gianniotis topu kornere yolladı. Brekalo 88’de Salih’in yüzüne eliyle vurunca Beşiktaş penaltı kazandı. Gedson 90’da topu filelerle yolladı: 1-1. 90+3’te Can şutladı, Paulista topu blokladı. 90+4’te Cafu vurdu,