Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları

Gani MÜJDE

BAKIN, peşin peşin anlaşalım. Beni edepsizlikle suçlamak yok, tamam mı?
Bu haber, gazetelerde yer aldı.
Bu kadınlar, televizyonlara çıkıp haber oldu.
Hangi kadınlar mı?
`Şeyinde' altın bilezikler yakalanan kadınlar...
Bilezikleri sakladıkları yeri açık açık yazamıyorum tabii...
Halk arasındaki yaygın ve sonu `cık'la biten söylenişini yazsam, yazı işlerinden bir telefon gelir şimdi.
"Hocam, şuna daha uygun bir isim bulsak?"
`Vagina' desek, olmaz; halkın yarısı otomobil markası sanır.
`Edep yeri' desek, insanın bütün edepsizliği yaptığı yer ağzı. Niye oraya edep yeri deniliyor anlamıyorum?..
Neyse, isterseniz biz ona yeniden bir isim verip `kapşon' diyelim ve olay günü karakola gidelim.
* * *
AMİR - Şu kasa fişlerine bak. Hepsi bin lira, binbeşyüz lira... Üç kuruşluk vergi iadesi alıcaz diye, `meydan larus' kadar fiş dökümü yazmak zorunda kalıyoruz be...
(Kapı çalınır) Giiir..
MEMUR - Komserim, `kapşonlarında' altın yakalanan kadınları getirdik.
AMİR - Getirin, getirin...
MEMUR - Girin lan içeri!
AMİR - Oğlum bunlar hala şangırdıyor, iyice aradınız mı üzerlerini?
MEMUR - Aradık komserim. Bakın, bundan yedi altın bilezik, dört Trabzon işi burma, altı metre zincir, sekiz yüzük ve bir de cop çıktı.
AMİR - Lan altınları anladık da, bu cop neyin nesi?!
1. KADIN - O copu geçen karakola geldiğimizde unutmuştunuz memur bey.
AMİR - Ohhh, devletin malı deniz, yemeyen domuz, değil mi Faysal?
MEMUR - Kusura bakmayın amirim, unutmuşuz işte.
AMİR - Sonra makam arabalarını geri vermiyorlar diye Necmettin Bey ile Tansu Hanım'ı eleştiririz.. Biz bir copumuza sahip çıkamıyoruz, onlar arabalara nasıl sahip çıksın?
Neyse zabıt tutun, copu geri alın..
MEMUR - Nerde bulundu diyeceğiz komserim?
AMİR - Yerde bulduk de ulan... Yerini tarif etmek zorunda mıyız? Neyse, öbüründe ne çıktı?
MEMUR - Öbürünün `kapşonunda' da dokuz bilezik, on yedi yüzük ve bir otomobil farı bulduk.
AMİR - Oto hırsızlığı da ha?
2. KADIN - Yok be komserim.. Geçen gün evlerden uzak olsun, bir araba çarpmıştı bana, o arabanın farı çarpışma sırasında benim kapşonuma kaçmış.
AMİR - Allah allah.. Yahu, ne biçim şey bu be? Bunca yıllık komiserim, böyle kapşon görmedim. Ver bir sigara da yakayım Faysal.
(Kadın `kapşonundan' bir sigara çıkartıp uzatır)
1. KADIN - Al burdan yak amirim. Halis Amarikan cigarası!
AMİR - Lan, hani kadınların `kapşonunu' aramıştınız. Bak sigara da çıktı.
MEMUR - Sigara gözden kaçmış komserim, kusura bakmayın.
(Diğer kadın da kapşonundan bir çakmak çıkartır)
2. KADIN- Yakayım komserim...
AMİR - Bak, bundan da çakmak çıktı...
1. KADIN - Buyur kül tablası...
2. KADIN - İçecek bişey ister misin komserim? Fanta, kola, ayran, Efes light?..
MEMUR - Komserim, valla ben de şaşırdım şimdi. Kadınların `kapşonu' dolap gibi, maşallah ne ararsan var.
AMİR - İfadesini alıp gönderelim şunları Faysal. Ben korkmaya başladım.
MEMUR - Peki komserim.. (Kadınlara döner) Nüfus kağıtlarınızı verin bakayım.
(Kadınlar `kapşonlarından' nüfus kağıtlarını çıkartır)
1. KADIN- Buyrun..
AMİR - Yok yok, en iyisi tak kelepçeyi atalım nezarete...
MEMUR - Kelepçemiz yok komiserim. Tahsisat yokmuş.
(Kadınlar gene kapşonlarından çıkartırlar)
2. KADIN - Buyrun, bizde var...
AMİR - Ahhhggg!.. Götür şunları Faysal, çabuk götür!..
(Kadınlar ve Faysal kapıdan çıkarken komiserin aklına bişey gelir)
AMİR - Şey, bi dakika, vergi idadesi için fişim eksik kaldı da, `Kapşonunuzda biraz fazla kasa fişiniz var mıydı?' diye soracaktım.

* "Çok değerli" çete mensupları...
* "Sevgili" eroin kaçakçıları...
* "Sayın ve saygı değer" yargısız infaz elemanları...
* "Dünya var oldukça yaşayacak" suikast timleri...
* "Uyuşturucu parası" kuryecileri...
* "Kumarhane haraççıları"...
Türkiye sizinle gurur duyuyor...
Ama ben duymuyorum.
Bu yüzden, 30 Eylül'den itibaren ışıklarımı gene söndürücem.
En azından, elinizden alnınıza bulaşan kanı görmemek için.

* Cansel her şeyi üstüne geçirmiş. Boşanma avukatını da. Yeni bir avukat bulunacak.
* Güzelim villayı Cansel'e kaptırdık . Belediyenin Başak - Hilal kooperatifine üye yazılınacak.
* Toshack bunca patırtı gürültü arasında, "Çocuğa neden benim ismimi vermediniz?" diye sitem edip duruyor. Acı gerçek anlatılacak.
* Çocuğumu birbuçuk aydır görmüyorum. Resmi istenecek. Geçen gün çocuğum sanıp ceza sahası içinde topa sarılmışım. Pisi pisine penaltı yedik.
* Ebru da boşanmak için villa istiyor, ama önce evlenilecek.
* Evlilik kurumu sorgulanacak. Karıların evleri oluyor, ben evlerimi kaybediyorum... Ne biçim evlilik bu?

Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr