Daha yaşanabilir bir dünya için küresel ısınmanın etkilerine karşı ellerini taşın altına koymuş iklim elçiliği yapıyorlar. Daha yaşanabilir bir dünya için küresel ısınmanın etkilerine karşı ellerini taşın altına koymuş iklim elçiliği yapıyorlar. Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu bayram gününde çocuklarımız umutlarımızı artırıyor.
Dün 22 Nisan Dünya Günü’ydü. Bugün ise 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Dünyanın genel gidişatı, maalesef çocukların bayramını gölgeleyen bir hâl almaya başladı. Çocuklar artık her geçen gün daha sıcak, daha kurak, daha kirli ve daha sağlıksız bir dünyaya uyanıyor. İklim krizine bağlı felaketler çocukların geleceğini karartıyor.
UNICEF’in hazırladığı Çocuklar İçin İklim Riski Endeksi’ne göre, bugün 1 milyar çocuk, küresel ısınma nedeniyle “son derece yüksek risk” altında. Aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı, kuraklığa bağlı gıda krizi, sıcak hava dalgaları, su kaynaklarındaki tahribat ve hava kirliliği en çok da çocukları etkiliyor. Çocuklar gelişme dönemlerinde daha hızlı nefes aldıkları için kurşun kirliliği başta olmak üzere, havadaki hastalık yapıcı partiküllere daha fazla maruz kalıyor. Sıcaklık ortalamalarında yaşanan her 1 derece artış, çocukların su yoluyla bulaşan hastalıklara yakalanma oranını yüzde 8 yükseltiyor. Diğer yandan aşırı sıcaklar, malarya, Batı Nil virüsü enfeksiyonu, lyme, dang humması ve Kırım Kongo kanamalı ateşi gibi vektör kaynaklı hastalıkların artmasına yol açıyor.
Bir an önce adım atmalıyız
Çocuklarımıza böylesi bir geleceği miras bırakmak istemiyorsak, iklim krizini durduracak adımları bir an önce atmalıyız. Çünkü zaman daralıyor. 2050’li yıllarda karşı karşıya kalacağımız korkutucu senaryo, bugünün çocukları için yaşanılası bir dünyadan çok uzak! Sera gazı emisyonlarını ve çevresel kirleticileri dramatik bir şekilde azaltamazsak çocuklar belirsiz bir gelecekle karşı karşıya kalacak. Zaten iklim kuşağı olarak da adlandırılan Z kuşağı da bu belirsizlikten dolayı ciddi bir endişe içinde. İklim grevleri düzenleyen çocuklar, yaşanabilir bir dünya için 70’ten fazla ülkede meydanlarda, politikacılardan geleceklerini talep ediyorlar.
Atlas adı gibi temiz bir dünya istiyor
O çocuklardan biri de 16 yaşındaki Atlas Sarrafoğlu. Türkiye’deki iklim aktivizminde öne çıkan Atlas, bugünün çocuklarının çok ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirterek, bunları ortadan kaldırmak için herkesin iklim aktivisti olması gerektiğini söylüyor: “Daha yaşanabilir bir dünya için hepimizin bireysel olarak yapabilecekleri var. Suyu daha az kullanabilir, çöpümüzü ayrıştırabilir, tüketimi azaltabilir ve araba kullanımını sınırlayabiliriz. Ama asıl adım atması gerekenler yöneticiler. Bireysel çabaları, hükümetler kısıtlayıcı tedbirlerle desteklemeli. Son IPCC raporu, sıcaklık artışını 1 buçuk derecede sınırlama şansımızın hâlâ var olduğuna işaret ediyor. Ama diğer yandan fosil yakıtlara yönelik sübvansiyonun arttığını görüyoruz. Maalesef taahhütleri veren nesil, bencilce davranarak sözlerini tutmuyor. Ama bugünün iklim krizine duyarlı gençleri, yarının yöneticileri olduğunda umutlarımız daha da artacak. Biliyoruz ki, dünyayı hep birlikte değiştirmeliyiz. Çünkü dünya değişmeye muhtaç. Ama zamanımız da çok az. Fosil yakıtları ne kadar çok kullanırsak süremiz o kadar azalıyor.”
Atlas Sarrafoğlu
‘‘Tek çözüm elektrikli araba değil’
İklim krizinin okullarda ders olması talebiyle 3 yıl önce Milli Eğitim Bakanı’na mektup yazan 14 yaşındaki Rüya Aygüneş şu an yaşadığı İngiltere’de de iklim krizine dair yanlış bir algı olduğunu anlatıyor; “Türkiye’deyken ‘Yaşamak ve yaşlanmak istiyoruz!’ demiştim. Yaşamsal bir tehdidin içindeyiz ve bu tehdit hâlâ devam ediyor. Dört yıldır İngiltere’de yaşıyorum ve burada birçok insan, iklim krizini sadece elektrikli araba kullanarak önleyebileceğimizi düşünüyor. Arabalarımızı değiştirmeden önce zihniyetimizi değiştirmek ve iklim krizi ile derinlemesine mücadele etmek zorundayız!”
Rüya Aygüneş
Melisa dünyaya ilaç olmak istiyor
İklim Öncüleri grubundan Melisa Akkuş da 11 yaşındayken iklim krizinden haberdar olmuş ve o günden bu yana Türkiye’deki iklim hareketinin içinde yer alıyor. İklim değişikliğinin durdurulmasına yönelik eylem ve konferanslar düzenleyen Melisa, “İklim krizinden en çok etkilenen grup çocuklar. İklime bağlı felaketler, çocukların hayatına mâl olabiliyor. 20 yaşındaki bir insan belki selden kaçarak hayatını kurtarabiliyor ama 2 yaşındaki bir çocuk tamamen korumasız. Bu açıdan iklim krizi çocuk ve gençleri için endişe verici bir durum. Belirsiz bir geleceğe sahibiz ve somut adımlar atılmasını istiyoruz. Çocuk haklarını temel alıp, çocukları bu olası felaketlerden uzak tutacak bir dünya yaratmalıyız” diyor.
Melisa Akkuş