Jose Mourinho, 9 eksikle Kadıköy'e gelen ateş hattındaki Kayserispor'la 3-3 berabere kaldıkları maçtan sonra yayıncı kuruluş muhabirinin yedikleri 3 golle ilgili sorusuna tepki gösterdi, "Amacınız ne? Eksiklerin yerine oynayanlar 12-13 yaşındaki çocuklar değildi. O futbolcuların da hırsları vardı. Maçı konuşmak istiyorsanız, maçı konuşalım" dedi.
Fenerbahçe, Kadıköy'de Samsunspor'dan sonra Kayserispor'la da berabere kalarak, şampiyonluk yarışında yine kendi ayağına sıkmıştı ama Mourinho'nun derdi galiba başkaydı. Flaş röportajda ilk sorunun rakibin eksikleri ve yenilen 3 gole ilişkin olması hocayı kızdırmıştı...
Mourinho madem yayıncı kuruluşun sorusunu beğenmedi, o halde biz farklı sorular yöneltelim kendisine. Yalnız bizim sorular biraz kazıktır, şimdiden kolay gele...
1- BeIN Sports muhabiri, milyonlarca Fenerbahçeli taraftarı şoke eden 3-3'lük skor yerine çok sevdiğiniz tavuk çorbasının veya margherita pizzanın tarifini mi sormalıydı?
2- Portekiz, İngiltere, İtalya ve İspanya'da uzun yıllar çalıştınız. Özellikle İtalya ve İspanya'daki futbol medyasının sert eleştirilerine alışkın
Trendyol Süper Lig’de çıktığı son 5 maçta 11 puan kaybederek üçüncülük yarışında ağır yara alan Beşiktaş öne geçtiği Göztepe deplasmanında da umduğunu bulamadı: 1-1.
Maçtaki ilk isabetli şut 10. dakikada geldi ve gol oldu. Chamberlain’in ara pasıyla buluşan Rashica yerden yuvarladı, gelişine ayak içiyle nefis vuran Rafa Silva topu ağlara yollayarak Kartal’ı üstünlüğe taşıdı: 0-1.
Tijanic 13. dakikada ceza sahası dışından şutladı, Mert’i geçen top direkten geri geldi. 14’te Ogün ortaladı, Emersonn’un kafasında top üstten dışarı gitti. Rafa Silva 41’de kaleci Lis’in altından topu filelere yolladı ancak ofsayt bayrağı havadaydı. 43’te Tijanic’in kornerinde iyi yükselen Emersonn kafayı vurdu, Mert topa çizgide sahip oldu.
Göztepe ikinci yarıya müthiş bir golle başladı. İsmail Köybaşı ceza sahası dışından harika bir voleyle topu çatala yollayarak eski takımı Beşiktaş’ı avlarken, tribünleri ayağa kaldırdı: 1-1.
Bokele’nin 52’de ceza alanına gönderdiği
Beşiktaş Kulübü'nün Onursal Başkanı rahmetli Süleyman Seba ile aynı masada yemek yeme onurunu yaşamış bir gazeteciyim. Vefatından birkaç yıl önce mütevazı evinin hemen yanındaki küçük bir restoranda bir araya gelmiştik efsane başkanla. Yemekte sadece dört kişiydik. Süleyman Seba, meslektaşlarım Mustafa Anıklı, Çiğdem Hızkan ve ben...
Süleyman Seba'nın hayranıydım zaten. İki saat süren yemeğin ardından bu hayranlığım ve sevgim beşe katlanmıştı. Hem futbolcu hem başkan olarak Beşiktaş'ın tarihini yazan en önemli adamlardan biriydi Seba. Harika bir Atatürkçü, şahane bir vatanseverdi. Hayatta en sevdiği insanlardan biri Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dı. Aynı şekilde Yıldırım'ın en çok sevdiği ve saygı duyduğu kişiliklerden biri de Süleyman Seba'ydı...
Yıllar önce pek meşhur, "Ahmet Dursun, Seba gitsin" tezahüratlarının tarihi İnönü Stadı'ndan yükseldiği günlerde, 'Efendi Beşiktaş'ın tabutuna ilk çiviler çakılmıştı. Son Divan Kurulu toplantısında şahit olduklarımızla birlikte defin işlemi tamamlandı, 'Efendi Beşiktaş'
Bu köşeyi takip eden sayın okuyucular gayet iyi hatırlayacaktır. 29 Ocak'ta, "Meler denklemden mutlaka çıkmalı" başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Halil Umut Meler'in Galatasaray-Samsunspor (3-2) ve Galatasaray-Konyaspor (1-0) maçlarındaki icraatlarını dakika dakika sıralayıp ne kadar 'kaliteli' bir hakem olduğunu anlatmıştım!
Aynı yazıda Arda Kardeşler'in ne kadar 'üst düzey' bir hakem olduğundan da bahsetmiş ve tıpkı Meler gibi Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki şampiyonluk denkleminden kesinlikle çıkarılması gerektiğini savunmuştum. Malumunuz bu uyarının adresi, saha dışını sürekli ihmal eden Fenerbahçe'ydi. Gecikmeli de olsa hatalardan ders çıkaran sarı-lacivertli yönetimin iki aydır Meler ve Kardeşler konusunda özel bir çaba harcadıkları görülüyor. Bunu da ifade etmeliyim...
