Bu yılın 3’üncü 3 aylık döneminde (üçüncü çeyreğinde / temmuz, ağustos, eylül aylarında) ekonomimiz yüzde 11.1 büyüdü. Bu iyidir...
Makine ve teçhizat yatırımlarında önemli artış var. Bu da iyidir...
Bu gidişle 2017 yılında ekonominin büyümesi yüzde 7’nin biraz altında veya biraz üstünde olacak. Bu da iyidir...
Ne var ki, üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 büyümenin, “olağan dışı” bir büyüme rakamı olduğunu da dikkate almakta yarar var.
Geçen yılın ilk iki çeyreğinde yüzde 5’e yakın büyüyen ekonomi, FETÖ belası ile üçüncü çeyrekte yüzde 0.8 küçülmüştü.
Çeyreklik büyüme, önceki yılın aynı çeyreğindeki büyüme esas alınarak hesaplanıyor.
2017 yılının ilk iki çeyreğinde büyüme oranı yüzde 5 dolayında iken, üçüncü çeyreğinde birden yüzde 11’in üzerine çıkmasının nedeni, baz etkisi.
Geçen yılın üçüncü çeyreğinde büyüme eksi yüzde 0.8 olduğu için bu yılın büyümesi yüksek çıkıyor. Baz etkisi düzeltilirse büyümenin yüzde 6 dolayında olduğu görülür. Bu da önemli bir büyüme oranıdır. Sevinilecek bir büyümedir.
2017 yılı ikinci çeyrekte büyümemiz yüzde 5.4 olmuştu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış milli gelir zincirleme hacim endeksi üçüncü çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.2 oranında arttı. Demek ki, üçüncü çeyrekte büyüme önceki çeyreğin üzerine çıkmış durumda.
Bu yılı büyük olasılıkla yüzde 6 dolayında bir büyüme ile tamamlayacağız. Bu da önemli bir büyüme oranıdır.
Üretim canlandı
Büyüme demek, üretim artışı demektir. Üretim artacak ki, büyüyeceğiz. Büyüme şimdilerde hacim endeksi ile izleniyor. Geçen yılın (FETÖ belası ile gerileyen) üçüncü üç aylık dönemine göre;
Tarımda üretim artışı yüzde 2.8 oranında. Çok çok düşük bir üretim artışı var.
Sanayinin genelinde artış yüzde 14.8, imalat sanayinde yüzde 15.2 gibi büyük üretim artışı var.
İnşaat gene de sanayideki büyümenin önüne geçmiş durumda. Büyüme yüzde 18.7’yi buldu.
Hizmetler kesimi de hızlı büyüdü. Büyüme yüzde 20.7 oranında.
Finans ve sigorta faaliyetlerinde beklenmedik bir gelişme var, yüzde 5.6 küçülme gerçekleşti.
Üretimin arkasında talep vardır. Talep olacak ki, üretim gerçekleşsin. Talebin göstergesi de milli gelirin nasıl harcandığı, harcamaların dağılımıdır.
Tüketim artıyor...
Üçüncü çeyrekte ekonomi yüzde 11.1 büyürken, halkımızın tüketimindeki artış yüzde 11.7 ile büyümenin üzerine çıkmış durumda.
Kamu tüketimi yüzde 2.8 oldu.
Yatırım artışı ise yüzde 12.4 oranında. Yüksek bir yatırım oranı ile karşı karşıyayız.
Yatırım denilince, yatırımın, inşaat yatırımı mı, makine ve teçhizat yatırımı mı olduğu sorusu gündeme gelir. Üçüncü çeyrekte;
Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış yüzde 15.3 gibi yüksek bir oranda oldu.
İnşaat yatırımlarındaki artış oranı ise yüzde 12.0 olarak belirlendi.
Halkımızın tüketimi büyümenin üzerinde yüzde 11.0 oranında artarken, acaba halkımız neleri tüketti?
Dayanıklı mallar tüketimi yüzde 31.1 arttı. Buzdolabı, mobilya, taşıt araçları satışlarındaki artışın boyutunun büyük olduğu görülüyor.
Yarı dayanıklı mallar tüketimindeki artış yüzde 9.7 oranında.
