20 Haziran 2016 günü Özmal ailesine Mardin Savur’dan acı bir haber geldi.
Ailenin 22 yaşındaki büyük kızı Maide Çetin, 9 ay önce Mardin Savur’un köyünde yaşayan Çetin ailesinin oğluyla evlenmişti.
7 aylık hamileydi.
Ailesine önceden bir sıkıntı ya da kavga aktarmamıştı, bebeğinin doğmasını bekliyordu.
19 Haziran akşamı, babasını aramış, Babalar Günü’nü kutlamıştı.
Sadece bir gün sonra ise Maide’nin anne ve babasını arayan kayınpederi, kızlarının kuyuya atladığını söyledi.
Maide’nin kayınvalidesi ise gelininin hem kendisini hem kocasını vurduğunu anlattı.
Özmal ailesi hemen Savur’a hareket etti.
Anlatımlarına göre köye ulaştıklarında cenazeyi göremediler, bir taziye ortamı da.
Kızlarını sorduklarında, “gösteremeyiz” yanıtı aldılar.
Yine aktarımlarına göre ısrar ettiklerinde o sırada sulanan tarlaları işaret ettiler.
Aile, neden tarlada olduğunu sorduğunda, “dokunamayız, bizden bilirler” yanıtı aldı.
O zaman tarlaları neden suladıklarını sorduklarında ise kavga çıktı.
Babası ve ağabeyleri hastanelik olana kadar dövüldü.
22 yaşındaki Maide Çetin, saatler önce göğsüne giren kurşunla ölmüştü.
Hem kendisinin hem de karnında ölen bebeğin cenazesi, jandarma tarafından, mısır tarlasında bulundu.
***
Çetin, ölümünden bir süre önce WhatsApp durum bildirimini değiştirmiş, “Merak ettiğim tek şey acaba yarın ölecek miyim? Beni hayata bağlayan ve ertesi güne umutla başlamamı sağlayan tek soru bu!” yazmıştı.
Ailesi, olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğunun aydınlatılmasını istedi.
Başvurdukları Kadın Meclisleri olayı takibe aldı, ailenin avukatı Mehmet Işıktaş, savcılığa başvurdu.
İntihar ettiği öne sürülen kadının her iki elinde de barut artığı vardı.
Genç kadının eşi ve eşinin kardeşinin tişörtlerinde de barut artıkları vardı.
Ve sosyal medya hesabını uzun süre eşi kullanmıştı.
Avukat, savcılıktan şunları sordu:
- İntihar eden biri iki kez ve farklı elle nasıl ateş etmiş olabilir?
- Olayın 11.00 sıralarında yaşandığı belirtilmesine rağmen, jandarmaya neden 15.00’te haber verildi?
- Silahta, dört ayrı kişinin daha parmak izi olmasına ve parmak izleri eşi ile eşinin kardeşine ait çıkmamasına rağmen neden diğer aile bireylerinin parmak izi alınmadı?
Dosyaya konulan, “araştırma tutanağı” başlıklı yazıda, “Bebeğinin gelişimini tamamlayamadığı sakat veya özürlü doğabileceği konusunda bilgiler elde edilmiştir” yazıyordu.
Avukat, ölen bebekte bir gelişim sorunu olmadığına yönelik hastane raporu alarak dosyaya koydu.
Ve o tarihten itibaren dosya beklemeye alındı.
2 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen takipsizlik verilmedi, dava açılmadı.
***
Topluma ait olduğu söylenen değerlerin şefkatli kolları vardır.
Ve o kolların sarıp sarmalamadıkları bu toplumdan değilmiş gibi, size sürekli değerlerden söz ederler.
Sistem öylesine koruyucudur ki yüksek ahlak, namus, aile gibi kavramların her biri birer örtüye dönüşür.
O örtünün kudretini bilenler, her şeyin yanlarına kalacaklarından çok emindirler.
Ayrıldığı eşinin özel hayatını gizlice kayda alanlar, kadın katilleri, istismarcılar, tecavüzcüler, ayrımcılar, ırkçılar, onlara bir şey yapmayan hukuk, hep aynı örtünün eseridir.
Maide Çetin’in ölümüyle ilgili olarak da gerçeğin peşinde koşmak zorunluluğu işte buradan gelir.
O örtünün altında ne olduğuna bakmadan, içsel ahlakı ve hiçbir hakkı korumak mümkün değildir.