Merkez Hakem Kurulu doğru bir uygulamayla 29 Ocak'tan sonra Fenerbahçe ve Galatasaray'ın oynadığı lig maçlarında bu hakemlere görev vermedi. Halil Umut Meler en son Galatasaray-Konyaspor maçında 'görev' yapmıştı. Bu sezon Fenerbahçe'nin hiçbir maçında
Eski golcüsü ve hocası Burak Yılmaz’ın çalıştırdığı Kasımpaşa’ya konuk olan Beşiktaş bir puanı ikinci yarıda kurtardı: 1-1. Kasımpaşa 14’te üstünlüğü yakaladı. Fall pasını çıkardı, Ben Ouanes’in şutunda savunmaya da çarpan meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0. 22’de Immobile pasını yolladı, kaleciyle karşı karşıya kalan Rafa Silva’nın şutunda top üst direkte patladı. Hajradinovic 35’te uzaktan denedi, top auta gitti. Hızlı gelişen Kasımpaşa atağında Aytaç 43’te cepheden şutladı, top az farkla dışarı çıktı.
Kasımpaşa 53’te tehlikeli geldi. Ben Ouanes’in pasında Aytaç plaseyi yaptı, top az farkla auta gitti. 61’de Masuaku kesti, Chamberlain’in dokunduğu meşin yuvarlak direğin hemen üstünden dışarı çıktı. 86’da Gedson bıraktı, Rafa Silva karşı karşıya pozisyonda vurdu, Gianniotis topu kornere yolladı. Brekalo 88’de Salih’in yüzüne eliyle vurunca Beşiktaş penaltı kazandı. Gedson 90’da topu filelerle yolladı: 1-1. 90+3’te Can şutladı, Paulista topu blokladı. 90+4’te Cafu vurdu,
Yeni yıla harika bir başlangıç yapmıştı Youssef En Nesyri. Süper Lig'deki 8 maçta 10 gol, UEFA Avrupa Ligi'nde 3 gol ve Ziraat Türkiye Kupası'nda 4 gol atmıştı. Yaklaşık 2 aylık sürece tam 17 gol sığdıran Faslı santrfor, Fenerbahçe'nin en önemli ve güçlü hücum kozu haline gelmişti. Bu doğrultuda Transfermarkt tarafından 15 gün önce piyasa değeri 22 milyon eurodan 24 milyon euroya yükseltildi...
Nesyri'nin bu görkemli gösterisi 2 Mart'ta sona erdi. Fenerbahçe'nin Antalyaspor'u 3-0 yendiği lig maçında 1 gol atan Nesyri, 69. dakikada yerini Talisca'ya bırakırken öfkeli bir biçimde doğrudan soyunma odasına yönelmişti. Evet 4 gün sonra Rangers'la Kadıköy'de çok kritik bir maç oynanacaktı ama Jose Mourinho, 39 yaşındaki Dzeko yerine Nesyri'yi oyundan almayı tercih etmişti. Mesele Nesyri'nin oyundan alınması değildi. Mesele Mourinho'nun son derece tuhaf bir şekilde performansı çok tartışılan Dzeko'yu adeta koruma altına almasıydı...
Nesyri, 2 Mart'taki Antalyaspor maçından sonra tek gol atamadı. Kadıköy'deki Rangers maçını,
Rahmetli Onur Belge'nin hiç unutmayacağım desteğiyle mesleğe 1998'de Radikal'de başladım. 5-6 ay sonra yine rahmetli İsmet Tongo'nun önerisiyle Fanatik'e geçtim. Sonra 8 aylığına askere gittim, Ağustos 1999'da döndüm ve sevgili müdürüm Necil Ülgen'in isteğiyle Fanatik'te yola devam ettim. Ardından 5 yıl kadar Posta'da çalıştım. 2005'te Milliyet'e geçtim ve dile kolay meslekte toplam 27 yılı geride bıraktım...
Yanılmıyorsam 2006 yılıydı. Fatih Tekke, Trabzonspor'dan Zenit'e sansasyonel bir transfer gerçekleştirmişti. Ruslar tam 7,5 milyon euro bonservis ödemişti Trabzonspor'a. O yıllar için büyük bir bedeldi. Cristiano Ronaldo 2003'te Sporting'den 19 milyon euroya Manchester United'a gitmişti...
O dönem sevgili Can Tongo ile birlikte Vestel'in kurduğu bir spor sitesi için futbolcularla röportajlar yapıyorduk. Fatih Tekke haliyle en popüler isimlerden biriydi. Trabzonspor'a yakın bir abimizden Fatih Tekke'nin telefonunu temin ettik. Röportajları yapma görevi bendeydi. Hemen tuşladım numarayı, Fatih Tekke karşımdaydı...
Daha önce birkaç tatsız deneyim
Karadağ’a 19 Kasım’da akıl almaz biçimde 3-1 yenilerek UEFA Uluslar A Ligi biletini Galler’e hediye etmiştik. Şoke olmuştuk ama önümüze bakmak zorundaydık. Play-off turundaki muhtemel rakiplerimiz; Macaristan, Belçika, Sırbistan ve İskoçya’ydı, Marco Rossi’nin ekibiyle eşleştik...
İtalyan teknik adamlar Vincenzo Montella ile Marco Rossi’nin play-off’taki ilk buluşması dün gerçekleşti. Yedi yıldır Macaristan’ın başında bulunan Rossi takımını yine 3-4-2-1 dizilişiyle sahaya çıkardı. Montella da 4-2-3-1’den vazgeçmedi.
Macaristan’ın saha içi liderliğini 3 yıldır Liverpool’lu Szoboszlai yapıyor. Bu eşleşmenin en pahalı ve en formda ismi aynı zamanda. Liverpool’da Arne Slot’un göreve gelmesiyle yeteneklerini daha fazla göstermeye başlayan Szoboszlai’nin performansı, hem Türkiye hem de Macarlar için en önemli konu başlıklarından biriydi. Öyle ki, Uluslar A Ligi grubunda attıkları 4 golün üçünü Szoboszlai kaydetmişti...
Montella, Arda’nın yokluğunda Kerem’i 10 numarada