Halkın günlük harcamalarından oluşan dayanıksız tüketim harcamaları da üçüncü çeyrekte yüzde 10.7 arttı.
DÜNYA ŞAMPİYONU OLDUK
Türkiye ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 11.1’lik çift haneli büyüme oranını yakalayarak dünya şampiyonu oldu. Türk ekonomisi bu yılın üçüncü çeyreğinde geçen yıl aynı dönemde yaşanan FETÖ darbe girişiminin oluşturduğu baz etkisi ve başta Kredi Garanti Fonu (KGF) olmak üzere hükümetin uyguladığı teşviklerin etkisiyle beklentilerin üzerinde yüzde 11.1 büyüyerek, son altı yılın en yüksek çeyreklik büyümesini gerçekleştirdi.
Büyüme ortalaması yüzde 2.5 olan AB ülkelerinin 4 katından fazla büyüyen Türkiye, Çin ve Hindistan’ı da geride bıraktı.
Avrupa’da yılın üçüncü çeyreğinde en fazla büyüme kaydeden ülke yüzde 8.8 ile Romanya oldu. Dev ekonomilerden Çin yüzde 6.8, Hindistan ekonomisi ise yüzde 6.1 büyüdü.
Heyecan var gevşeme yok
Kredi Garanti Fonu (KGF) ile ekonomiye enjekte edilen ek kaynakların, vergi indirimlerinin ve ihracattaki canlanmanın büyümeyi harekete geçirdiği görülüyor. Şimdi geliyoruz, en zor soruya: “Büyüyelim de nasıl büyürsek büyüyelim mi?” diyeceğiz.
Yüzde 11.1 büyümenin:
7.0 puanı özel tüketimden geldi. Kamu tüketiminin katkısı 0.3 puan.
Yatırım katkısı 3.6 puan.
Net ihracat 0.3 puan.
Açık anlatımıyla tüketime dayalı büyüme yapımızı değiştiremiyoruz. Net ihracatın payını büyütemiyoruz.
Yüzde 11.1 büyümeyle gevşemeyelim... Büyümenin heyecanını yaşayalım ama, sürdürülebilir büyümenin ancak sanayi yatırımları, sanayi üretimi ve ihracat ile mümkün olduğunu unutmayalım.
Pozitif ayrıştı, yıldız parladı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türk müteşebbisinin, karşısına çıkarılan her olumsuzluğa, dışarıdan gelen ekonomik ve siyasal engellere rağmen neler yapabileceğini, Türkiye’nin ne kadar dinamik ve üretken olduğunu dünyaya bir kez daha ispatladık” dedi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, üçüncü çeyrekteki ve 9 aylık büyüme oranlarıyla dünyada gıptayla bakılan, pozitif ayrışan ve yıldızı parlayan bir ülke haline geldiğini belirtti.
MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan ise, “2018 yılı motivasyonla girdiğimiz ve önde gelen ekonomiler arasından pozitif olarak ayrıştığımız bir yıl olacak” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de şunları söyledi:
“Büyüme hızımız hem bizim hem de pek çok kurumun tahminlerinin üzerinde geldi. 2017 sadece ihracatta değil ekonominin tamamı için adeta bir atılım yılı oldu.”
İş dünyası moral kazandı
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, AA’ya, bu büyümeyi sürdürebilmenin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bana göre, Türkiye’nin dünyadaki olumsuzluklara rağmen bu büyümeyi gerçekleştirmesi bir mucize. İhracat artıyor. İnşallah ithalat ve ihracatı da dengeleriz. Üçüncü çeyrek büyüme oranı, teşviklerin ne kadar işe yaradığının, sanayinin ne kadar önemli olduğunun göstergesi.”
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın da büyüme rakamlarının iş dünyasının moralini düzelttiğini ifade ederek, “Siyasi ve ekonomik istikrar sağlanabildiği sürece büyüme de belli bir istikrara ulaşacaktır. Gelecek çeyrek büyümelerle birlikte daha istikrarlı bir 2018 göreceğiz” dedi.
Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar ise üçüncü çeyrek büyümesine ÖTV ve KDV’de sağlanan vergi avantajlarının pozitif yansıdığının görüldüğünü kaydetti.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024