Okurlarım sık sık bana sitem ediyorlar. "Sana e - mail atıyoruz ama sen tenezzül edip cevap vermiyorsun" diye. Buna da cevap vermezsen bütün gece Reha Muhtar haberlerini seyrederek intihar edeceğim diye tehditler aldım. Hatta okuma yazma bilmediğimi sanıp bana kurs tavsiye edenler bile oldu. Her gün gönderilen milyonlarca (biraz abarttık galiba yüzlerce diye) e - maile cevap vermek öyle her babayiğidin harcı değil. Fatih Ürek'in hiç değil...
Ama istesem de size bazı e - mail atamam sevgili okurlarım. Öncelikle bana milliyet.com.tr üzerinden e - mail atıldığını unutmayın. Ben de aynı yolla cevap verdiğim için Milliyet'in kömürlü ve enerji sistemiyle çalışan bilgisayarlarına çoğu zaman bağlanamam. Hadi gecenin saat 03.00'üne kadar bekledim, deprem de olmadı ve bağlandım diyelim. Bu sırada sevgili bilgi işlemci kardeşlerim mutlaka pop - 3 ayarlarını değiştirmiş olurlar. Bu pop - 3 ayarlarının yeni haline ulaşmak da öyle kolay değildir. Milliyet'in daima geç açılan santralından kimi isteyeceğinizi bilmek zorundasınız. Çünkü sevgili gazetemde bu ayarı bilme ihtimali olan üç birim vardır: Bilgi İşlem, İnternet, ve Teknik Servis...
Bu üç servis kendi işlerinde olduğu kadar "O işe biz bakmıyoruz, diğer servis bakıyor" deme konusunda uzmandırlar. Fakat zaman zaman ses tonunuzdaki çaresizliği fark ederek yardım ettikleri de olur. Sonunda e - mail okumam ve göndermem için gerekli ayarlar yapılır, bir hafta süren bir mutluluktan sonra yeniden aynı işlem için başa dönülür.
İşte böyle başa dönmek zorunda kaldığım bir gün "İnternetime kamyon çaptı, bana e - mail atma" diyerek bu defteri kapatmıştık. Fakat geçenlerde yine şeytan dürttü. "Bu aralar üzülecek bir şey yaşamadım. Bari Milliyet'i arayarak pop - 3 ayarı yaptırayım" dedim. Telefon şaşırtıcı bir biçimde zaaart diye açıldı ve Bilgi İşlem Bölümü 10 saniyede bana ayarları yaptırdı. Artık e - mail konusunda Mehmet Ali Ağca'dan bile daha hızlıydım. Biriken 700 ile 1000 arası e - maili bir çırpıda okudum. Daha doğrusu büyük bir kısmını okumadım bile. Gazetede yazıyorsanız e - mail adresiniz kısa zamanda çöp tenekesine dönüşüyor. Posta kutunuz; örgütler, tarikatlar, para yardımı isteyenler, küfürbazlar, reklamını yapmak isteyen siteler ve kendini filozof sanan işgüzarlar tarafından işgal ediliyor.
Okurlarımdan gelen üç - beş e - maili okumak için 300 sayfalık örgüt bildirisini dowland etmek zorunda mıyım güzel abilerim. Örneğin Türkistan News Netter diye bir adresten günde ortalama 100 e - mail geliyor.
Göndermeyin güzel kardeşim okumuyorum. Zaten ilgi alanım Türkistan değil. Yurtdışındaki Türklerden, Kosova'dakilerle ilgileniyorum ben. Bunun dışında malum sol örgütlerin ve sağ örgütlerin e - mailleri var. Okuyunca sanırsınız ki devrim olmuş, devrim orduları Yeşilköy Havaalanını ele geçirmek üzere... Son zamanlarda ise Fethullah Gülen yandaşlarının hücumuna uğradı posta kutum. "Fethullah Hoca Efendi öyle bir insandır, öyle bir insandır ki" diye başlayan yüzlerce e - mail aldım bir haftada. Bir ara e - mail posta kutumu felç eden Adnan Hoca'cılar ise şu aralar sessiz. "Allah onlardan e - mail göndermedikleri sürece razı olsun."
Bunun dışında bir de e - mail psikopatları var. "Tarihte söylenmiş büyük sözler" adlı uydurma kitaplardan bir demet "sevmek başarmaktır" gibi saçma sapan alıntılar yapıp ülkedeki bütün gazete yazarlarına gönderiyorlar. Fıkra gönderme manyakları da ikinci sırada. Bildik Polonya fıkralarını Temel yapıp yalla posta kutuma...
Göndermeyin kardeşim.
Okurum değilsiniz, bana ait söyleyecek kişisel bir şeyleriniz yoksa göndermeyin.
Benim sizin e - maillerinize meylim yok.
Asena’nın tost - iti Ben yuva yıkan kadın değilim. O evler 17 Ağustos'ta deprem yüzünden yıkılmıştı.İbrahim Bey beni çocuğu gibi seviyor. Woody Allen da çocuklarını çok severdi. Hatta birisiyle evlenmişti.Gönül yarası değil, ekmek parası. Bu söz arabanın arkasına yazılacak.İbrahim Bey'in beni benzincide dövdüğü yalanlanacak. Benzincide değil evde, evde...
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr