Gökçer Tahincioğlu

Gökçer Tahincioğlu

yuzlesme@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2000’li yılların başında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanlığı’na getirilen, geçen yıl ise imza attığı bildiri nedeniyle üniversitedeki görevinden çıkarılan, sayılı anayasa hukukçularından Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, verdiği röportajda, OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu’na değiniyordu.

Kaboğlu, şu anki çalışma hızına bakıldığında, komisyonun önündeki 107 bine yakın başvuruyu ancak 7-8 yılda bitirebileceğini söylüyordu.

Komisyon, yaklaşık 1 yıl önce, 23 Ocak 2017 tarihli KHK ile kuruldu.

Haberin Devamı

Komisyona başvurular, ancak temmuz ayında yapılabildi, kurulduktan
7 ay sonra.

Ekim ayında başvuru süresi bittikten sonra komisyonun ilk kararını kasım ayında verebileceği söylendi ancak öyle olmadı.

İlk kararlar ancak aralık ayının sonlarında açıklandı.

Verilen karar sayısı 100 civarındaydı.

Ocak ayının sonunda ise 3 bin 110 başvuruda karar verildiği, 40 başvuruda mesleğe iadeye hükmedilirken, başvuruların 880’nin reddedildiği açıklandı.

Komisyon, ancak kurulduktan 1 yıl sonra, başvuruların ne aşamada olduğunun takip edilebileceğine yönelik bir sistemi de kurabildi.

Mahkeme kararlarının etkisi ve gücü

Komisyonun, hangi kriterlere göre karar verdiği, kararların ne kadar hukuki olduğu belirsiz.

Zira kararlar açık değil.

Kararlar, ihraç edilen kişinin çalıştığı kuruma gönderiliyor, o kurum da sadece ilgilisine tebliğ ediyor.

Doğal olarak, benzer konulardaki kararların birbiriyle ne kadar uyumlu olduğu da bilinmiyor.

Bilinen, ilgili kurumdan ihraç gerekçesinin kanaati içerecek biçimde sorulduğu, devletten o kişiyle ilgili kayıtların istendiği, bu kişinin Facebook, Twitter mesajlarına, banka kayıtlarına, sendika üyeliklerine bakıldığı ve bir karar oluşturulduğu.

Ancak örneğin Kaboğlu hakkında verilecek kararda, imzaladığı bildiri dışında neyin konu edileceği bilinmiyor.

Aynı bildiriyle ilgili avukat Arif Ali Cangı’nın açtığı davayı 4 Temmuz 2017’de karara bağlayan İzmir Bölge İdare Mahkemesi, bir alt mahkemenin kararını değerlendirirken çarpıcı bir yorum yaptı.

Mahkeme, kesin nitelikteki kararda, bu eylemin daha önce disiplin cezası almamış olanlar yönünden sadece, “kınama” cezası gerektirdiğine hükmetti.

Haberin Devamı

Komisyonun, kesin nitelikteki bu kararı ve benzer mahkeme kararlarını dikkate alıp almayacağı da bilinmiyor.

Beraat edenlerin durumu

Yanıtsız bir soru da haklarında açılan davalardan beraat edenlerin durumu.

İşine iade edilmek için açlık grevi yapan Semih Özakça’nın örgüt suçundan beraat etmesine rağmen iade talebini geri çeviren komisyon, yıllar önce açılmış, beraat etmesi muhtemel, devam eden bir başka davasını ve sendika kararıyla yapılan, AİHM’nin, “ifade özgürlüğü” kapsamında saydığı bir eylemi kararına gerekçe gösterdi.

Devam eden bir başka davası bile olmayan yüzlerce kişi, ihraçlarına yol açan davadan beraat etmelerine rağmen iade edilip edilmeyeceklerini bilmiyor.

İnsanların artık tek beklentisi, yargıya gidebilmek için komisyonun olumsuz da olsa bir karar vermesi.

Ancak çalışma hızı da biçimi de kimseye bu konuda bile bir umut vermiyor.